Cumhurbaşkanı Erdoğan: Uydularımızı da artık kendimizin üretmesi şarttır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uydularımızı da artık kendimizin geliştirmesi ve üretmesi şarttır. Bu konuda daha fazlasını yapmamız gerekiyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Göktürk-1'in kabiliyetlerinin Türkiye'ninuzay çalışmalarında ulaşmak istediği hedef konusundaki kararlılığını ifade ettiğini belirterek, "Şimdi hedefimiz Göktürk-1'den daha gelişmiş uydular tasarlamak, üretmek ve uzaya göndermektir." dedi. Erdoğan, TUSAŞ'ta düzenlenen Göktürk-1 uydusunun fırlatma töreninde yaptığı konuşmada, uydunun ülke ve Türk Silahlı Kuvvetleri için hayırlı olmasını diledi. Göktürk-1'in Türkiye'nin bugüne kadar fırlattığı en gelişmiş görüntüleme uydusu olduğunu belirten Erdoğan, "Artık neticelerini de gördükçe daha çok gururlanacağız, bunlar bizim iftihar vesilelerimiz olacak." ifadesini kullandı.  Uydunun ilk sinyallerinin 1 saat içinde Norveç'teki yer istasyonundan alınacağına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Bilindiği gibi Rasat uydumuzu 2011 yılında Rusya'dan, Göktürk-2 uydumuzu ise Çin'den fırlatmıştık. Şimdi Göktürk-1 uydumuzu uzaya göndererek uzay çalışmalarında yeni bir adım daha atmış oluyoruz. Bugün uzaya fırlattığımız Göktürk-1 daha önce gönderilen Göktürk-2'den daha gelişmiş bir uydu. Türk Silahlı Kuvvetlerimize yüksek teknoloji kabiliyetleriyle hizmet verecek bu uydumuz, diğer alanlarda da ülkemize önemli faydalar sağlayacaktır." Göktürk-1 uydusunun yarım metreye kadar hassas görüntüleme kabiliyetine sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:  "Bu uydudan orman alanlarının kontrolünden deniz kirliliğine, doğal afetlerdeki hasar tespitlerinden rekolte tahminlerine kadar geniş bir yelpazede istifade edilecektir. Bu uydunun kabiliyetleri, Türkiye'nin uzay çalışmalarında ulaşmak istediği hedef konusundaki kararlılığının bir ifadesidir. Şimdi hedefimiz Göktürk-1'den daha gelişmiş uydular tasarlamak, üretmek ve uzaya göndermektir. Savunma sanayimizin bu yüksek teknoloji gerektiren diğer bütün ihtiyaçları gibi uydularımızı da artık kendimizin geliştirmesi ve üretmesi şarttır. Bu konuda yürütülen çalışmaları biliyorum, takdir ediyorum ama daha fazlasını yapmamız gerektiğini de özellikle belirtiyorum." "Askeri ambargolar sürekli karşımıza çıkıyor" Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili kurumların artık tüm çalışmalarını hazır alım yerine yerli tasarım ve üretimi esas alan bir anlayışla yürütmesi gerektiğini vurguladı. Erdoğan, şunları ifade etti: "Türkiye'nin son 200 yıllık tarihi bilhassa da hepimizin çok yakından takip ettiği son 32 yıldaki terörle mücadele dönemimiz bizler için çok önemli derslerle doludur. Kıbrıs Barış Harekatımızda ilk örneklerine rastladığımız askeri ambargolar, terörle mücadele dönemimizde gizli veya açık sürekli karşımıza çıkıyor. Şimdi yine bazı Batı ülkelerinin, o ülkelere ait firmaların ülkemize belirli askeri ürünleri satmama kararı aldıklarına şahit oluyoruz. Hamdolsun bugün Türkiye, 14 yıl öncesine göre savunma sanayi ürünlerinde dışa bağımlılığını yarı yarıya azaltmış durumdadır. Yüzde 80'den yüzde 40'lara gerileyen bu alandaki dışa bağımlılığımızı inşallah 2023'e kadar büyük ölçüde ortadan kaldırmış olacağız. Her zaman söylediğim bir söz var 'kötü komşu insanı hacet sahibi yapar'. Bu tür ambargolar bizi bitirmiyor, bitirmeyecek, bizi hacet sahibi yapacak. Bu tür engellemeler, savunma sanayimizi geliştirme konusundaki azmimizi güçlendiriyor." "Bugün gerçekten coşkuluyum, duyguluyum" "Bugün uzaya fırlattığımız uydudaki yerli katkı oranı yüzde 20. Bundan sonraki daha gelişmiş uydumuzu, en azından tam tersi bir oranla imal edip uzaya göndermeliyiz." diyen Erdoğan, yüksek teknoloji gerektiren projelerin uzun zaman, ciddi kaynak, birikim ve sabır istediğini bildiğine değindi. Göktürk-1'in projesinin 2009'da başladığına işaret eden Erdoğan, ihtiyaç olan tüm alanlarda kendi kendine yeterli hale gelinecek bir savunma sanayinin hızla tesis edilmesi gerektiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "İşte buyrun, azmettik, kararı verdik ve silahlı insansız hava aracında olduğu gibi savunma sanayinde, dışarıdan alacağımız sınırlı sayıdaki araç fiyatından daha ucuza, projenin tamamını finanse etme imkanına sahip olduğumuzu da gördük. Sadece talep etmek yetmiyor. Dost olduğumuz, NATO'da beraber olduğumuz bir çok dostlardan bırakın silahlıyı, 'silahsız İHA'lardan almak istiyoruz' talebimizi kendilerine iletiyoruz. 'Bugün git yarın gel, bugün git yarın gel...' En son söyledikleri ne oluyor, 'Kongreden müsaade çıkmadı.' Ya biz NATO'da beraber değil miyiz? Aynı cephede beraber değil miyiz? Bize bu yaptığınız nedir? Sonra silahlarıyla alakalı. O konularda da yine kendileriyle görüşüyoruz. Dost vesaire, oturuyoruz, konuşuyoruz, gülüşüyoruz ama iş neticeye gelince 'kongreden karar çıkmadı.' İşte bunlar bizi sonunda hacet sahibi yaptı. Şimdi artık kendimiz üretiyoruz. Hem de çok daha ucuzuna üretiyoruz. Geçmişte uçak fabrikalarımızı, motor fabrikalarımızı, silah fabrikalarımızı kapatıp hazır ürün alımına yönelen anlayışın tuzağına bir daha kesinlikle düşmemeliyiz. Kayseri, aslında, aynı zamanda uçak mezarlığıdır o topraklar, biliyor musunuz? Oralara gömmüşlerdir uçakları, üretilenleri oralara gömmüşlerdir. Biz siyasi irade olarak bu konuda kararlı bir duruş sergiliyoruz." Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinde de aynı kararlılığı görmekten memnuniyet duyduğunu belirterek, çok daha büyük projeler, çok daha büyük başarıların Türkiye'yi beklediğini bildirdi. Üniversitelerle, araştırma kuruluşlarıyla el ele vererek ülkeyi hedeflerine ulaştıracaklarına inandığını vurgulayan Erdoğan, "Bugün gerçekten coşkuluyum, duyguluyum. Zira az önce yaşadığımız an, heyecan bizler için farklılık arz ediyor." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Göktürk-1 uydusunun hayırlı olmasını dileyerek, projede emeği geçen herkesi kutladı.  Erdoğan'a konuşmasının ardından Göktürk-1 uydusunun maketi armağan edildi. Tören toplu fotoğraf çekilmesinin ardından sona erdi.  Törene, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve diğer ilgililer katıldı.