28 ŞUBATTAN BETER

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 20.01.2014 - 11:16, Güncelleme: 12.09.2022 - 18:02 1243+ kez okundu.
 

28 ŞUBATTAN BETER

"Zaman gazetesi geçenlerde öyle bir manşetle çıkmıştı. Manşetin altında yer alan ifadeler aynen şöyle: "Bugün kullanılan dil, taktik ve baskılar 28 Şubat süreciyle bire bir aynı. O dönemde, 'irticacı' denilerek 'kan emici', 'yarasa', 'habis ur' gibi yaftalamalarla dindar kesim hedef alınırken bugün 'örgüt', 'çete', 'in', 'virüs', 'Haşhaşi' gibi ağır iftiralarla Camia hedefe konuyor. 1999 yılında örgüt ve çete ithamıyla dava konusu yapılan ve  8 yıl süren yargılama sonunda beraatle sonuçlanan iddialar yeniden gündeme getirilerek Camia'ya dava açılacağı tehditleri yayılıyor. "  Kuşkusuz bu ifadeler bile tehdit kokuyor ve masum değildir. 17 Aralıktan önce böyle bir şey olmadığı halde bu sert üslubun her iki tarafta birden bire ortaya çıkması nedendir acaba? Sayın Başbakan Mart 2013'te hastalandığı zaman F. Gülen'in ona göndermiş olduğu geçmiş olsun mesajını alıp okuduğunuz zaman, hoca efendinin bir gün Sayın Başbakan'a beddua edebileceğini hayal bile edemezsiniz. Bazılarımız hatırlamaz diye, 13 Mart 2013 Çarşamba günü Zaman'da yayınlanan o mesajı aşağıya alıyorum:Geçmiş olsunYaptığı çalışmalarla ülkemiz ve insanlığa büyük hizmetlerde bulunan, çalışkanlığı ve gayretleriyle her günü dolu olan Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın rahatsızlığını büyük bir teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Neyse ki meselenin galiba enfeksiyon olduğunu ve birkaç günlük istirahattan sonra vazifesinin abşına geçip hizmetlerine devam edeceği bilgisine ulaştım ve bu müjdeli haberle mesrur oldum. Cenab-ı Mevladan Sayın Başbakanımıza sağlık ve afiyet diliyor, geçmiş olsun dileklerimi arz ediyorum. M. Fethullah GÜLENŞimdi 13 Mart 2013'te yazılan bu mesaj, eğer siyasi değilse,  onu  okuyan herhangi bir kimse,  hocanın 9 ay sonra dehşetli bir şekilde Sayın Başbakan'a beddua edebileceğine ihtimal verir mi?Bir şeylerin aniden ters gittiğini herkes anlayabiliyor. Bu durumdan en çok rahatsız olan kesimin de cemaate mensup insanlar olduğu da biliniyor. Çünkü STV ve benzeri kanallarda cemaat okullarında öğretmenlik yapan evlatlarla,  Ak Partiye bağlı olan babalar arasında büyük kavgaların yaşandığını söylediler. Cemaat mensupları ve medyası, bu durumun daha büyük bir fitneye dönüşmemesi için bir an önce Sayın Başbakan'ın bu üsluptan vazgeçmesi gerektiğini söylüyorlar. Özellikle Haşhaşi benzetmesinin çok tehlikeli olduğunu söylüyorlar. Sayın Başbakan'ın cemaati hangi açıdan Haşhaşilere benzettiğini bilmiyoruz. Muhtemelen cemaat sırlı, sırlı olduğu kadar çok yönlü bir para gücüne dayanan bir yapılanmaya sahip olduğu için böyle bir benzetme yapmıştır. Bununla birlikte böyle bir benzetmeyi şık bulmuyorum.Vaktiyle Afyon'da idamla yargılanan Üstad Bediüzzaman için de Afyon savcısı "Haşhaşi" benzetmesi yapmıştı. Bediüzzaman Şualarda o benzetmeye çok güzel bir cevap veriyor. Fakat günümüzde ne Sayın Başbakan Afyon savcısı gibi laik ve jakoben bir yönetimin bürokratıdır, ne de F. Hoca Bediüzzaman'a benzemektedir. İki örnek birbirinden tamamen farklıdır. Bediüzzaman, "Ben Mekke'de olsam Anadolu'ya gelirdim" diyor. F. Hoca ise, hiçbir mahkûmiyeti olmadığı halde ve birkaç kez Başbakan tarafından ülkeye davet edildiği halde ABD'de kalmaya ısrarla devam ediyor.Doğrusu bu fitnenin daha fazla büyümemesi herkesin temennisidir. Fakat öncelikle cemaatin devlet ve hükümetle savaşmaya son vermesi lazımdır. Devlet atamalar yapıyor, cemaat hemen o memurlara sahip çıkıyor. "kıyım yapılıyor" diyorlar. Bürokraside yapılan atamaların "kıyım olduğunu" söylemek, hükümete karşı yapılan darbeyi itiraf etmekten başka bir şey değildir. O halde öncelikle cemaat medyasının susması ve eski mevzilerine çekilmesi gerekir. Başbakan'ın Cemaate yönelik tavrının 28 Şubatt'an beter olduğunu söylemek ise, tamamen bir iftiradır. Çünkü 28 Şubat'ta Cemaat hemen okulları teslim edebileceğini askere bildirmiş ve Erbakan Hoca'ı yönetimden uzaklaştırdıkları için onlara teşekkür etmişlerdi.  Ecevit vefat ederken Hoca tarafından kendisi için yazılan taziye, tıpkı hem halife hem devlet adamı olan bir Osmanlı padişahı için yazılmış bir taziye gibiydi. Hele F. Hoca'nın "Eğer şefaat hakkım olsaydı Ecevit için kullanırdım" sözü ne ile izah edilebilir? Kaldı ki, zaten Hoca, cemaat mensupları için başörtüsü takma mecburiyetini de kaldırmıştı. Dolayısıyla 28 Şubat'tan sadece garibanlar zarar gördüler.  Sonuç olarak eğer cemaat medyası bu kavganın sona ermesini istiyorsa devletle kavga etmenin yanlış bir şey olduğunu idrak etmelidir. Ama eğer "Biz bu hükümetle mücadeleye devam edeceğiz" diyorlarsa -ki Trabzon'da yapılan bir toplantıda bu yönde bir kararın alındığını gazeteler yazdı- o zaman barış için gerekli öneriler de kendilerinden beklenir.
"Zaman gazetesi geçenlerde öyle bir manşetle çıkmıştı. Manşetin altında yer alan ifadeler aynen şöyle: "Bugün kullanılan dil, taktik ve baskılar 28 Şubat süreciyle bire bir aynı. O dönemde, 'irticacı' denilerek 'kan emici', 'yarasa', 'habis ur' gibi yaftalamalarla dindar kesim hedef alınırken bugün 'örgüt', 'çete', 'in', 'virüs', 'Haşhaşi' gibi ağır iftiralarla Camia hedefe konuyor. 1999 yılında örgüt ve çete ithamıyla dava konusu yapılan ve  8 yıl süren yargılama sonunda beraatle sonuçlanan iddialar yeniden gündeme getirilerek Camia'ya dava açılacağı tehditleri yayılıyor. "  Kuşkusuz bu ifadeler bile tehdit kokuyor ve masum değildir. 17 Aralıktan önce böyle bir şey olmadığı halde bu sert üslubun her iki tarafta birden bire ortaya çıkması nedendir acaba? Sayın Başbakan Mart 2013'te hastalandığı zaman F. Gülen'in ona göndermiş olduğu geçmiş olsun mesajını alıp okuduğunuz zaman, hoca efendinin bir gün Sayın Başbakan'a beddua edebileceğini hayal bile edemezsiniz. Bazılarımız hatırlamaz diye, 13 Mart 2013 Çarşamba günü Zaman'da yayınlanan o mesajı aşağıya alıyorum:Geçmiş olsunYaptığı çalışmalarla ülkemiz ve insanlığa büyük hizmetlerde bulunan, çalışkanlığı ve gayretleriyle her günü dolu olan Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın rahatsızlığını büyük bir teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Neyse ki meselenin galiba enfeksiyon olduğunu ve birkaç günlük istirahattan sonra vazifesinin abşına geçip hizmetlerine devam edeceği bilgisine ulaştım ve bu müjdeli haberle mesrur oldum. Cenab-ı Mevladan Sayın Başbakanımıza sağlık ve afiyet diliyor, geçmiş olsun dileklerimi arz ediyorum. M. Fethullah GÜLENŞimdi 13 Mart 2013'te yazılan bu mesaj, eğer siyasi değilse,  onu  okuyan herhangi bir kimse,  hocanın 9 ay sonra dehşetli bir şekilde Sayın Başbakan'a beddua edebileceğine ihtimal verir mi?Bir şeylerin aniden ters gittiğini herkes anlayabiliyor. Bu durumdan en çok rahatsız olan kesimin de cemaate mensup insanlar olduğu da biliniyor. Çünkü STV ve benzeri kanallarda cemaat okullarında öğretmenlik yapan evlatlarla,  Ak Partiye bağlı olan babalar arasında büyük kavgaların yaşandığını söylediler. Cemaat mensupları ve medyası, bu durumun daha büyük bir fitneye dönüşmemesi için bir an önce Sayın Başbakan'ın bu üsluptan vazgeçmesi gerektiğini söylüyorlar. Özellikle Haşhaşi benzetmesinin çok tehlikeli olduğunu söylüyorlar. Sayın Başbakan'ın cemaati hangi açıdan Haşhaşilere benzettiğini bilmiyoruz. Muhtemelen cemaat sırlı, sırlı olduğu kadar çok yönlü bir para gücüne dayanan bir yapılanmaya sahip olduğu için böyle bir benzetme yapmıştır. Bununla birlikte böyle bir benzetmeyi şık bulmuyorum.Vaktiyle Afyon'da idamla yargılanan Üstad Bediüzzaman için de Afyon savcısı "Haşhaşi" benzetmesi yapmıştı. Bediüzzaman Şualarda o benzetmeye çok güzel bir cevap veriyor. Fakat günümüzde ne Sayın Başbakan Afyon savcısı gibi laik ve jakoben bir yönetimin bürokratıdır, ne de F. Hoca Bediüzzaman'a benzemektedir. İki örnek birbirinden tamamen farklıdır. Bediüzzaman, "Ben Mekke'de olsam Anadolu'ya gelirdim" diyor. F. Hoca ise, hiçbir mahkûmiyeti olmadığı halde ve birkaç kez Başbakan tarafından ülkeye davet edildiği halde ABD'de kalmaya ısrarla devam ediyor.Doğrusu bu fitnenin daha fazla büyümemesi herkesin temennisidir. Fakat öncelikle cemaatin devlet ve hükümetle savaşmaya son vermesi lazımdır. Devlet atamalar yapıyor, cemaat hemen o memurlara sahip çıkıyor. "kıyım yapılıyor" diyorlar. Bürokraside yapılan atamaların "kıyım olduğunu" söylemek, hükümete karşı yapılan darbeyi itiraf etmekten başka bir şey değildir. O halde öncelikle cemaat medyasının susması ve eski mevzilerine çekilmesi gerekir. Başbakan'ın Cemaate yönelik tavrının 28 Şubatt'an beter olduğunu söylemek ise, tamamen bir iftiradır. Çünkü 28 Şubat'ta Cemaat hemen okulları teslim edebileceğini askere bildirmiş ve Erbakan Hoca'ı yönetimden uzaklaştırdıkları için onlara teşekkür etmişlerdi.  Ecevit vefat ederken Hoca tarafından kendisi için yazılan taziye, tıpkı hem halife hem devlet adamı olan bir Osmanlı padişahı için yazılmış bir taziye gibiydi. Hele F. Hoca'nın "Eğer şefaat hakkım olsaydı Ecevit için kullanırdım" sözü ne ile izah edilebilir? Kaldı ki, zaten Hoca, cemaat mensupları için başörtüsü takma mecburiyetini de kaldırmıştı. Dolayısıyla 28 Şubat'tan sadece garibanlar zarar gördüler.  Sonuç olarak eğer cemaat medyası bu kavganın sona ermesini istiyorsa devletle kavga etmenin yanlış bir şey olduğunu idrak etmelidir. Ama eğer "Biz bu hükümetle mücadeleye devam edeceğiz" diyorlarsa -ki Trabzon'da yapılan bir toplantıda bu yönde bir kararın alındığını gazeteler yazdı- o zaman barış için gerekli öneriler de kendilerinden beklenir.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.