Barış Pınarı Avrupa’nın 'ikiyüzlülüğünü' ifşa etti

Gündem 29.10.2019 - 09:10, Güncelleme: 12.09.2022 - 18:03 2190+ kez okundu.
 

Barış Pınarı Avrupa’nın 'ikiyüzlülüğünü' ifşa etti

Türkiye’nin teröre karşı başlattığı harekâta yönelik Batı Avrupa medyasının ve siyasi elitinin tutumu, söz konusu Türkiye olduğuna Avrupa’nın nasıl ikiyüzlülü ve çifte standartçı bir politika izlediğini bir kez daha ortaya koydu.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 9 Ekim 2019’da Türkiye’nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barışı ve huzuru getirmek amacıyla, PYD/PKK terör örgütüne karşı Barış Pınarı harekâtını başlattı. Türkiye’nin teröre karşı başlattığı harekât dünya gündeminin odağında yer bulurken, Batı Avrupa medyasının ve siyasi elitinin harekâta yönelik tutumu, söz konusu Türkiye olduğuna Avrupa’nın nasıl ikiyüzlülü ve çifte standartçı bir politika izlediğini bir kez daha ortaya koydu. Avrupa Birliği (AB) Barış Pınarı harekâtının kınarken bazı AB ülkeleri Türkiye’ye karşı ortak bildiri yayınlamak amacıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) toplanma talebinde bulundu. Fakat Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) buna karşı çıktı. Buna rağmen BMGK üyesi bazı Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin teröre karşı Suriye’de gerçekleştirdiği harekâtı kınamak adına ortak bildiri yayınlamaktan geri durmadı. Çifte standartlarıyla ve savunuculuğunu yaptığı değerlere saygı göstermemekle Avrupa belki de kendi kendine zarar veriyor. Çünkü Avrupa bu davranışlarıyla kendi içinde olduğu kadar uluslararası arenada da itibarını ve güvenilirliğini kaybediyor. Batı Avrupa ülkelerinin liderleri yaptıkları açıklamalarda, sivillere yönelik “endişelerini” ifade ederek söz konusu sivillerin “tehlikede” olduğunu savundu. YPG/PKK terör örgütü yanlıları sosyal medyada birçok yalan haber yayınlayarak, farklı mekân ve zamanlarda çekilen fotoğraf ve görüntüleri Barış Pınarı harekâtı sırasında çekilmiş gibi göstererek bu yönde bilgi kirliliği yaratma ve kitleleri yönlendirme çabası gösterdi. Söz konusu Avrupalı liderlerin mülteci krizi sırasında başta Suriye olmak üzere Orta Doğu’dan gelen mültecilere yönelik davranışlarının da yer aldığı “daha geniş resme” bakacak olursak, mültecilere yönelik herhangi bir müspet tutum göstermediklerini ve milyonlarca masum insanın hayatı söz konusu olmasına rağmen, suçu birbirlerine atarak mültecileri Batı Avrupa ülkelerine kabul etmeyi kategorik bir şekilde reddettiklerini kolayca tespit etmiş oluruz. Avrupa’nın aksine Türkiye yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye kucak açarak tekrar topluma kazandırılmaları adına onlara sığınma, eğitim, sağlık hizmeti sundu; ayrıca sosyal ve kültürel birçok hizmet sağladı. Türkiye mültecilerle yıllardır dayanışma içinde olup onlara ev sahipliği yaparken Avrupa topraklarında mültecilere karşı dikenli tel örgüler inşa edildi, mülteci karşıtı sloganları atıldı; siyasiler ise ayrımcılık ve şovenizm içeren açıklamalarda bulundu. Özgürlük, insanlık, insan hakları ve dayanışmanın savunuculuğunu yapan Avrupa’nın davranışlarını tüm dünya şaşkın gözlerle izledi. Çünkü mülteci krizi sırasında Batı Avrupa ülkeleri mültecileri istememiş, mültecilerin yükünü ve sorumluluğunu başkasının üstlenmesini istemişti. Bugüne kadar kendi topraklarına gelen mülteciler için uygun bir çözüm bulamayan Batı Avrupa ülkelerinin mültecilere yönelik ayrımcı ve insanlık dışı davranışı ise “medeniyetin beşiği” olarak kabul edilen Avrupa’nın özellikle en büyük metropollerinde gözlemlenmektedir. Avrupalıların hayatı Türk vatandaşlarından daha mı önemli? Fransa’da 2015 yılında düzenlenen terör saldırılarının ardından Batı Avrupa liderlerinin Paris sokaklarında yürüyüş yaptığını hatırlamakta fayda var. Fakat DEAŞ ve YPG/PKK tarafından düzenlenen terör saldırılarında hayatını kaybeden masum Türk vatandaşları için böyle bir şey yapmadılar. FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden vatandaşlar için de Türkiye’yle yeteri derecede dayanışma gösterilmedi. Aksine, söz konusu terör örgütlerinin mensubu teröristler Batı Avrupa ülkelerine sığınıp buradan halen Türkiye ve Türk halkına karşı propaganda yapmaya devam ediyor. Avrupalı liderlerin mülteci krizi sırasında başta Suriye olmak üzere Orta Doğu’dan gelen mültecilere yönelik davranışlarının da yer aldığı “daha geniş resme” bakacak olursak, mültecilere yönelik herhangi bir müspet tutum göstermediklerini ve milyonlarca masum insanın hayatı söz konusu olmasına rağmen, suçu birbirlerine atarak mültecileri Batı Avrupa ülkelerine kabul etmeyi kategorik bir şekilde reddettiklerini kolayca tespit etmiş oluruz. YPG/PKK tarafından gerçekleştirilen terör saldırılarında, aralarında birçok genç de olmak üzere çok sayıda Türk vatandaşı hayatını kaybetti. 2017 yılının Haziran ayında Batman’da gerçekleştirilen terör saldırısında hayatını kaybedenler arasında 22 yaşında bir müzik öğretmeni de vardı. Aynı şekilde, 31 Ocak 2018’de PYD/PKK teröristlerinin Reyhanlı’daki evine yönelik roket saldırısında hayatını kaybeden Fatma Avlar’ın öğretmen olma hayali de kendisiyle birlikte yok oldu. Eşitlik ve dayanışma Avrupa’nın taahhütte bulunduğu ana medeniyet değerleri arasında yer alıyor. Fakat Avrupalı liderlerin Türkiye’nin ve Türk halkının on yıllardır muzdarip olduğu terör sorununa yaklaşımı ve bakışı, genel olarak Avrupa’dakinden daha farklı. Burada “Avrupalıların hayatı Türk vatandaşlarından daha mı önemli?” sorusu akla geliyor. Değilse, o zaman söz konusu terörle mücadele olduğunda neden Avrupa Türkiye ile dayanışma içerisinde olmuyor? Ya da şöyle soralım: Avrupa terör sorunuyla karşı karşıya kaldığında bu sorun hem Türkiye’nin hem de diğerlerinin sorunu olurken, Türkiye bir sorunla karşılaşıp desteğe ihtiyacı olduğunda, neden bu sorunun üstesinden kendi başına gelmek zorunda kalıyor? Ve nihayet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendi ulusal güvenliğini YPG/PKK teröristlerine karşı korumak adına Türkiye’nin somut adımlar atacağını söylerken Avrupa neredeydi? Tam da bu soruların cevaplarının arkasında, AB üyeliğine aday olan bir ortağına terörle mücadele konusunda defalarca sırtını çeviren Avrupa’nın iki yüzlülüğü gizleniyor. Öte yandan, Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik iki yüzlülüğü, sporda ve bu alanda elde edilen başarıların kutlanması söz konusu olduğunda da ortaya çıkıyor. Bir süre önce Arnavutluk ve Fransa karşılaşmalarında asker selamı gönderen Türk milli takım oyuncularına karşı UEFA tarafından disiplin soruşturması başlatıldı. Futbolseverler Fransız oyuncu Antoine Griezmann ve Portekizli oyuncu Cristiano Ronaldo gibi birçok Avrupalı oyuncunun gol sevinçlerini asker selamıyla kutladığını çok iyi biliyor. UEFA’nın disiplin soruşturması başlatmadığı bu hareketler, söz konusu Türk oyuncular olduğunda, disiplin soruşturması başlatılması için bir sebep olabiliyor. Griezmann’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u asker selamıyla selamlaması Avrupa medyası tarafından “devlet başkanına karşı bir jest” olarak nitelendirirken, UEFA bu olaya sessiz kalmayı tercih etmişti. Fakat Türk oyuncular aynı hareketi yaptığında UEFA sessiz kalmadı. Batı Avrupa siyasi elitleri, hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıkları ya da bilgi sahibi değilmiş gibi davrandıkları Türkiye’nin adımlarını kınadıkları zaman, Türkiye’nin dünyada insani yardım alanındaki en büyük bağışçılar arasında ikinci sırada bulunduğunu unutuyorlar. Kalkınma İnisiyatifleri adlı kuruluşun raporunda, Türkiye’nin 2018 yılında insani yardım için 8,4 milyar dolar harcadığı ve yaklaşık 4 milyon mülteciye yıllardır ev sahipliği yaparak mültecilerin insani sorunuyla başa çıkamayan Avrupa’nın güvenliğini temin ettiği ifade ediliyor. Çifte standartlarıyla ve savunuculuğunu yaptığı değerlere saygı göstermemekle Avrupa belki de kendi kendine zarar veriyor. Çünkü Avrupa bu davranışlarıyla kendi içinde olduğu kadar uluslararası arenada da itibarını ve güvenilirliğini kaybediyor.
Türkiye’nin teröre karşı başlattığı harekâta yönelik Batı Avrupa medyasının ve siyasi elitinin tutumu, söz konusu Türkiye olduğuna Avrupa’nın nasıl ikiyüzlülü ve çifte standartçı bir politika izlediğini bir kez daha ortaya koydu.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 9 Ekim 2019’da Türkiye’nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barışı ve huzuru getirmek amacıyla, PYD/PKK terör örgütüne karşı Barış Pınarı harekâtını başlattı. Türkiye’nin teröre karşı başlattığı harekât dünya gündeminin odağında yer bulurken, Batı Avrupa medyasının ve siyasi elitinin harekâta yönelik tutumu, söz konusu Türkiye olduğuna Avrupa’nın nasıl ikiyüzlülü ve çifte standartçı bir politika izlediğini bir kez daha ortaya koydu.

Avrupa Birliği (AB) Barış Pınarı harekâtının kınarken bazı AB ülkeleri Türkiye’ye karşı ortak bildiri yayınlamak amacıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) toplanma talebinde bulundu. Fakat Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) buna karşı çıktı. Buna rağmen BMGK üyesi bazı Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin teröre karşı Suriye’de gerçekleştirdiği harekâtı kınamak adına ortak bildiri yayınlamaktan geri durmadı.

Çifte standartlarıyla ve savunuculuğunu yaptığı değerlere saygı göstermemekle Avrupa belki de kendi kendine zarar veriyor. Çünkü Avrupa bu davranışlarıyla kendi içinde olduğu kadar uluslararası arenada da itibarını ve güvenilirliğini kaybediyor.

Batı Avrupa ülkelerinin liderleri yaptıkları açıklamalarda, sivillere yönelik “endişelerini” ifade ederek söz konusu sivillerin “tehlikede” olduğunu savundu. YPG/PKK terör örgütü yanlıları sosyal medyada birçok yalan haber yayınlayarak, farklı mekân ve zamanlarda çekilen fotoğraf ve görüntüleri Barış Pınarı harekâtı sırasında çekilmiş gibi göstererek bu yönde bilgi kirliliği yaratma ve kitleleri yönlendirme çabası gösterdi.

Söz konusu Avrupalı liderlerin mülteci krizi sırasında başta Suriye olmak üzere Orta Doğu’dan gelen mültecilere yönelik davranışlarının da yer aldığı “daha geniş resme” bakacak olursak, mültecilere yönelik herhangi bir müspet tutum göstermediklerini ve milyonlarca masum insanın hayatı söz konusu olmasına rağmen, suçu birbirlerine atarak mültecileri Batı Avrupa ülkelerine kabul etmeyi kategorik bir şekilde reddettiklerini kolayca tespit etmiş oluruz.

Avrupa’nın aksine Türkiye yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye kucak açarak tekrar topluma kazandırılmaları adına onlara sığınma, eğitim, sağlık hizmeti sundu; ayrıca sosyal ve kültürel birçok hizmet sağladı. Türkiye mültecilerle yıllardır dayanışma içinde olup onlara ev sahipliği yaparken Avrupa topraklarında mültecilere karşı dikenli tel örgüler inşa edildi, mülteci karşıtı sloganları atıldı; siyasiler ise ayrımcılık ve şovenizm içeren açıklamalarda bulundu. Özgürlük, insanlık, insan hakları ve dayanışmanın savunuculuğunu yapan Avrupa’nın davranışlarını tüm dünya şaşkın gözlerle izledi. Çünkü mülteci krizi sırasında Batı Avrupa ülkeleri mültecileri istememiş, mültecilerin yükünü ve sorumluluğunu başkasının üstlenmesini istemişti. Bugüne kadar kendi topraklarına gelen mülteciler için uygun bir çözüm bulamayan Batı Avrupa ülkelerinin mültecilere yönelik ayrımcı ve insanlık dışı davranışı ise “medeniyetin beşiği” olarak kabul edilen Avrupa’nın özellikle en büyük metropollerinde gözlemlenmektedir.

Avrupalıların hayatı Türk vatandaşlarından daha mı önemli?

Fransa’da 2015 yılında düzenlenen terör saldırılarının ardından Batı Avrupa liderlerinin Paris sokaklarında yürüyüş yaptığını hatırlamakta fayda var. Fakat DEAŞ ve YPG/PKK tarafından düzenlenen terör saldırılarında hayatını kaybeden masum Türk vatandaşları için böyle bir şey yapmadılar. FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden vatandaşlar için de Türkiye’yle yeteri derecede dayanışma gösterilmedi. Aksine, söz konusu terör örgütlerinin mensubu teröristler Batı Avrupa ülkelerine sığınıp buradan halen Türkiye ve Türk halkına karşı propaganda yapmaya devam ediyor.

Avrupalı liderlerin mülteci krizi sırasında başta Suriye olmak üzere Orta Doğu’dan gelen mültecilere yönelik davranışlarının da yer aldığı “daha geniş resme” bakacak olursak, mültecilere yönelik herhangi bir müspet tutum göstermediklerini ve milyonlarca masum insanın hayatı söz konusu olmasına rağmen, suçu birbirlerine atarak mültecileri Batı Avrupa ülkelerine kabul etmeyi kategorik bir şekilde reddettiklerini kolayca tespit etmiş oluruz.

YPG/PKK tarafından gerçekleştirilen terör saldırılarında, aralarında birçok genç de olmak üzere çok sayıda Türk vatandaşı hayatını kaybetti. 2017 yılının Haziran ayında Batman’da gerçekleştirilen terör saldırısında hayatını kaybedenler arasında 22 yaşında bir müzik öğretmeni de vardı. Aynı şekilde, 31 Ocak 2018’de PYD/PKK teröristlerinin Reyhanlı’daki evine yönelik roket saldırısında hayatını kaybeden Fatma Avlar’ın öğretmen olma hayali de kendisiyle birlikte yok oldu.

Eşitlik ve dayanışma Avrupa’nın taahhütte bulunduğu ana medeniyet değerleri arasında yer alıyor. Fakat Avrupalı liderlerin Türkiye’nin ve Türk halkının on yıllardır muzdarip olduğu terör sorununa yaklaşımı ve bakışı, genel olarak Avrupa’dakinden daha farklı. Burada “Avrupalıların hayatı Türk vatandaşlarından daha mı önemli?” sorusu akla geliyor. Değilse, o zaman söz konusu terörle mücadele olduğunda neden Avrupa Türkiye ile dayanışma içerisinde olmuyor? Ya da şöyle soralım: Avrupa terör sorunuyla karşı karşıya kaldığında bu sorun hem Türkiye’nin hem de diğerlerinin sorunu olurken, Türkiye bir sorunla karşılaşıp desteğe ihtiyacı olduğunda, neden bu sorunun üstesinden kendi başına gelmek zorunda kalıyor? Ve nihayet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendi ulusal güvenliğini YPG/PKK teröristlerine karşı korumak adına Türkiye’nin somut adımlar atacağını söylerken Avrupa neredeydi?

Tam da bu soruların cevaplarının arkasında, AB üyeliğine aday olan bir ortağına terörle mücadele konusunda defalarca sırtını çeviren Avrupa’nın iki yüzlülüğü gizleniyor. Öte yandan, Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik iki yüzlülüğü, sporda ve bu alanda elde edilen başarıların kutlanması söz konusu olduğunda da ortaya çıkıyor. Bir süre önce Arnavutluk ve Fransa karşılaşmalarında asker selamı gönderen Türk milli takım oyuncularına karşı UEFA tarafından disiplin soruşturması başlatıldı. Futbolseverler Fransız oyuncu Antoine Griezmann ve Portekizli oyuncu Cristiano Ronaldo gibi birçok Avrupalı oyuncunun gol sevinçlerini asker selamıyla kutladığını çok iyi biliyor. UEFA’nın disiplin soruşturması başlatmadığı bu hareketler, söz konusu Türk oyuncular olduğunda, disiplin soruşturması başlatılması için bir sebep olabiliyor. Griezmann’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u asker selamıyla selamlaması Avrupa medyası tarafından “devlet başkanına karşı bir jest” olarak nitelendirirken, UEFA bu olaya sessiz kalmayı tercih etmişti. Fakat Türk oyuncular aynı hareketi yaptığında UEFA sessiz kalmadı.

Batı Avrupa siyasi elitleri, hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıkları ya da bilgi sahibi değilmiş gibi davrandıkları Türkiye’nin adımlarını kınadıkları zaman, Türkiye’nin dünyada insani yardım alanındaki en büyük bağışçılar arasında ikinci sırada bulunduğunu unutuyorlar. Kalkınma İnisiyatifleri adlı kuruluşun raporunda, Türkiye’nin 2018 yılında insani yardım için 8,4 milyar dolar harcadığı ve yaklaşık 4 milyon mülteciye yıllardır ev sahipliği yaparak mültecilerin insani sorunuyla başa çıkamayan Avrupa’nın güvenliğini temin ettiği ifade ediliyor.

Çifte standartlarıyla ve savunuculuğunu yaptığı değerlere saygı göstermemekle Avrupa belki de kendi kendine zarar veriyor. Çünkü Avrupa bu davranışlarıyla kendi içinde olduğu kadar uluslararası arenada da itibarını ve güvenilirliğini kaybediyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.