COŞKUN, YARIYIL DEĞERLENDİRMESİNDE BULUNDU
COŞKUN, YARIYIL DEĞERLENDİRMESİNDE BULUNDU
Eğitim Bir Sen Şube Başkanı İbrahim Coşkun, 2018-2019 eğitim-öğretim yılının sona ermesinin ardından bir basın açıklaması yaptı.
Başkan Coşkun yaptığı açıklamada, Geleceğimizi Karartmaya Kimsenin Hakkı Yoktur. Çocuklarımızı geleceğe hazırlama idealiyle büyük bir fedakârlık gösteren eğitim çalışanlarımızı emekleriyle 2018-2019 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat döneminin sonuna geldik. Eğitim sistemimizin daha verimli, çocuklarımızın alacağı eğitimin daha nitelikli olabilmesi için eğitimdeki genel ve yerel sorunları ve çözüm önerilerimizi dün olduğu gibi bugün de ilgililerle ve kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Diyen Coşkun açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Millî Eğitim Bakanlığı’nın ilan ettiği 2023 Eğitim Vizyonu, kamuoyunda olumlu tepkiler almış, geleceğe dair bir umut aşılamıştır. Bizim de sürekli dile getirdiğimiz, çözüm önerileri teklif ettiğimiz birçok sorunun başlığa dönüşerek Vizyon Belgesi’nde yer alması önemli bir başlangıç olmuştur. Ancak, ümit ve beklenti oluşturan bu başlıklarla ilgili adımların gecikmesi tüm eğitimcilerde tedirginlik oluşturmaya başlamış, kamuoyunun beklentisini daha da artırmıştır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması için somut çalışmaların başlatılması, alan değişikliği
taleplerinin karşılanması, görevde yükselme sınavlarının gerçekleştirilmesi gibi adımlar, bizim de talep
ettiğimiz ve gerçekleşmesini beklediğimiz olumlu gelişmelerdir. Ancak, 3600 ek gösterge vaadinin bir
türlü yerine getirilememesi, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının doğurduğu olumsuz sonuçlar, yer
değişikliği sürecinde karşılanmayan talepler, eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddete karşı
etkin ve caydırıcı bir düzenlemenin hayata geçirilememesi gibi konular ve sıkıntılar eğitim-öğretim
yılının ilk dönemine damga vurmuştur.
Öğretmen açığı, erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği, ek ders
esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, eğitimin denetim ve
rehberlik ayağının ihmal edilmesi gibi birçok konuda beklentileri karşılayan adımlar hâlâ atılmış
değildir.
Yerelde ise;
- Öğretmen açığımız 7 binleri bulmaktadır.
- Sınıfların kalabalık oluşu; birçok ilde ikili yapan okul kalmamışken ilimizde ikili eğitim yapan
okullarımızda dahi sınıf mevcutlarının 50 ‘ye dayandığını görüyoruz. Buda okulların ihtiyaç bazlı
planlamanın dikkate alınmadığının bir göstergesidir.
-Taşımalı öğrenci sayımızda bir eksilmenin olmadığı ve aynı sorunların devam ettiğini görüyoruz.
-Suriyeli öğrencilerin entegrasyonundaki öğretmen, öğrenci ve veli bazlı sıkıntılar her geçen gün
artarak devam etmektedir.
- Kampüs okullarımızdaki sosyal donatıların (yemekhane, kütüphane, dinlenme ortamları, ulaşım
vb.)dikkate alınmaması öğrenci ve velilerimizi gereksiz gündemlerle meşgul etmektedir.
- Görevlendirmelerdeki keyfi tutumlar ve bu keyfiyetin denetimden geçirilmemesi camiada Kurumlara
duyulan güveni sarsmaktadır.
-Lise giriş sınavlarındaki sıralamamızın 77 olması, somut bir gösterge olup, ilimizde üniversite
yerleştirmelerinde de çok gerilerde yer aldığı aşikârdır.
Beklentileri karşılayacak somut adımların atılması, sorunları çözmeye yönelik cesur kararların
alınması, nitelikli bir eğitim ve daha iyi bir gelecek için olmazsa olmazdır. Zira bütün oluş ve olguların
hatta insan ve hayatla ilişkili her alanın birikiminin neşet ettiği hem ilk hem de daimi bir insani eylem
ve disiplin olan eğitime hak ettiği değeri vermeyen ülkelerin sonu, ya yerinde saymak ya da geri
kalmışlık tuzağına saplanmaktır. Bu nedenle, birikmiş sorunlara acil olarak çözümler bulunmalı ve
bunun için hemen harekete geçilmelidir.
İnsanı merkeze alan, öğretmeni eğitimin temel unsuru bilen, ona bilgi, donanım, formasyon ve haklar
bakımından imkân ve itibar kazandıran yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle daha verimli
sonuçlar elde edeceğimiz bir sistemin işleyişi için aşağıdaki başlıklara ilişkin adım atılmasını istiyoruz.
Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şubesi olarak, her zaman özgürlüklerden yana olduk, kısıtlamalara ve
dayatmalara da karşı çıktık. Haklıdan ve doğrudan yana oluşumuz, haksızlığa ve yanlışa karşı kavi
duruşumuz, üye kazanarak büyümemize, ülke olarak özgürlüklerin sınırının genişlemesine vesile oldu.
Türkiye’nin geçmişten günümüze birçok alanda katettiği mesafe, çalışanların kazandığı haklar, milletin
dirayetiyle kaldırılan vesayet odakları, sivil inisiyatiflerin gayretleriyle ters yüz edilen darbe ürünü
mevzuatlar ülkemizi bugün herkes için ümitvar bir eşiğe getirmiştir. Tüm bu değişimden ne hikmetse
bir türlü nasibini alamayan bir kılık ve kıyafet dayatmasıyla hâlâ karşı karşıyayız. Temel bir insan
hakkının ikamesi, kişisel özgürlüğün belirgin bir nişanesi olarak gördüğümüz kılık ve kıyafet özgürlüğü
hakkının da alınabilmesi için başlattığımız sivil itaatsizlik eylemi, kamu görevlileri kılık ve kıyafet
özgürlüğüne kavuşuncaya kadar devam edecektir.” Diyerek sözlerini sonlandırdı.
İBRAHİM HALİL ÖZPOLAT
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.