Hipertansiyon Belirtilerine Karşı Çok Dikkatli Olunmalı

Asayiş 27.11.2018 - 08:44, Güncelleme: 12.09.2022 - 18:03 2034+ kez okundu.
 

Hipertansiyon Belirtilerine Karşı Çok Dikkatli Olunmalı

İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) Başkanı Prof. Dr. Kerim Güler, hipertansiyon konusunda önemli bilgiler verdi.
Ülkemizde yüksek tansiyon farkındalık seviyesinin oldukça düşük olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kerim Güler, hipertansiyonda erken teşhisin önemli olduğunu söyledi. Hipertansiyonun bir damar sorunu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Güler, “Hipertansiyon damarın içinde kan kütlesinin yaptığı basınçtır. Bu açıdan hipertansiyon çok önemli bir hastalık. Öyle ki bu hastalık kalp krizi, inme ve diğer beyin hadiselerine neden olabilecek kadar büyük ölümcül hastalıklara yol açar. Hipertansiyonun erken dönemde kontrol altına alınması ise hem hekimin karşılaşacağı hem de hastanın yaşamak zorunda kalacağı sıkıntılı süreçleri çoğu zaman ortadan kaldırıyor ve genellikle erteliyor” şeklinde konuştu. “Metobolik Hastalıklar Konusunda Daha Bilinçli Olmalıyız” Türkiye’de 15 milyon hipertansiyon hastası olduğunu ve hipertansiyon konusunda halkın ciddi manada bilgilendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Güler, “Üzülerek söylemeliyim ki, Türkiye, metabolik hastalıklar yani diyabet, kolesterol, yağların yüksekliği ve hipertansiyon tedavisinde dünyanın en geri ülkelerinden biri. Buradaki en önemli faktörlerden biri, hastalarımızın hastalığı kabullenmemesi ve verdiğimiz önerilere uymaması. ‘Benim tansiyonum asabi’, ‘Küçük tansiyonum iyi’, ‘Babamda da tansiyon vardı’, ‘İlaçların yan etkileri çok fazla’ gibi sözlerle hipertansiyona inanmadıklarını ya da hastalığı hafife aldıklarını ifade ediyorlar. Bu durum tedavide başarı şansımızı azaltabiliyor. Diğer taraftan hastalar kendilerini ilaç dışı bitkisel tedavilerle tedavi etmeye kalkıyor. Tansiyon hastaları limon ve sarımsak ile tedavi olmaya çalışıyor. Elbette bunların antioksidan özellikleri çok ama bunlar ilaç yerine tansiyonu tedavi etmek için kullanılamaz. Türkiye’de hipertansiyon hastalarının 54’ünü tedavi edebiliyoruz. Basit gibi görünse de 46’sı hastalığı ciddiye almıyor ve hipertansiyonun yapmış olduğu, felç, inme, kalp krizi gibi hastalıklarla yaşantısını sürdürüyor. Bu yüzden ülkemizde bizim çok daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor” ifadelerinde bulundu. “Hipertansiyon Belirtilerine Karşı Dikkatli Olunmalı” Hipertansiyonun baş ağrısı, baş dönmesi, yüzde kızarıklık, kalp çarpıntısı, kolay yorulma gibi belirtiler gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Güler, “Bu belirtiler ile birlikte hasta hipertansiyonu olduğunun farkına varabiliyor. Ancak bununla birlikte, hiçbir belirtisi olmayan hipertansiyon tipleri de vardır. Söz gelimi tansiyon yüksektir ancak hastanın bir şikayeti yoktur. Bu en tehlikeli durumdur ve biz hekimler buna ‘sessiz katil’ diyoruz. Çünkü kişi hastalığın farkında olmadan yaşam tarzına aynen devam ediyor ve bizim karşımıza felç ya da kalp krizi ile geliyor. Ancak bilinmelidir ki, hipertansiyon tedavi edilebilir ve önlenebilir bir hastalıktır” değerlendirmesinde bulundu. “Hipertansiyon Tedavisinde Yaşam Tarzı Değişikliği Çok Önemli” Hastanın yaşam kalitesine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, “Hipertansiyon tedavisinde yaşam tarzı değişikliği çok önemli. Ancak Türk halkı tedavi konusunda direnç gösteriyor. Örneğin, Türkiye için en büyük sorun tuz sorunu. Bir kişinin sağlıklı beslenmesi için 6 mg tuz alması gerekirken Türkiye dünya tuz tüketiminde 18 mg ile birinci sırada yer alıyor. Hipertansiyon hastası olduğunu bilen ve tuzsuz yediğini söyleyen hastalarda bile bu oran 16 mg. Hipertansiyon tedavisinde beslenme alışkanlıkları son derece önemlidir. Örneğin, Afrika’da tuz tanımayan kabileler var ve bu kabilelerde hipertansiyon vakasına rastlanmamaktadır. Hastalar, her gün 45 dakika tempolu yürüyüş yapmalı. Sigara içiyorsa muhakkak bırakmalı ve verilen ilacı uygun dozlarda mutlaka almalı” ifadelerini kullandı. “Hastalar İlacın Yan Etkilerinden Korkuyor” Türkiye’deki hastaların ilaç almaktan korktuğunu belirten Prof. Dr. Güler, “Hastalar, ilacın yapacağı yan etkiden korkuyor. Halbuki ilaçların yapacağı yan etki hipertansiyonun yapacağı kalp krizi ve felç gibi ölümcül hastalıkların yanında çok küçük kalıyor. Hipertansiyon hastaları beslenmesine çok dikkat etmeli. Hipertansiyon damara zarar veren diğer tüm hastalıklarla birlikte düşünülmelidir: kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı, şeker hastalığı ve obezite. Bunların hepsi damarlarda zararlı etki yaratır. Mesleki tecrübelerim gösteriyor ki, yaşam tarzı değişikliği ve hekimin verdiği ilacı düzenli kullanmak, hipertansiyonda önemli bir başarı sağlıyor” dedi. “Hipertansiyona Bağlı Ölümler Kanser Ölümlerinden Daha Yüksek Bir Orana Sahip” Hipertansiyona bağlı ölümlerin kanser ölümlerine nazaran daha yüksek bir orana sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Güler, “İnsanlar kanser olup ölmekten korkuyor. Halbuki hipertansiyon kanserden çok daha fazla öldürüyor. Bunun yanı sıra, hipertansiyon kanserden çok daha kolay bir şekilde tedavi edilebiliyor” şeklinde konuştu.  
İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) Başkanı Prof. Dr. Kerim Güler, hipertansiyon konusunda önemli bilgiler verdi.

Ülkemizde yüksek tansiyon farkındalık seviyesinin oldukça düşük olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kerim Güler, hipertansiyonda erken teşhisin önemli olduğunu söyledi. Hipertansiyonun bir damar sorunu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Güler, “Hipertansiyon damarın içinde kan kütlesinin yaptığı basınçtır. Bu açıdan hipertansiyon çok önemli bir hastalık. Öyle ki bu hastalık kalp krizi, inme ve diğer beyin hadiselerine neden olabilecek kadar büyük ölümcül hastalıklara yol açar. Hipertansiyonun erken dönemde kontrol altına alınması ise hem hekimin karşılaşacağı hem de hastanın yaşamak zorunda kalacağı sıkıntılı süreçleri çoğu zaman ortadan kaldırıyor ve genellikle erteliyor” şeklinde konuştu.

“Metobolik Hastalıklar Konusunda Daha Bilinçli Olmalıyız”

Türkiye’de 15 milyon hipertansiyon hastası olduğunu ve hipertansiyon konusunda halkın ciddi manada bilgilendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Güler, “Üzülerek söylemeliyim ki, Türkiye, metabolik hastalıklar yani diyabet, kolesterol, yağların yüksekliği ve hipertansiyon tedavisinde dünyanın en geri ülkelerinden biri. Buradaki en önemli faktörlerden biri, hastalarımızın hastalığı kabullenmemesi ve verdiğimiz önerilere uymaması. ‘Benim tansiyonum asabi’, ‘Küçük tansiyonum iyi’, ‘Babamda da tansiyon vardı’, ‘İlaçların yan etkileri çok fazla’ gibi sözlerle hipertansiyona inanmadıklarını ya da hastalığı hafife aldıklarını ifade ediyorlar. Bu durum tedavide başarı şansımızı azaltabiliyor. Diğer taraftan hastalar kendilerini ilaç dışı bitkisel tedavilerle tedavi etmeye kalkıyor. Tansiyon hastaları limon ve sarımsak ile tedavi olmaya çalışıyor. Elbette bunların antioksidan özellikleri çok ama bunlar ilaç yerine tansiyonu tedavi etmek için kullanılamaz. Türkiye’de hipertansiyon hastalarının 54’ünü tedavi edebiliyoruz. Basit gibi görünse de 46’sı hastalığı ciddiye almıyor ve hipertansiyonun yapmış olduğu, felç, inme, kalp krizi gibi hastalıklarla yaşantısını sürdürüyor. Bu yüzden ülkemizde bizim çok daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor” ifadelerinde bulundu.

“Hipertansiyon Belirtilerine Karşı Dikkatli Olunmalı”

Hipertansiyonun baş ağrısı, baş dönmesi, yüzde kızarıklık, kalp çarpıntısı, kolay yorulma gibi belirtiler gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Güler, “Bu belirtiler ile birlikte hasta hipertansiyonu olduğunun farkına varabiliyor. Ancak bununla birlikte, hiçbir belirtisi olmayan hipertansiyon tipleri de vardır. Söz gelimi tansiyon yüksektir ancak hastanın bir şikayeti yoktur. Bu en tehlikeli durumdur ve biz hekimler buna ‘sessiz katil’ diyoruz. Çünkü kişi hastalığın farkında olmadan yaşam tarzına aynen devam ediyor ve bizim karşımıza felç ya da kalp krizi ile geliyor. Ancak bilinmelidir ki, hipertansiyon tedavi edilebilir ve önlenebilir bir hastalıktır” değerlendirmesinde bulundu.

“Hipertansiyon Tedavisinde Yaşam Tarzı Değişikliği Çok Önemli”

Hastanın yaşam kalitesine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, “Hipertansiyon tedavisinde yaşam tarzı değişikliği çok önemli. Ancak Türk halkı tedavi konusunda direnç gösteriyor. Örneğin, Türkiye için en büyük sorun tuz sorunu. Bir kişinin sağlıklı beslenmesi için 6 mg tuz alması gerekirken Türkiye dünya tuz tüketiminde 18 mg ile birinci sırada yer alıyor. Hipertansiyon hastası olduğunu bilen ve tuzsuz yediğini söyleyen hastalarda bile bu oran 16 mg. Hipertansiyon tedavisinde beslenme alışkanlıkları son derece önemlidir. Örneğin, Afrika’da tuz tanımayan kabileler var ve bu kabilelerde hipertansiyon vakasına rastlanmamaktadır. Hastalar, her gün 45 dakika tempolu yürüyüş yapmalı. Sigara içiyorsa muhakkak bırakmalı ve verilen ilacı uygun dozlarda mutlaka almalı” ifadelerini kullandı.

“Hastalar İlacın Yan Etkilerinden Korkuyor”

Türkiye’deki hastaların ilaç almaktan korktuğunu belirten Prof. Dr. Güler, “Hastalar, ilacın yapacağı yan etkiden korkuyor. Halbuki ilaçların yapacağı yan etki hipertansiyonun yapacağı kalp krizi ve felç gibi ölümcül hastalıkların yanında çok küçük kalıyor. Hipertansiyon hastaları beslenmesine çok dikkat etmeli. Hipertansiyon damara zarar veren diğer tüm hastalıklarla birlikte düşünülmelidir: kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı, şeker hastalığı ve obezite. Bunların hepsi damarlarda zararlı etki yaratır. Mesleki tecrübelerim gösteriyor ki, yaşam tarzı değişikliği ve hekimin verdiği ilacı düzenli kullanmak, hipertansiyonda önemli bir başarı sağlıyor” dedi.

“Hipertansiyona Bağlı Ölümler Kanser Ölümlerinden Daha Yüksek Bir Orana Sahip”

Hipertansiyona bağlı ölümlerin kanser ölümlerine nazaran daha yüksek bir orana sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Güler, “İnsanlar kanser olup ölmekten korkuyor. Halbuki hipertansiyon kanserden çok daha fazla öldürüyor. Bunun yanı sıra, hipertansiyon kanserden çok daha kolay bir şekilde tedavi edilebiliyor” şeklinde konuştu.  

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.