3 SORUDA - Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan yeni bir Almanya mı doğuyor?

Gündem 07.03.2023 - 11:40, Güncelleme: 07.03.2023 - 11:40 1102+ kez okundu.
 

3 SORUDA - Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan yeni bir Almanya mı doğuyor?

Almanya’nın Rusya’ya karşı mücadelede Avrupa’ya liderlik yapmasının orta ve uzun vadede bu ülkeyi askeri ve siyasi alanda da daha etkin bir aktör haline getirmesi ihtimal dahilinde.
İstanbul Prof. Dr. Kemal İnat, Almanya'nın Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Ukrayna'ya silah desteği sağlama yönündeki kararının, ülkenin dünya politikasındaki yerini ve iç dinamiklerini nasıl etkilediğini AA Analiz için 3 soruda kaleme aldı. 1 • Almanya jeostratejik duruşunu değiştiriyor mu? Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın 1. yılı geride kalırken, bu savaşın uluslararası siyasal sisteme etkileri konusunda yapılan analizlerde gündeme gelen konulardan biri de Almanya’nın savaştan nasıl etkilendiği meselesidir. Almanya'nın dünyanın en büyük 4. ekonomisi olduğu da dikkate alındığında, kararlarıyla Avrupa Birliği başta olmak üzere küresel siyasal ve ekonomik sistemi etkileyecek kapasiteye sahip olduğu da söylenebilir. Rusya-Ukrayna Savaşı'yla birlikte Almanya’nın dış politikasında iki önemli değişikliğin yaşandığı söylenebilir. İlk olarak, Berlin’in uzun süredir Moskova karşısında uyguladığı denge politikasının sona erdiği ve Almanya’nın açık bir şekilde Rusya karşısında Amerika Birleşik Devletleri'nin arkasında ve Ukrayna’nın yanında pozisyon aldığı görülüyor. En son Alman Leopard 2 tanklarının Ukrayna’ya gönderilmesi kararı Berlin’in Ukrayna’ya destek konusunda geldiği noktayı gösteriyor. Uzun tartışmaların ardından Almanya’nın hem başka ülkelere sattığı tankların Ukrayna’ya teslim edilmesine izin vermesi hem de kendisinin doğrudan bu tanklardan Ukrayna’ya vereceğini açıklaması önemli dönüm noktalarından biridir. Savaşın başından itibaren Rusya ile çatışmanın doğrudan tarafı olmaktan kaçınan, Ukrayna’ya askeri yardım ve Rusya’ya yaptırımlar konusunda hep yavaş davranmakla eleştirilen Almanya, bu kararla birlikte Batı’nın Rusya’ya karşı yürüttüğü savaşın öncü ülkelerinden biri olmuştur. İkinci olarak, savaş süresince Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırıları karşısında, Berlin’in askeri harcamalarını ciddi şekilde artırıp güçlü bir ordu kurma kararı alması da, gerek Almanya gerekse küresel sistem açısından önemli sonuçları olabilecek bir politika değişikliğidir. Almanya, özellikle Nazi Almanya'sının İkinci Dünya Savaşı’nda oynadığı olumsuz rolün ardından ekonomik kapasitesini geliştirmeye odaklanmış ve güvenlik konularında ABD'nin peşine takılmayı tercih ederek askeri harcamalarını düşük tutmuştu. Askeri harcamalarını gayri safi milli hasılasında yüzde 2'nin üzerine çıkaracak olması Almanya'yı dünyanın en fazla askeri harcama yapan üçüncü ülkesi konumuna getirecektir. 2 • Almanya’ya yeni bir rol mü yükleniyor? Rusya konusunda denge politikasını terk eden ve dünyanın en büyük askeri güçlerinden biri olmaya karar veren Almanya’nın önce Avrupa’da sonra da dünyanın genelinde yeni bir rol üstlendiğini ileri sürmek mümkündür. Bu rolün ABD, Avrupa ve dünyanın geri kalan ülkeleri açısından farklı anlamlar taşıdığı söylenebilir. Öncelikle ABD açısından bakılırsa, Almanya’nın askeri harcamalarını artırıp Kuzey Atlantik İttifakı'nın (NATO) askeri gücüne daha fazla katkıda bulunması gerektiği nerdeyse bütün Amerikan başkanları tarafından sürekli dile getirilen bir talepti. Bu talebi en keskin bir şekilde dile getiren Donald Trump, “Almanya, Rusya’ya her yıl enerji için milyarlarca dolar ödüyor ve bizim onları Rusya’dan korumamız bekleniyor. Bu nasıl bir şey. Ayrıca Almanya NATO’ya karşı yükümlülüğü olan yüzde 2 askeri harcama konusunda çok ihmalkar.” [1] diyerek bu ülkedeki Amerikan askerlerinin bir kısmının geri çekileceğini açıklamıştı. Biden’ın başkan olmasıyla birlikte Almanya-ABD ilişkileri yeniden normalleşti ama ABD'nin askeri harcamalarını artırması ve Rusya’ya karşı daha sert politika izlemesi konusunda Berlin’e yönelik talepleri devam etti. Almanya, uzun süre bu taleplere rağmen askeri harcamalarını artırmadı ve Rusya’ya yönelik denge politikasını sürdürdü. Ancak Rusya’nın savaş süresince Ukrayna’ya karşı gerçekleştirdiği saldırılar, Alman hükümetinin Moskova’ya karşı politikasını değiştirdi. Şimdi gerek ABD'nin gerekse Avrupa Birliği’nin Doğu Avrupalı üyeleri, Almanya’nın Rusya’ya karşı mücadelede liderlik rolü üstlenmesini bekliyorlar. Ancak Almanya içinde böyle bir rolün üstlenilip üstlenilmemesi konusunda ciddi bir tartışma var. Avrupa’nın en büyük ekonomik gücünün böyle bir rolü üstlenmesinin kaçınılmaz olduğunu ileri sürenler kadar, askeri kapasitesi yeterli olmayan Almanya’nın Rusya'yla doğrudan çatışmaya sürüklenmekten imtina etmesi gerektiğini söyleyenler de mevcut. Diğer taraftan Almanya’nın Rusya’ya karşı mücadelede Avrupa’ya liderlik yapmasının orta ve uzun vadede bu ülkeyi askeri ve siyasi alanda da daha etkin bir aktör haline getirmesi de ihtimal dahilinde. Askeri kapasitesini artıran Almanya’nın ABD karşısında daha bağımsız bir politikaya yönelmesi ve AB’yi de bu yönde harekete geçirerek NATO’dan bağımsız, Avrupa’ya özgü bir güvenlik mimarisi oluşturulması konusunda daha belirgin adımlar atmaya teşvik etmesi söz konusu olabilir. Bunun Avrupa içerisindeki Avrupacı-Atlantikçi rekabetini de yeni bir boyuta taşıması gündeme gelecektir. 3 • Almanya’nın iç dinamikleri nasıl etkilenir? Rusya-Ukrayna Savaşı ve bu çerçevede yaşanan tartışmaların Almanya’daki üçlü koalisyon hükümetini ciddi şekilde sarstığı görülüyor. Koalisyonun küçük ortakları Yeşiller ile Hür Demokrat Parti (FDP), Rusya’ya karşı yaptırımlar ve Ukrayna’ya askeri yardım konusunda ABD’ye benzer bir çizgide hareket edip Rusya karşısında daha sert politika izlemesi konusunda büyük ortakları Sosyal Demokrat Parti'ye (SPD) baskı yapıyor. SPD’li Şansölye Olaf Scholz, ülkesinin Rusya’ya karşı mücadelede liderlik rolünden kaçınması gerektiğini söylerken Yeşiller partisine mensup Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, “Rusya’ya karşı savaş” yürüttüklerini söyleyecek kadar ileri gidebiliyor. Benzer şekilde FDP içerisinde de “savaş çığırtkanlığı” yapmakla suçlanacak kadar ileri giden siyasetçiler var. Koalisyonun küçük ortaklarının Çin-ABD rekabetinde de ABD'nin çizgisinde hareket edilmesi konusunda Şansölye Scholz’a baskı yaptıkları düşünüldüğünde, dış politikadaki ayrışmanın Almanya’daki koalisyon hükümetinin geleceği açısından ciddi bir risk içerdiği söylenebilir. Şimdiye kadar Scholz’un bir süre ayak diredikten sonra Yeşiller ve FDP’den gelen baskılara boyun eğdiği ve özellikle Rusya konusunda ABD çizgisine uygun hareket ettiği görülüyor. Ancak geleneksel Alman dış politikasından bu kopuşun sonuçlarının ne olacağını sadece Almanya ve Batılı müttefiklerinin tavırları belirlemeyecek kuşkusuz. Bundan sonraki süreçte Rusya ve Çin’in Batı'yla mücadelede tutumlarının ne olacağı ve gerginliğin ne kadar tırmanacağı da Alman iç siyasetinde kartların yeniden karılması sonucunu doğurabilir.   [Prof. Dr. Kemal İnat, Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü] * Makalelerdeki fikirler, yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Almanya’nın Rusya’ya karşı mücadelede Avrupa’ya liderlik yapmasının orta ve uzun vadede bu ülkeyi askeri ve siyasi alanda da daha etkin bir aktör haline getirmesi ihtimal dahilinde.

İstanbul

Prof. Dr. Kemal İnat, Almanya'nın Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Ukrayna'ya silah desteği sağlama yönündeki kararının, ülkenin dünya politikasındaki yerini ve iç dinamiklerini nasıl etkilediğini AA Analiz için 3 soruda kaleme aldı.

1 • Almanya jeostratejik duruşunu değiştiriyor mu?

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın 1. yılı geride kalırken, bu savaşın uluslararası siyasal sisteme etkileri konusunda yapılan analizlerde gündeme gelen konulardan biri de Almanya’nın savaştan nasıl etkilendiği meselesidir. Almanya'nın dünyanın en büyük 4. ekonomisi olduğu da dikkate alındığında, kararlarıyla Avrupa Birliği başta olmak üzere küresel siyasal ve ekonomik sistemi etkileyecek kapasiteye sahip olduğu da söylenebilir.

Rusya-Ukrayna Savaşı'yla birlikte Almanya’nın dış politikasında iki önemli değişikliğin yaşandığı söylenebilir. İlk olarak, Berlin’in uzun süredir Moskova karşısında uyguladığı denge politikasının sona erdiği ve Almanya’nın açık bir şekilde Rusya karşısında Amerika Birleşik Devletleri'nin arkasında ve Ukrayna’nın yanında pozisyon aldığı görülüyor. En son Alman Leopard 2 tanklarının Ukrayna’ya gönderilmesi kararı Berlin’in Ukrayna’ya destek konusunda geldiği noktayı gösteriyor. Uzun tartışmaların ardından Almanya’nın hem başka ülkelere sattığı tankların Ukrayna’ya teslim edilmesine izin vermesi hem de kendisinin doğrudan bu tanklardan Ukrayna’ya vereceğini açıklaması önemli dönüm noktalarından biridir. Savaşın başından itibaren Rusya ile çatışmanın doğrudan tarafı olmaktan kaçınan, Ukrayna’ya askeri yardım ve Rusya’ya yaptırımlar konusunda hep yavaş davranmakla eleştirilen Almanya, bu kararla birlikte Batı’nın Rusya’ya karşı yürüttüğü savaşın öncü ülkelerinden biri olmuştur.

İkinci olarak, savaş süresince Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırıları karşısında, Berlin’in askeri harcamalarını ciddi şekilde artırıp güçlü bir ordu kurma kararı alması da, gerek Almanya gerekse küresel sistem açısından önemli sonuçları olabilecek bir politika değişikliğidir. Almanya, özellikle Nazi Almanya'sının İkinci Dünya Savaşı’nda oynadığı olumsuz rolün ardından ekonomik kapasitesini geliştirmeye odaklanmış ve güvenlik konularında ABD'nin peşine takılmayı tercih ederek askeri harcamalarını düşük tutmuştu. Askeri harcamalarını gayri safi milli hasılasında yüzde 2'nin üzerine çıkaracak olması Almanya'yı dünyanın en fazla askeri harcama yapan üçüncü ülkesi konumuna getirecektir.

2 • Almanya’ya yeni bir rol mü yükleniyor?

Rusya konusunda denge politikasını terk eden ve dünyanın en büyük askeri güçlerinden biri olmaya karar veren Almanya’nın önce Avrupa’da sonra da dünyanın genelinde yeni bir rol üstlendiğini ileri sürmek mümkündür. Bu rolün ABD, Avrupa ve dünyanın geri kalan ülkeleri açısından farklı anlamlar taşıdığı söylenebilir. Öncelikle ABD açısından bakılırsa, Almanya’nın askeri harcamalarını artırıp Kuzey Atlantik İttifakı'nın (NATO) askeri gücüne daha fazla katkıda bulunması gerektiği nerdeyse bütün Amerikan başkanları tarafından sürekli dile getirilen bir talepti. Bu talebi en keskin bir şekilde dile getiren Donald Trump, “Almanya, Rusya’ya her yıl enerji için milyarlarca dolar ödüyor ve bizim onları Rusya’dan korumamız bekleniyor. Bu nasıl bir şey. Ayrıca Almanya NATO’ya karşı yükümlülüğü olan yüzde 2 askeri harcama konusunda çok ihmalkar.” [1] diyerek bu ülkedeki Amerikan askerlerinin bir kısmının geri çekileceğini açıklamıştı.

Biden’ın başkan olmasıyla birlikte Almanya-ABD ilişkileri yeniden normalleşti ama ABD'nin askeri harcamalarını artırması ve Rusya’ya karşı daha sert politika izlemesi konusunda Berlin’e yönelik talepleri devam etti. Almanya, uzun süre bu taleplere rağmen askeri harcamalarını artırmadı ve Rusya’ya yönelik denge politikasını sürdürdü. Ancak Rusya’nın savaş süresince Ukrayna’ya karşı gerçekleştirdiği saldırılar, Alman hükümetinin Moskova’ya karşı politikasını değiştirdi. Şimdi gerek ABD'nin gerekse Avrupa Birliği’nin Doğu Avrupalı üyeleri, Almanya’nın Rusya’ya karşı mücadelede liderlik rolü üstlenmesini bekliyorlar. Ancak Almanya içinde böyle bir rolün üstlenilip üstlenilmemesi konusunda ciddi bir tartışma var. Avrupa’nın en büyük ekonomik gücünün böyle bir rolü üstlenmesinin kaçınılmaz olduğunu ileri sürenler kadar, askeri kapasitesi yeterli olmayan Almanya’nın Rusya'yla doğrudan çatışmaya sürüklenmekten imtina etmesi gerektiğini söyleyenler de mevcut.

Diğer taraftan Almanya’nın Rusya’ya karşı mücadelede Avrupa’ya liderlik yapmasının orta ve uzun vadede bu ülkeyi askeri ve siyasi alanda da daha etkin bir aktör haline getirmesi de ihtimal dahilinde. Askeri kapasitesini artıran Almanya’nın ABD karşısında daha bağımsız bir politikaya yönelmesi ve AB’yi de bu yönde harekete geçirerek NATO’dan bağımsız, Avrupa’ya özgü bir güvenlik mimarisi oluşturulması konusunda daha belirgin adımlar atmaya teşvik etmesi söz konusu olabilir. Bunun Avrupa içerisindeki Avrupacı-Atlantikçi rekabetini de yeni bir boyuta taşıması gündeme gelecektir.

3 • Almanya’nın iç dinamikleri nasıl etkilenir?

Rusya-Ukrayna Savaşı ve bu çerçevede yaşanan tartışmaların Almanya’daki üçlü koalisyon hükümetini ciddi şekilde sarstığı görülüyor. Koalisyonun küçük ortakları Yeşiller ile Hür Demokrat Parti (FDP), Rusya’ya karşı yaptırımlar ve Ukrayna’ya askeri yardım konusunda ABD’ye benzer bir çizgide hareket edip Rusya karşısında daha sert politika izlemesi konusunda büyük ortakları Sosyal Demokrat Parti'ye (SPD) baskı yapıyor. SPD’li Şansölye Olaf Scholz, ülkesinin Rusya’ya karşı mücadelede liderlik rolünden kaçınması gerektiğini söylerken Yeşiller partisine mensup Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, “Rusya’ya karşı savaş” yürüttüklerini söyleyecek kadar ileri gidebiliyor. Benzer şekilde FDP içerisinde de “savaş çığırtkanlığı” yapmakla suçlanacak kadar ileri giden siyasetçiler var.

Koalisyonun küçük ortaklarının Çin-ABD rekabetinde de ABD'nin çizgisinde hareket edilmesi konusunda Şansölye Scholz’a baskı yaptıkları düşünüldüğünde, dış politikadaki ayrışmanın Almanya’daki koalisyon hükümetinin geleceği açısından ciddi bir risk içerdiği söylenebilir. Şimdiye kadar Scholz’un bir süre ayak diredikten sonra Yeşiller ve FDP’den gelen baskılara boyun eğdiği ve özellikle Rusya konusunda ABD çizgisine uygun hareket ettiği görülüyor. Ancak geleneksel Alman dış politikasından bu kopuşun sonuçlarının ne olacağını sadece Almanya ve Batılı müttefiklerinin tavırları belirlemeyecek kuşkusuz. Bundan sonraki süreçte Rusya ve Çin’in Batı'yla mücadelede tutumlarının ne olacağı ve gerginliğin ne kadar tırmanacağı da Alman iç siyasetinde kartların yeniden karılması sonucunu doğurabilir.

 

[Prof. Dr. Kemal İnat, Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü]

* Makalelerdeki fikirler, yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Habere ifade bırak !
Administrator Administrator
Administrator Administrator
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.