Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bugün insansız hava araçlarında dünyanın en iyi 3-4 ülkesinden birisiyiz
Sözlerine önceki gün Bitlis'te kaza kırıma uğrayan helikopterde şehit olan askerlere Allah'tan rahmet niyaz ederek başlayan Erdoğan, "Kahraman askerlerimizin ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetlerine, aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Şehitlerimizin arasında yer alan 8. Kolordu Komutanımız Korgeneral Osman Erbaş'ı, hem askeri kabiliyeti ve başarıları hem de devletinin ve milletinin yanındaki tavizsiz duruşu sebebiyle özellikle hatırlayacağız. Rabb'im şehitlerimizi cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin diyorum. Tedavileri devam eden askerlerimize de acil şifalar temenni ediyorum." diye konuştu.
Tatbikatın başarılı geçmesini, kahraman donanma için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, ilkini 2019'da icra ettikleri Mavi Vatan Tatbikatı'nı geçen yıl koronavirüs salgını sebebiyle gerçekleştiremediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl çok daha güçlü, kapsamlı, organize bir şekilde yaptıkları tatbikatla yerli ve milli silah sistemlerini test ettiklerini aktararak, şunları kaydetti:
"Yine bu tatbikatta sahip olduğumuz ileri teknoloji ürünü harp araçlarının personelimiz tarafından kullanılmasını da izleme fırsatı buluyoruz. Böylece kahraman ordumuzun bilgi, yetenek ve becerilerini görme, değerlendirme, varsa eksikliklerini giderme imkanına kavuşuyoruz.
Uluslararası hukuka uygun olarak eğitim amaçlı icra ettiğimiz tatbikatın fiili safhasını Ege Denizi ve Akdeniz'de gerçekleştirdik. Burada Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız gerçekten göğsümüzü kabartan, dosta güven, düşmana korku salan başarılı bir süreç yönetti. 25 Şubat'ta başlayan ve yarın sona erecek olan tatbikatımızda görev alan tüm personelimize Rabb'imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Tatbikatın kuvvetlerimiz arasındaki eşgüdüm ve iş birliğinin artırılmasına büyük katkı sağlayacağına inanıyorum."
"Askeri ve savunma alanında da güçlü olmak durumundayız"
Erdoğan, Türkiye'nin 3 tarafının denizlerle çevrili bir ülke olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tarih boyunca milletimizin bu zorlu coğrafyada bekasını korumak için deniz gücüne önem verdiğini görüyoruz. Çaka Bey'den Barbaros Hayreddin Paşa'ya, Turgut Reis'ten Seydi Ali Reis'e kadar nice büyük denizciler yetiştirdik. Bu Kaptan-ı Deryaların öncülüğünde denizlerde nice büyük zaferlere imza attık. Preveze Deniz Zaferi'mizle Akdeniz'i bir Türk gölüne çevirmenin ötesinde asırlarca sürecek bir barış, huzur ve istikrar iklimini de tesis ettik. Donanmamız güçlü olduğu dönemlerde Akdeniz havzasıyla beraber Balkanlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da altın çağını yaşamıştır. Deniz gücümüz bizi dünya siyasetinde zirveye taşıdığı gibi denizlerdeki kan kaybımız da beraberinde çok ciddi toprak kayıplarını getirmiştir. Osmanlı'nın adalet sancağının gölgesi zayıfladıkça gönül coğrafyamızda sömürgecilik ve zulüm egemen olmuştur.
Ülkemiz açısından güçlü bir donanmaya sahip olmak bir tercihten öte zorunluluktur. Sadece ekonomik ve siyasi bakımdan değil, askeri ve savunma alanında da güçlü olmak durumundayız. Kendi vatandaşlarımız ve Kıbrıs Türkleri başta olmak üzere bölgemizin her köşesindeki dostlarımızın haklarını korumak için buna mecburuz. Zira en küçük bir sendelemede, en ufak bir zafiyette bize üzerinde yaşadığımız şu vatan topraklarını bile çok göreceklerini biliyoruz. Son dönemde Suriye, Irak, Ege ve Doğu Akdeniz bağlamında tecrübe ettiğimiz hadiseler bize bu gerçeği bir kez daha hatırlatmıştır."