ŞANLIURFA’DA GAZZE KATLİAMINA TEPKİ MİTİNGİ
ŞANLIURFA’DA GAZZE KATLİAMINA TEPKİ MİTİNGİ
Gazze’de devam eden soykırıma dikkat çekmek, Türkiye'nin işgalci rejimle olan bütün ilişkileri kesmesini, Türkiye’deki ABD ve NATO üslerinin kapatılmasını, Azerbaycan petrolünün Bakü - Tiflis - Ceyhan Boru Hattı’yla işgalci rejime sevkiyatının durdurulmasını dile getirmek ve amacıyla Kitap Vakfı Başkanı Av. Mustafa Fuad Balıkçı tarafından, dün ikindi namazı çıkışında Dergah Camisi önünde bir etkinlik düzenlendi.
Etkinlikte yapılan ve Mevlid Kandili programlarını düzenleyenlere yönelik bazı sorulara da yer verilen basın açıklamasında şu hususlar dile getirdi.
"Değerli Kardeşlerim,
Mazlum Filistin Halkı’nın acısını yürekten hisseden kardeşlerim!
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hepiniz hoş geldiniz.
Gazze ve Filistin halkına selam olsun,
Zulme boyun eğmeyen HAMAS’a,
Diz çökmeyen, teslim olmayan ve direnen HAMAS’a,
İzzetin ve insanlık onurunun sembolü HAMAS’a selâm olsun,
Zulme karşı, adil ve ahlaki bir duruş sergileyen bütün erdemli insanlara selam olsun.
Bugün 15 Eylül 2024.
Hız kaybetmeden devam eden Gazze Katliamı’nın 345. günündeyiz.
Dün Anadolu Ajansı ve Filistin Enformasyon Merkezi’nin verdiği haberlere göre, siyonistler tarafından şehit edilen Filistinlilerin sayısı 41 bin 182, yaralı sayısı da 95 bin 280.
Katliamın başından beri her gün ortalama 120 Filistinli kardeşimiz katledilmiş, 277’si de yaralanmış.
Yanlış duymadınız, katliamın başından beri her gün ortalama 120 Filistinli katledilmiş, 277 Filistinli de yaralanmış.
Siyonistler on gün önce, Batı Şeria'da, Filistin halkı ile birlikte olduğu bir zamanda, Ayşenur Ezgi Eygi kardeşimizi katletti.
Gazze’deki katliama dikkat çekmek için 25 Şubat 2024 tarihinde kendini yakarak hayatına son veren Aaron Bushnell ve 2003 yılında bir işgalci rejim buldozeri tarafından katledilen Rachel Corrie gibi Ayşenur kardeşimiz de zalime karşı mazlumdan yana, onurlu ve cesur bir tavır sergiledi.
İkiyüzlü, korkak ve menfaatçilerden uzak duran Ayşenur kardeşimiz, cesur, ahlaklı ve onurlu insanların safına katıldı.
Değerli Kardeşlerim, yaklaşık altı aydır, ortalama iki haftada bir yaptığımız açıklamalarla meydanlardayız.
Amacımız adil şahitlik yapmak, tarihe not düşmek, iktidara yanlışlarını göstermek ve halkımızı gerçeklere uyandırmaktır.
İşgalci rejimin kullandığı petrolün çok önemli bir kısmı Bakü - Tiflis - Ceyhan Boru Hattı ile Ceyhan’a taşınıyor. Burada BOTAŞ tesisinde tankerlere yüklenerek işgalci rejim limanlarına gönderiliyor. İşgal topraklarındaki rafinerilerde işlenen bu petrol, işgalci rejimin tank, helikopter, uçak ve diğer savaş araçlarına yakıt oluyor.
Daha önce söylemiştik tekrar söylüyoruz, işgalci rejime silah sağlamak gibi petrol sağlamak da soykırım suçuna ortak olmaktır.
İşgalci rejimin katliam yapmasını sağlayan bombaları dünyanın öbür tarafından Filistin topraklarına taşımakla, bu bombaları Gazze halkının üzerinde patlatan uçak, helikopter ve tanklara yakıt taşımak, aynıdır.
Yeri gelmişken söylemek isterim, arkadaşlarımız bu konuyla ilgili titiz bir araştırma sonucunda, nitelikli bir rapor hazırladı. Bakü - Tiflis - Ceyhan Boru Hattı, işgalci rejime petrol taşıma ile ilgili anlaşmalar, bu anlaşmaların hukuki mahiyeti ve insan hakları karşısındaki meşruiyeti, bu anlaşmaların yürütülmesi ve feshiyle ilgili yetkili kurum gibi konuların gerçek durumunu, delilleriyle birlikte ortaya koymuşlar. Arkadaşlarımız açıklama sonrası bu raporu sizlere dağıtacaklar, dikkatlice incelemenizi ve gerçekleri çevrenizle paylaşmanızı rica ediyorum.
Türkiye’nin işgalci rejimle olan siyasi ve askeri ilişkileri halen devam ediyor. İşgalci rejimle olan serbest ticaret antlaşması halen devam ediyor.
Türkiye kamuoyundan gelen baskılar üzerine, işgalci rejimle olan ticarete son verme kararını, soykırımın 7. ayında aldı. Ancak burunlara ticaret yasağının delindiğine yönelik pis kokular gelmesine rağmen, bugüne kadar iktidardan ne bir yalanlama ne de tatmin edici bir açıklama geldi.
Siyonist rejimin en büyük destekçisi Amerika ve NATO’nun İncirlik ve Kürecik üsleri halen aktif bir şekilde, bu katliamı yapanlara, kritik hizmetler sunmaya devam ediyor.
Dün gece Diyanet İşleri Başkanlığının organizasyonuyla bütün illerde Mevlid Kandili programları düzenlendi ve mesajlar okundu.
Alemlere rahmet olarak gönderilen, kafirlere ve münafıklara itaat etmemekle emrolunan peygamberimiz, bu gün şahit olduğumuz zulmün yanında çok hafif kalacak bir olayda, bir Müslüman kadının tesettürüne el uzatan o günün siyonistlerine, hak ettikleri muameleyi göstermiş ve onları Medine’den sürgün etmişti.
45 gün önce şehit edilen HAMAS lideri İsmail Heniyye, şehadetinden birkaç gün önce, bütün ülkeleri, Gazze'de yaşanan soykırıma ve işgalci rejimin hapishanelerinde esir tutulan Filistinlilere karşı işlenen sistematik işkence ve tecavüz suçlarıyla, tedavi, yiyecek ve ilaçtan mahrum bırakarak yavaş yavaş öldürme suçuna karşı harekete geçmeye, halkları da meydanlara inmeye çağırmıştı.
Mevlit Kandili programlarını düzenleyen Diyanet İşleri Başkanına, müftülere ve imamlara soruyoruz, eğer adına anma programları düzenlediğiniz peygambere gerçekten iman ediyorsanız, niçin iktidardan, peygamberin zalimlere karşı davrandığı gibi davranmasını, zalimlerle arasına mesafe koymasını ve onları desteklemekten vazgeçmesini istemiyorsunuz?
Niçin iktidara, Filistin halkının bu çığlığına cevap vermesini hatırlatmıyorsunuz?
Niçin Türkiye’nin işgalci rejime petrol taşıyarak bu soykırıma ortak olmasına karşı çıkmıyorsunuz?
Niçin Türkiye’nin zalim rejimle devam eden siyasi, askeri ve ticari ilişkilerine karşı çıkmıyor ve niçin bütün ilişkileri kesmesini istemiyorsunuz?
Niçin o peygamberin getirdiği Kur’an mesajında; Allah’ın zalimleri ve zalimlere arka çıkanları sevmediğini,
Allah’ın lanetinin zalimlere olduğunu,
Allah’ın, zalimlere uymamayı, onlarla işbirliği yapmamayı ve onlara karşı durmayı emrettiğini açıklamıyorsunuz?
Değerli Kardeşlerim biz sivil toplumun yegâne ve etkili gücü, iktidarlar üzerinde baskı oluşturup onları yanlışlarından döndürmektir.
Yapmamız gereken halkı harekete geçirerek iktidarların işgalci rejimle normalleşmesini engellemek, işgalci rejimi meşrulaştıran her türlü ilişkiyi sonlandırmak, zalime karşı mazlumdan yana tavır almasını sağlamaktır.
Tarihin bu kırılma noktasında iktidarımız iyi bir sınav vermediği gibi maalesef sivil toplum kuruluşlarımız da iyi bir sınav verememişlerdir.
Dünyanın şeytani güçlerine karşı olağanüstü bir mücadele ve çok ağır kayıplar veren Filistin halkını ne yazık ki yalnız bıraktık.
HAMAS’ın yeni lideri Yahya Sinvar’ın dediği gibi “Gazze, tüm normalleşenleri ifşa ediyor, tüm düzenbazları rezil ediyor, mücadeleyi terk eden tüm tavizcileri ortaya çıkarıyor, tüm işbirlikçileri ve hainleri ifşa ediyor.”
Evet, tüm dünya, yer ve gökler şahittir ki Gazze direnişi bu sözünü yerine getirmiştir.
Bizler yetkilileri, Allah’ın huzurunda, tarihin önünde ve insanlık vicdanında mahkûm olmamaları için uyarıyoruz.
Değerli katılımcılar programımız sona ermiştir, katılımlarınız için hepinize teşekkür ediyor ve hepinizi Allah’a emanet ediyorum. "
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.