Araya giren uzun bir zaman periyodundan sonra bu hafta bir canlı yayına katıldım.Yaptığımız etkinliklerle, yayınlanan eserlerimizle haberlerde TV ekranlarında yer alıyorduk ama bizzat gidip oturup uzun soluklu programlara katılmıyordum.Duru TV'de yayınlanan konuk olmaktan şeref duyduğum "Siyah Beyaz Mısralar" programının sunucularından Ömer Faruk GÖZOĞLU ağabeyim canlı yayında "Programlara çıkmayalı ne kadar zaman oldu?" diye sorunca ben de tam emin değildim, merak edip gelip evde PC arşivlerine baktım.Gözümden kaçan arada başka bir program yoksa arşivlerde gördüğüm en yakın tarih 25 Şubat 2011. Bu tarihte değerli Doktor baba dostu Müslüm SUNAY amcamızla beraber "Fehmi CANBAZ'la birlikte öğrenelim" programına katılmışız diyecektim ki yazının müsveddesini sesli kontrol ederken yanımdakiler hatırlattı arşivde kaydı yok ama 2011'den sonraki bir tarihte eski vekillerimizden değerli büyüğümüz Niyazi YANMAZ'la beraber bir Ramazan Programına da çıkmışız.Bu hafta da katıldığımız programda hem uzun süredir görmediğim Ömer Faruk ağabeyimle sohbet edebildiğim için hem Mehmet Emin gibi efendi, hürmetkar bir kardeşimizle aynı havayı teneffüs ettiğim için onur duydum.Programda da arz ettiğim gibi bizler her şeyi dille ifade edemiyoruz, kimi zaman söz yazıyoruz, kimi zaman beste. Kimi zaman bir şey söyleyemeyip susuyoruz. Ben de naçizane bu güzel insanlara misafir olduğumda yaşadığım hazzı manzum bir dille analatacağımDün iki güzel insanÇağırdılar daveteBeni ettiler mihmanDostane bir sohbeteOkundu onca nesirZay olmaz geçse asırYoktu hürmette kusurBenzedi ibadeteCan Ömer Faruk abimMehmet Emin kardeşimYanlarına bir gittimDoymadık muhabbeteMısraların hasıydıOrtam dost havasıydıGün Cuma gecesiydiErdik ulvi hâlete