AHMET NAS
Köşe Yazarı
AHMET NAS
 

KARADENİZ NOTLARI (2) SAMSUN BÜYÜKŞEHİR

Batı Cephesinden Kızılırmak Doğu Cephesinden Yeşilırmak çevre ve aralığında tamamladığımız Karadeniz ziyaretimizde gördüklerimizden hatırda kalanları aktarmaya devam edeceğiz İnşallah bu makalemizde de. Yeşilin ve mavinin bir arada seyredildiği naturel tabiat harikaları. Balta girmemiş ormanların ağaçlarından meyvelerini yerli halkın koparıp sizlere ikram etmesi vb… Çoğu tarihi dokusu bozulmayan sokaklarda dolaşırken birbirine mesafeli bahçeli evlerin arasından görülebilen dağın, denizin, karşınızda olması. Yine bu mesafeli bahçeli yapıdan mütevellit camilerin çok uzak perspektiflerden de fark edilmesi olması gerektiği gibi. Bütün bu yukarıdaki paragraflarda saydığım bölgenin geneline dair doğal yerleşkelerin dışında Samsun’da son yıllarda yaşanmış el ve kul dizaynı bir yerleşim de var. Samsun merkezi yakın tarihte Büyükşehir olmuş ve üçe bölünmüş. Atakum, sonradan gelişen lüks yapılara sahip. Denize sıfır olan alanlarda villa, triblex vb. tip çatılı, bahçeli evler, dağ etekleri tarafında da daha fazla kat yapısına sahip fakat yine de konforlu binalar var. Hastane, eğitim, kültürel alanlar olarak da Atakum ön planda. Köylerden, İlçelerden hatta başka illerden dahi sağlık problemi için gelenler Atakum Hastanelerini tercih ediyorlar. Samsun’un asıl ana merkezi olan ve Büyükşehir unvanını alınca bir nevi zaruri olarak adı konulan İlkadım ise; Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışından ismini alıyor.          Metropolü hissediyorsunuz, denizi, yeşili görseniz de AVM’leri, cafeleri, lokantaları vb. ile… Aynı zamanda her ilde bulunmayan Kültür Bakanlığına bağlı koro, opera, bale vb. kurumların şubeleri de bu ilçede. Üçüncü ilçe ise Canik ve kafiyeli olsun diye yazmıyorum ama biz oraya gidemedik. Diğer iki ilçesine nazaran daha taşra sayılan bölgeyi ziyarete vaktimiz de kalmamıştı gitmek için, bize refakat edenler de gerekli görmediler. Bu anlattığım metropolleşme yolunda üçe bölünen yapılanma, kısmen yöresel, lokal farklılar belki içerse de son yıllardaki diğer büyük şehir olan illerde de görülüyor. İl ismi vermesem de bu yazıyı okuyanların tasavvurunda canlanacaktır tasvir ettiğim dayatma şehirleşmeler. İlde bulunduğumuz esnada bizi ağırlayan mihmandarlık eden değerli büyüğümüz münevver zat, Em.Müh. Faik  DÜNDAR ağabeyimizi, Furkan BAYKUŞ kardeşimizi, yolda yoldaşımız olan Hatice ATEŞ TOKDEMİR ablamızı buradan hayırla yad ediyor; Karadeniz’e dair yazı dizimize son bir makale daha eklemek üzere bu yazımı noktalıyorum.
Ekleme Tarihi: 05 Aralık 2017 - Salı

KARADENİZ NOTLARI (2) SAMSUN BÜYÜKŞEHİR

Batı Cephesinden Kızılırmak Doğu Cephesinden Yeşilırmak çevre ve aralığında tamamladığımız Karadeniz ziyaretimizde gördüklerimizden hatırda kalanları aktarmaya devam edeceğiz İnşallah bu makalemizde de.

Yeşilin ve mavinin bir arada seyredildiği naturel tabiat harikaları. Balta girmemiş ormanların ağaçlarından meyvelerini yerli halkın koparıp sizlere ikram etmesi vb…

Çoğu tarihi dokusu bozulmayan sokaklarda dolaşırken birbirine mesafeli bahçeli evlerin arasından görülebilen dağın, denizin, karşınızda olması. Yine bu mesafeli bahçeli yapıdan mütevellit camilerin çok uzak perspektiflerden de fark edilmesi olması gerektiği gibi.

Bütün bu yukarıdaki paragraflarda saydığım bölgenin geneline dair doğal yerleşkelerin dışında Samsun’da son yıllarda yaşanmış el ve kul dizaynı bir yerleşim de var.

Samsun merkezi yakın tarihte Büyükşehir olmuş ve üçe bölünmüş. Atakum, sonradan gelişen lüks yapılara sahip. Denize sıfır olan alanlarda villa, triblex vb. tip çatılı, bahçeli evler, dağ etekleri tarafında da daha fazla kat yapısına sahip fakat yine de konforlu binalar var.

Hastane, eğitim, kültürel alanlar olarak da Atakum ön planda. Köylerden, İlçelerden hatta başka illerden dahi sağlık problemi için gelenler Atakum Hastanelerini tercih ediyorlar.

Samsun’un asıl ana merkezi olan ve Büyükşehir unvanını alınca bir nevi zaruri olarak adı konulan İlkadım ise; Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışından ismini alıyor.         

Metropolü hissediyorsunuz, denizi, yeşili görseniz de AVM’leri, cafeleri, lokantaları vb. ile… Aynı zamanda her ilde bulunmayan Kültür Bakanlığına bağlı koro, opera, bale vb. kurumların şubeleri de bu ilçede.

Üçüncü ilçe ise Canik ve kafiyeli olsun diye yazmıyorum ama biz oraya gidemedik. Diğer iki ilçesine nazaran daha taşra sayılan bölgeyi ziyarete vaktimiz de kalmamıştı gitmek için, bize refakat edenler de gerekli görmediler.

Bu anlattığım metropolleşme yolunda üçe bölünen yapılanma, kısmen yöresel, lokal farklılar belki içerse de son yıllardaki diğer büyük şehir olan illerde de görülüyor. İl ismi vermesem de bu yazıyı okuyanların tasavvurunda canlanacaktır tasvir ettiğim dayatma şehirleşmeler.

İlde bulunduğumuz esnada bizi ağırlayan mihmandarlık eden değerli büyüğümüz münevver zat, Em.Müh. Faik  DÜNDAR ağabeyimizi, Furkan BAYKUŞ kardeşimizi, yolda yoldaşımız olan Hatice ATEŞ TOKDEMİR ablamızı buradan hayırla yad ediyor; Karadeniz’e dair yazı dizimize son bir makale daha eklemek üzere bu yazımı noktalıyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.