Osmanlı’nın son dönemlerine kadar Kur’an’la alakalı şu tabir kullanılır: “Kur’an-ı Hâkim Meali Kerim”.
Bazı meal ve tefsir kitaplarının üzerinde de bu ifade görülür.
Kur’an’ın buyrukları Allah’ın emridir. Müslümanların yaşantısını bu istikamette geçirmesi farzdır.
Kutsal kitabımızın farklı dillere çevrilmesinde anlaşılmasında izahında ise kerametler vardır. Yani olağanüstü bildirileri, çağlara, coğrafyalara hitabıyla “Meal-i Kerim” & yönlendirme kapsamıyla “Kur’an-ı Hâkim’dir“
İnsan Kur’an’ın hükmünü tutarsa, Peygamber’in s.a.v. emrini tutarsa, Peygamberin yolundan giderse Hz. Muhammed s.a.v. nereye giderse o kişi de ardından gider.
Bu yolda gidenler Kur’an’ın ayetlerine uygun yaşantılarını şekillendirenler, Hz. Muhammed (s.a.v.) sünnetlerini hayatlarında uygulayanlardır.
İnsan Şeytan aleyhi lanet’in vesveselerine uyarsa, aldatıcı sözlerine kanarsa, onun peşine takılmış izinde yürümüş olur.
Hangi inancı benimsemiş, kimi rehber edinmişse insan onun emrini tutmuş onun yolundan gitmiş olur. Çok dikkatli olmak lazım.
Biz Kur’anın hadimleri
Pür imanlı ve zindeyiz.
Bu yoldan dönmeyiz asla
Peygamberin izindeyiz.