Siverek, sahip olduğu sosyal-kültürel yapısı, okuma-yazma düzeyi ve özellikle edebiyat alanında müstesna bir yere sahiptir. Cumhuriyet tarihinde gerek eğitim-öğretim alanında gerek se edebiyat alanında birçok yazar-çizer ve şairler yetiştirmiştir.
“Siverek’in yetiştirdiği önemli şahsiyetlerden biri de şair İbrahim Re’fet Efendi’dir. Osmanlının son dönemiyle Cumhuriyetin ilk çeyreği arasında yaşamış olmasına rağmen Re’fet’in hayatı hakkında bilinenler çok azdır.
“Şeceredeki kayda göre asıl adı İbrahim Hakkı olan ve şiirlerinde Re’fet mahlasını kullanan şair, 1875 yılında Siverek’te doğmuştur. * Halk arasında daha çok İbrahim Re’fet veya şair Re’fet olarak tanınmıştır. Divân’daki:
“Yok böyle perî-zâd ne insân ne meleke.
Bî-çâre şaşıp kaldı ne yazsın Baba Re’fet”
Makta beytinde şairin “Baba Re’fet” olarak bilindiğini biliyoruz. İbrahim Re’fet’in babasının adı Abdurrahman Behçet’tir. *
Şairin H. 1342/M. 1926 yılında bölgenin nüfuz sahibi ağalarıyla birlikte Konya’ya sürgün edildiğini ve Mustafa Kemal’e yazdığı manzumeden (Ms.6) sonra affedilip burada memuriyete başladığını öğreniyoruz. Bu sürgünün Doğu ve Güneydoğu şehirlerinin çoğunda olduğu gibi 1925 yılındaki Şeyh Said hadisesinden kaynaklandığını tahmin ediyoruz. *
M. Arif Altunkalem de bu tahminimizi doğrulayan sözlü bilgilerle birlikte, dedesi İbrahim Re’fet’in Konya’ya sürgün edildiğinde amcası Mehmed’in on iki, babasının ise henüz dört yaşında olduğunu ifade ettiler. Bu sürgünden çok fazla mütessir olan şairin Konya’daki hayatı çok uzun sürmez.
Şairin Divânı’ndaki birçok manzume Konya’da kaleme alınmıştır. Ref’et, Konya’da bulunduğu sırada, dikilen Atatürk heykeline atfen kaleme aldığı ve aşağıya ilk bendini aldığımız uzun muhammes-i mütekerriri yazar:
Bin kahr- u musibet ile inler evvel
Oldu o kara günlerimiz ‘îde mübeddel
Kurtardı bizi işte bu Gâzî-i mübeccel
Yüksel şeref ü şân ile göklere yüksel
Ey sîne-i millete kurulmuş ulu heykel
Millet ki ‘asırlarca bu hicrana yanardı
Şu câmi’ayı hâb-ı ta’ssubdan uyardı
Göğsüm tümerip fahr u gururumla kabardı
Yüksel şeref ü şân ile göklere yüksel
Ey sîne-i millete kurulmuş ulu heykel
Yüksel ki bütün Avrupa’da şöhret ü şânın
Şimşîr-i celâdet-güherin nâm u nişânın
İskender u Dârâ’sını susdurdu zamânın
Yüksel şeref ü şân ile göklere yüksel
Ey sîne-i millete kurulmuş ulu heykel
O şânlı zaferler ki kazandın o zaferler
A’dâ-yı mübîn üzre seni etdi muzaffer
‘Asker yine ‘asker yine’ “asker yine’ asker
Yüksel şeref ü şân ile göklere yüksel
Ey sîne-i millete kurulmuş ulu heykel
1
Ey sâhib-i kudret emeli ‘adl ile meknuz
Coşmuş da bu millet yapıyor yoksa ki her rûz
Her safha-târih sana bir heykel-i merkûz
Yüksel şeref ü şân ile göklere yüksel
Ey sîne-i millete kurulmuş ulu heykel
Karınca gibi burda birikse n’ola insân
Rekz eylediler Konya’ya bir şekl-i Süleymân
Konyalıların himmeti şâyeste-i şükrân
Yüksel şeref ü şân ile göklere yüksel
Ey sîne-i millete kurulmuş ulu heykel
Ey vâli-i ferhunda-likâ hazret-i ‘İzzet
Târihlere nâmın yazacak hâme-i millet
Rekzinde bunun eyledin ibrâz-ı rü’yet
Yüksel şeref ü şân ile göklere yüksel
Ey sîne-i millete kurulmuş ulu heykel
İbrâz-ı hasâfet idi verdi Belediyye
Şu memleketi eyledi bir dâr-ı seniyye
Bir âbide-i şa’şa’adar-ı medeniyye
Yüksel şeref ü şân ile göklere yüksel
Ey sîne-i millete kurulmuş ulu heykel
Gülzâr-ı emel solsa da Re’fet hevesimle
Mühtezz ü hazîn ince vü hicrânlı sesimle
Billâh du’â-hân olurum son nefesimle
Yüksel şeref ü şân ile göklere yüksel
Ey sîne-i millete kurulmuş ulu heykel
Yazılan bu manzume, şairin tekrar Siverek’e dönmesini kolaylaştırmış olmalı ki bir buçuk yıl (18 ay) aradan sonra Re’fet Siverek’e dönmüştür. * Sürgünden Siverek’e dönen şairin tekrar ne işle meşgul olduğunu kesin olarak bilemiyoruz. Ancak bazı çalışmalarda şairin çeşitli görevlerde bulunduktan sonra 4 Şubat 1938 tarihinde vefat ettiği yazılıdır. *
Siverek ismini taşıyan uçağı karşılamak üzere 30.08.1931 tarihinde yapılan resmî törenin çekilmiş bir fotoğrafı vardır. Yusuf Samî Efendi ve ileri gelenlerin de yer aldığı bu resimde İbrahim Re’fet’in Yusuf Samî Efendi’nin hemen arkasında duran sakallı kişi olduğunu sözlü bilgilerden öğreniyoruz.
Bu resme göre İbrahim Ref’et’in uzun boylu, gözlüklü, sakallı ve dolgun biri olduğunu söyleyebiliriz. Yine onun halim, mütavazi ve sade bir kişiliğe sahip olduğu rivayet edilir.”1
Siverek’in, Urfa’nın kurtuluşu için en ön safta yer alarak, katkıda bulunması herkesçe bilinmektedir ki, takdire şayandır.
Siverek, eğitim-öğretim, bilim ve teknik alanında da cumhuriyet tarihinin ilk yıllarında savaştan yeni çıkmış bir ülkenin teknik ve teknolojik açıdan bir uçak yapabilmesi ve bu uçağa “Siverek” adının verilmesi teknoloji tarihimiz açısından övünülecek bir başarı olduğu gibi, uçağı havalandıran Sabiha Gökçen’in bir kadın olması, cumhuriyet tarihimizde bir kadın milletvekili Behice Boran’ın da Siverek’ten milletvekili seçilmesi siyasi tarihimizde bir örnek teşkil ettiği gibi, bu işlerin “kemal” lı insanların işi olduğunu daha iyi anlarız
*****
1- Doç. Dr. Ekrem Bektaş, “Siverekli İbrahim Re’fet Dîvânı”, T.C. Şanlıurfa Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları: 16, Navi Medya, Uzerler Matbaacılık, Ankara, s.12-13-16-17271-272; Özgültekin, s.20-21; Oyman, s.15; * Onun sürgün listesinde yer almasının nedeni; “Urfa’da, o dönemde bütün husumetler, kırgınlıklar, ihbarlar insan tabiatının zayıf noktalarından fışkırmaktadır.” (M. Akalın, “Urfa Kurtuluş Yazıları”, s.112) Ki, Şairin de böyle bir iftirayla sürgün edildiği, gerçek anlaşılınca da af edildiğini görüyoruz.