Seçim sürecini yazma fırsatım olmadı. En son başkanlık üzerine değerlendirme notlarım bulunuyordu. 7 Haziran Genel seçim sonuçları, Erdoğan'ın başkanlık hayalini suya düşürdü. Sandıktan çıkan sonuçlardan en önemlisi Erdoğan'ın diktatörlük hevesine yönelik ciddi bir uyarıydı.
Mevcut parlamento aritmetiği , AKP'ye tek başına iktidar olanağı vermiyor. 13 yıldır tek başına iktidar olan AKP, bu seçimlerde ciddi bir uyarı aldı. Hatta deyim yerinde ise, seçmenden okkalı bir tokat yedi. Bu uyarı ne oldum delisi olanlara da bir ders verme niteliğinde idi.
Şimdi ülkenin gündeminde koalisyon var. AKP, CHP ile mi? yoksa MHP ile mi koalisyon yapacak? Yoksa dışarıdan HDP destekli, CHP-MHP hükümetimi kurulacak gibi olasılıklar tartışılıyor. Şu an ağırlıklı olarak AKP- MHP koalisyonu daha ağır basıyor. zira, AKP'nin siyasal eğilimi MHP'ye daha yakın duruyor.
Aslında AKP'nin kiminle hükümeti kuracağı değil, hangi ilkeler çerçevesinde oluşturulan birliktelik önemli. Ülkeyi bekleyen sorunların çözümünde kararlı adımlar atılacak mı? Yoksa şaşalı ve yaldızlı sözlerle oyalama siyasetimi benimsenecek?
Şu soruya cevap bulmak lazım; kurulacak hükümet bir savaş hükümeti mi? Yoksa barış sürecini ileri boyuta taşımak için, demokratikleşme hamlesi adına bir uzlaşı hükümetimi kurulacak ileride göreceğiz.
7 Haziran genel seçimlerin verdiği mesaj çok açık. Doğru okumak lazım. 13 yıldır tek başına iktidar olan AKP, demokratikleşme ile ilgili sorunlarda tek bir adım atmadı. Sürekli kendilerini korumaya aldılar. Bu seçimlerde son bir hamle yapıp, HDP'yi barajın altında bırakarak, 400 e yakın milletvekilliği ile başkanlık sistemine geçip, diktatörlüğü ilan edilecekti. Halk bu sinsi planı gördü.
HDP'nin barajı aşması, diktatörlük hevesinde olanlara bir demokrasi dersi verildi, anlayana. Şimdi seçmenin iradesini esas alıp, ülkenin temel sorunlarından olan demokratik barış sürecini kalıcı hale getirmek için, gerekli çalışmaların kaldığı yerden devam edilmesi gerekiyor.
Kurulacak hükümet çözümün gücü olmalı. Aşağıdaki temel sorunları gündemine derhal almalı;
1. Evrensel hukuk normları çerçevesinde yeni "sivil bir anayasa yapılması" bu yeni meclisin namus borcudur.
2. Tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması, siyasi faaliyetinden dolayı ülkesini terk etmek durumunda kalan tüm siyasi mültecilerin yeniden ülkelerine gelmeleri , toplumsal barışa ciddi katkı sunacaktır.
3. Her ne sebeple olursa olsun, "Gizli Ödenek" kaldırılmalı, harcamalar şeffaflaştırılmalıdır. Zira demokrasilerde gizli ödenek seçeneği yoktur.
Ülkemizi keyfi yönetimden, diktatörlük tehlikesinden kurtaracak ve Ortadoğu bataklılığından hızla uzaklaşmamız için yukarıdaki 3 temel madde, kurulacak hükümetin görevleri arasındadır.
Bu demokratikleşme maddelerinin gerçekleştirilmesi, hükümetin keyfiyetine bırakılamaz. Toplumsal refleksin oluşması gerekir.
Uzlaşı koalisyon hükümet programında bu 3 madde yer almalı. Yer alınması için, tüm demokrasi güçleri duyarlılık oluşturulmalı.
Bir dönem daha kaybetme lüksümüz yok. Türkiye, ya demokratikleşme yada çürüme ekseninin yol ayrımındadır.
Dileğimiz, demokrasi güçlerinin yanında olmalıdır.
Anasayfa
Yazarlar
Cemal BABAOĞLU
Yazı Detayı
Bu yazı 1865+ kez okundu.
SEÇİMİN MESAJI KOALİSYON
Seçim sürecini yazma fırsatım olmadı. En son başkanlık üzerine değerlendirme notlarım bulunuyordu. 7 Haziran Genel seçim sonuçları, Erdoğan'ın başkanlık hayalini suya düşürdü. Sandıktan çıkan sonuçlardan en önemlisi Erdoğan'ın diktatörlük hevesine yönelik ciddi bir uyarıydı.Mevcut parlamento aritmetiği , AKP'ye tek başına iktidar olanağı vermiyor. 13 yıldır tek başına iktidar olan AKP, bu seçimlerde ciddi bir uyarı aldı. Hatta deyim yerinde ise, seçmenden okkalı bir tokat yedi. Bu uyarı ne oldum delisi olanlara da bir ders verme niteliğinde idi.Şimdi ülkenin gündeminde koalisyon var. AKP, CHP ile mi? yoksa MHP ile mi koalisyon yapacak? Yoksa dışarıdan HDP destekli, CHP-MHP hükümetimi kurulacak gibi olasılıklar tartışılıyor. Şu an ağırlıklı olarak AKP- MHP koalisyonu daha ağır basıyor. zira, AKP'nin siyasal eğilimi MHP'ye daha yakın duruyor.Aslında AKP'nin kiminle hükümeti kuracağı değil, hangi ilkeler çerçevesinde oluşturulan birliktelik önemli. Ülkeyi bekleyen sorunların çözümünde kararlı adımlar atılacak mı? Yoksa şaşalı ve yaldızlı sözlerle oyalama siyasetimi benimsenecek?Şu soruya cevap bulmak lazım; kurulacak hükümet bir savaş hükümeti mi? Yoksa barış sürecini ileri boyuta taşımak için, demokratikleşme hamlesi adına bir uzlaşı hükümetimi kurulacak ileride göreceğiz.7 Haziran genel seçimlerin verdiği mesaj çok açık. Doğru okumak lazım. 13 yıldır tek başına iktidar olan AKP, demokratikleşme ile ilgili sorunlarda tek bir adım atmadı. Sürekli kendilerini korumaya aldılar. Bu seçimlerde son bir hamle yapıp, HDP'yi barajın altında bırakarak, 400 e yakın milletvekilliği ile başkanlık sistemine geçip, diktatörlüğü ilan edilecekti. Halk bu sinsi planı gördü.HDP'nin barajı aşması, diktatörlük hevesinde olanlara bir demokrasi dersi verildi, anlayana. Şimdi seçmenin iradesini esas alıp, ülkenin temel sorunlarından olan demokratik barış sürecini kalıcı hale getirmek için, gerekli çalışmaların kaldığı yerden devam edilmesi gerekiyor.Kurulacak hükümet çözümün gücü olmalı. Aşağıdaki temel sorunları gündemine derhal almalı;1. Evrensel hukuk normları çerçevesinde yeni "sivil bir anayasa yapılması" bu yeni meclisin namus borcudur.2. Tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması, siyasi faaliyetinden dolayı ülkesini terk etmek durumunda kalan tüm siyasi mültecilerin yeniden ülkelerine gelmeleri , toplumsal barışa ciddi katkı sunacaktır.3. Her ne sebeple olursa olsun, "Gizli Ödenek" kaldırılmalı, harcamalar şeffaflaştırılmalıdır. Zira demokrasilerde gizli ödenek seçeneği yoktur.Ülkemizi keyfi yönetimden, diktatörlük tehlikesinden kurtaracak ve Ortadoğu bataklılığından hızla uzaklaşmamız için yukarıdaki 3 temel madde, kurulacak hükümetin görevleri arasındadır.Bu demokratikleşme maddelerinin gerçekleştirilmesi, hükümetin keyfiyetine bırakılamaz. Toplumsal refleksin oluşması gerekir. Uzlaşı koalisyon hükümet programında bu 3 madde yer almalı. Yer alınması için, tüm demokrasi güçleri duyarlılık oluşturulmalı.Bir dönem daha kaybetme lüksümüz yok. Türkiye, ya demokratikleşme yada çürüme ekseninin yol ayrımındadır. Dileğimiz, demokrasi güçlerinin yanında olmalıdır.
Ekleme
Tarihi: 26 Haziran 2015 - Cuma
SEÇİMİN MESAJI KOALİSYON
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.