AK Partiye karşı genel anlamda teşkilat içinde ve teşkilat dışından yapılan yönlendirmeler tam olarak 2013 yılı İstanbul Taksim’de Gezi olayları ile start verdi. İktidara yönelik 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlar ve MİT Tırları krizi ile AK Partiye yönelik operasyonlar yapılması ile AK Parti teşkilatı içindeki Fetö mensupları Türkiye de yapılan Genel ve Yerel seçimler ile saflarını belli ettiler.
Fetö Yurt dışı merkezli yönetim talimatları ile gizli şifre ve kriptolar ile yapılan tüm gizli faaliyetler, en son 15 Temmuz silahlı darbe hareketi ile Fetö nün silahlı ayağı kendini belli edip deşifre olsalar da yurt dışı merkezli bu hain teşkilatın siyasi ayağına yönelik henüz dokunulmuş değil.
Hastalıklar insanın iç organına yerleşen mikropların vücudu tahrip etmesi ile başlar. Hain Feto teşkilat yapısı da ülkemizde 1940’ yıllarda başlayan bir yapılanma ile günümüze kadar geldiler. Devlet kurumları içinde örgütlenip geçmişte ki İktidarlar tarafından destek görmüş en son AK Partinin karar verme mekanizması içinde olanlar zaman zaman Fetö’ye yapılacak operasyonlara karşı engel ve kalkan olmuşlardır.
En son Referandum oylaması ile saflar netleşirken AK Parti teşkilat içindeki siyasi ayağa dokunulmadığı ve AK Parti teşkilatı içindeki siyasi ayak sayesinde fetöcü yönetim kademesindeki şahıslara dokunulmadı.
Ak Parti tabanı içinde yer alan AK Parti gönüllüsü insanlar ve lider R.T. ERDOĞAN Sevdalıları tarafından açık açık dile getirip tartışılırken sosyal medyada konu konuşulup paylaşılmaya başlandı.
Şuan ülkemiz ve Türkiye ye karşı iki cepheden saldırı yapılmakta. Birincisi ve en önemlisi gerek AK Parti’deki Fetöcü zihniyetin siyasi ayağı çökertilmiş değil. Ve bu nedenle Devlet kadroları içindeki Fetö cü kadrolar ihanet hareketine devam etmekteler. Yani AK Parti teşkilatının bağırsakları düşman bakterilerle doludur. Bu düşman bakteriler ve sürekli iç tehdit unsuru yapılar temizlenmeden Devlet ve Millet rahatlayamaz.
İkinci önemli konu ise fetö ihanet hareketi dünya çapında çeşitli İslami ve Türki Cumhuriyetler de örgütlenmiş olup bir taraftan da bu kurumlardan ekonomik destek almaktalar. Diğer taraftan Avrupa başta olmak üzere batılı Haçlıların toplu bir saldırıları ile tehdit altındayız.
Şu an Çanakkale Kurtuluş savaşındaki düşman ve yerli işbirlikçilerden on kat daha fazla ve çok daha güçlü organizeli güçlerle savaş halindeyiz. Ak Parti ve İslam görünümlü abdestli şeytanlar halen Ak Parti ve diğer partilerde bulunmaktalar
Bilişim teknolojisi ve siber saldırılar kimyasal saldırılardan çok daha tehlikelidir. Bu nedenle her türlü siyasi ayrılıkları bir tarafa bırakıp Haçlı zihniyetinin toplu saldırısına karşı top yekun mücadele etmek zorundayız.
AK Parti içinde başta Fetö cü gizli ihanetçiler olmak üzere Rant ve İhale Mafyası ile ilişki si olanlar Parti görüş ve düşüncesine zıt hareket içindeler.
Ak Parti dağılsa da fesh edilse de şu an Referandumda elde edilen rakamların yüzde ellisi R.T. ERDOĞAN şahsına veriliyor.
Kimse bu gerçeği inkar edemez Son Batı ve Avrupa Ülkelerinin saldırısına karşı İslam Ülkelerinin Türkiye ye verdikleri destekle Ak Partinin ilk seçim de aldığı yüzde 34 oydan fazlasını R.T. ERDOĞAN tek başına alır.
Bu konuda MHP lideri Devlet BAHÇELİ çok açık ve net konuştu. Fetö tehdidi karşısında Devlet mantığını gerçek anlamda ifade etti. Referandum sonuçları bir kez daha gösterdi ki devlet Kürt vatandaşına sahip çıktığında güven ortamı ve sosyal barış sağladığında Kürt vatandaşların devletine karşı olan bağlılığı daha da artacaktır.
AK Parti gemisi artık su almaya başladı. Bu geminin Kaptanı ve Reisi Fetö pisliği ile kirlenen gemiyi batırır mı yoksa yeni bir gemi ile mi yola devam eder. Bunları hep beraber bekleyip göreceğiz.