14 Temmuz akşamı idi. Ağabeyimin taziyesi yeni bitmiş ve ailecek yasta olduğumuzdan televizyon kapalı idi. Rahmetlik ağabeyimin büyük oğlu abım kadar değerli yeğenimin genç yaşta yaklaşık 75 gün içinde hem amcamı ve ağabeyimin ansızın ölümleri bizi derinden üzmüştü. Bu süreç içinde üniversite sınavları yeğenimi bayağı bir sarsmış idi. Bu strese istinaden bir kısa hava değişikliği yapması için İstanbul’a amcam oğluna birkaç günlük hava değişikliği yapsın diye göndermiştim. İşte ne olduysa o gece ansızın yeğenimden gelen telefonla her şeyi öğrendim. Gece saat 10.20 gibi beni aradı amca ülkede büyük bir kargaşa var. Ne oldu dedim amca İstanbul’da köprüler kapatılmış hava limanları kapatılmış demesi ile hemen interneti açtım. Bu arada yeğenime sakin olun bir şey yok bu bir darbe ama şunu iyi bilin ki bu darbe başarısız sonuçlanacaktır deyip kendisiyle olan konuşmayı bitirip olayları takip ve gerekli yerlerle iletişime geçtim.
O gece ülkemi bir çok yerlerinde darbeci, ihanetçi, terör örgütlere üyelerin ülkemin en önemli mevki ve makamlarını bombalarken dışarıda sivil halkımızın üzerine silahlar ve toplarla ateş açmaya başlamışlardı.
Aradığım kaynaklardan bu darbenin Amerika’nın haberi dahilinde yapıldığı ve Amerika bu darbeden haberdar olduğunun bilgilerine ulaştım.
Rusya bu darbenin olacağını sezdiğinden 14 Temmuz’da gerekli birimlere bilgilendirmede bulunduğu ve Türkiye’de askeriye içinde bir hareketlenme olduğunu bir gün önceden gerekli makamlara ilettiğini ve bunu takip ettirip gerekli tüm hazırlıkları yaptıklarını aksi bir durumda ülke olarak hazır oldukları gerekli tüm hazırlıkları yapılmış ve hazır kıta olarak durmuşlardı.
O gece masum insanları katil eden. O geceye dur diyen kahraman asker ve muzafferlerin sivil toplumun üzerine savaş aletleri olan ağır savaş silahları ile ateş açan kendi kanlarını benliklerini satmış olman domuzların o gece ülke genelinde süratle halkın ve birçok yerde belediyelerin iş makineleriyle tugayların kışlaların önüne bent oldular. İmam hatiplerin cami minarelerinden vermiş salalar ile halkı adeta yatağından hoplatarak cumhurbaşkanın canlı olarak halkın sokaklara ülkenizi vatanınıza sahip çıkın çağrısı ile halk bir anda tüm vatan millet olarak sokaklara döküldü. Hele hiç unutulmayacak anılar dolu bir uzun gece yaşayan halk o gece tarih boyunca sütçü imamı, şehit kamili, karayılanı, nene hatunları, onikileri derken saymakla bitiremediğimiz eski ecdadımız yenilerine yeniden isimlerini yazdırmak için adeta devlet, vatan, toprak, millet bir olmuş tek millet olmuş asla o gece dil, din, lisan ayırımı yapılmadan tüm halk sokakta adeta tek vücut olmuş kardeşçe katillere teröristlere karşı birlikte beraberce dik durmak için el ele, omuz omuza vermişlerdi.
15 sabah güneş doğduğunda tüm halk durumları beklerken ülkemin cumhurbaşkanı yapmış olduğu açıklama ile gün aydınlığa kavuşmuştur. Dün gece devletimizi vatanımızı ihanet çetesi devlet içinde devlet olmaya yeltenenmiş olan kendi benliklerini kendi kişiliklerini dış güçlere satmış olan. Domuz sınıfından olan vatan haini insanların girişmiş oldukları bu darbeden başarısız bir şekilde hepsi aciz kalmış ve bu darbede en başarılı bu vatanın bu toprakların asıl sahibi olan halk vatandaş kazanmıştır.
Bu destanı yazan halk asıl bu devletin bu vatanın sahipleri olan halkımızın varlığı birliği ile birlik beraberlik içersinde biz hepimiz kardeşiz demesini bilmişiz o gece o gece vatanımıza devletimize ulusumuza ihanet edenlere asla geçit vermeyişimiz bizi dünya üzerinde yeniden kahraman bir halk olarak ilan etmemizi sağlamışız.
Ondört asır evvel, yine bir böyle geceydi,
Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!
Lâkin o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler;
Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi!
Nerden görecekler? Göremezlerdi tabî'î:
Bir kere, zuhûr ettiği çöl en sapa yerdi;
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ..
Ne güzel söylemiş üstad Mehmet Akif Ersoy.