Zamanın birinde Şanlıurfalı bir beyefendi amcamız İstanbul gidiyor. Çarşı Pazar gezinirken yolu tesadüfen bir balıkçı dükkânın önünde geliyor. Tam o sırada aklına hep balıklı göldeki balıklar aklına geliyor. Şanlıurfa ilinde balıklı gölde balık dolu ama kutsallığından yenmediği gibi birde canlı cansız el bile vurulmamıştır. Bu heves ile bey amca hazır balıkları tezgâhta görünce kuyruğundan tutup kaldırmış yakından balığı tanımak incelemek ve o yıllardır içindeki hevesini gidermek istemiş tam o sırada balıkçı tezgâhtar beyefendi balıklarımız tazedir. Bu alıklara birde öyle anlaşılmaz balıkların tazeliği kulaklarını açıp içine bakarsın bey amca deyip beyefendiye birde balıkçılık dersi vermektedir. İşe tam o sırada bey efendi amcamız hemen tezgâhtara dönüp. Bey oğlum senin balıklar zaten kokuşmuş. Benim bakmam bakıyorum kokusu kuyruğuna yetişmiş mi? Yetişmemiş mi?
Şanlıurfa ilinde siyasetin belediyelerin kokuşmuşluğu artık tüm yurda sarmıştır.
Şimdi yurt genelinde ve mecliste fahri milletvekilim olan bir değerli hemşerim şehrimdeki siyasetin ve şehrimdeki eksiklikleri dile getirmesi tabi ki şehrim için en güzel hizmetlerdir. Diğer bir yazar arkadaşımıza her ne şekilde ve nereden haberler iletiliyorsa ki bunun araştırma sonuçları doğru olmasa öyle yayınlaması ve konuyu işlemesi suç olduğunu çok iyi bilen bir arkadaşımızın bu konudaki haber etmesi tabi ki en doğal hakkıdır.
Böylesi durumların var olduğunu. Böyle bir kokuşmuşluk içinde olan bir şehirde yaşadığımızı her defasında dile getirmiş araştırmacı bir yazar olarak ben böyle bir şehirde olmaktan resmen çok zaman kendime yediremiyorum.
İlimde ki siyasetin yöneticilerin idarecilerin böylesi bir kokuşmuşluk vurgunculuk böylesi hakkaniyetsizlik içersinde olmasını resmen kınıyorum.
Şanlıurfa ilinin geçmiş dönemlerde belediyecilik anlayışı nispeten mevcut iken siyasetin içindeki kişilerin kendi dümenlerini çevirmek için kurmuş oldukları düzenlerin artık kokuşmuşluğunu gün yüzüne çıkarır olmaktadır.
Benim ilimdeki böylesi kokuşmuş bir siyasetin böyle bir düzenin işleyişini sağlayan siyasetçilerin şehrime bir şeyler vermek değil tam aksine şehrimi yılarca geri götürmesine sebebiyet vermişlerdir.
Şimdi artık böylesi bir dönemde siyasetin ve hükümetlerin ilimize böyle hakkaniyetsizlik edip şehrimize çıkar menfaat için kendi düzenlerini kendi yandaşları ile işi tamamen idame ediyor olmuşlar.
İlimde büyük vurgun ve gereksiz yatırımlar ile ilimi şimdiden gelecekte büyük enkazlar beklemektedir.
İlimdi siyasetin yöneticilerin idarecilerin külliyen diyorum. İtirazı olan gelsin eğer sen çok iyi isense senin başka kurumun başka müdürün başka siyasetçi ve idarecin vurgununa sesiz kalıyor isen sende ortağı ve yandaşısın demektir. Benim için işini görevini hakkıyla yapmayan işlerini devletime, vatanıma, milletime faydalı değil de tam aksine ihanet dolu işler yapıyorsa önce Allahın sonrada benim düşmanımdır.
Benim ilimde ihanet eden. Benim şehrimin insanlarının hak ve hukukuna riayet etmeyip halkımın parasını boş yerle heba eden her kim olursa olsun. İster en tepedeki ister en alttaki kişi olsun ben ondan yüce rabim katında şikâyetçiyim. Hiç kimse demesin ben şimdi kral yaşıyorum. Birde gün gelecek yerin altına girecek günü düşünsün. Ey mevta vereceksin hesabı yüce Allaha kapandı amal defterin söyle bakalım sen değimliydin halkın vatandaşın malını yiyen sen değimliydin fakir fukaranın gün boyu evine bir ekmek alabilmek için çarşı Pazar tonlarca ağırlıklı araba peşinde koşup sonra o zavallı garibanın elinden aldığın parasını orda burada yedin.