Arfin’i aldık. Biz aslında Arfin almadık! Biz asıl aldığımız zafer ilan etiğimiz durum iletki toplantılarda görünecek zaferimiz o zaman ilan edeceğiz. Birleşmiş Milletler toplantısında, Nato toplantılarında bizim şimdi Afrin’de bulduğumuz mühimmatların çekimleri an be an yapılmalı onların en detaylarına kadar kayıtlar yapılıp o mühimmatların video görüntüleri çekilip Birleşmiş Milletler ve Nato temsilcilerine göstererek alın bakın size kimler bu terör örgütün temsilciliğini kimler bu terörist güçlerin destekçisi olduğunu delille beyan edeceğiz. İslam ülkelerini böyle parçalayıp orada gelecekte büyük İsrail projesine çanak olmaktan öte olmadığını şimdi artık biz dünya ülkelerine haykıracak delillere sahip olduk. Biz Arfin’i temizlerken orada illegal güçlerin temizlenmesini ülkemize karşı güç odakları olan teröristleri bölgede arındırdık. 15 Temmuz 2016 günü ülkemize yapılan darbenin en büyük parçası olan ve o gün için orada odaklanmış olarak görevleri başlarında bulunan güçlerin darbe başarılı olmuş olsaydı. O gece Gaziantep, Antakya, Kilis illerinden ülkeme girecek olan teröristlerin asıl amaçları ülkemizin batı illeriyle bağlantısını koparacaklardı. Bu durumda doğu ve güneydoğu da devleti ve devletin tuk kurumlarını lav edip kendi ellerine geçireceklerini plan ve projelendirdiler. 15 Temmuz gecesi halkımızın güçlü iradesi ile buna müsaade etmeyen halk adeta 103 yıl önceki ruhla yine darbecilere karşı öleceğini bildiği halde topa silaha karşı onurca dik duruşunu sergiledi. Hiç unutmam Ankara genel kurmay başkanlığı karşısında bir 17 yada 19 yaş arasında bire genç delikanlın deyimi hadi ağabeyler burada iki yüz kişiyiz hücum edelim yüzümüz ölsek bile yüzümüz içeri girip zafer ilan ederiz. Bu deyimi işte tam 103 yıl önce yoklu sefalet içinde yaşayan annemin dediği aklıma geldi. Evlatsız yaşanır ama vatansız asla yaşanmaz o sözleri işte böyle bir ruhla o geceyi ihanetçilerin ülkemin düşmanları olan kendi benliklerini satmış olan darbecilerin tüm planları suya düşmüştür. İşte biz bu günlerin geleceğini bildiğimizden bundan tam yaklaşık üç yıl önce Sur’da Nusaybin’de Şırnak’ta temizlik yaptık. o günlerde yaptığımız temizliğin işte bu günler için yapılan projelerin bire parçası olacağını düşünemeyen halk o gün için belki devletime vatanıma kınama yapmıştır. İşte şimdi tüm planları suya düşen ve kendini bilmez Siyonist Emperyalist güçlerin ittifakı içinde olan zavallı insanlar artık gerçekleri nispeten görmektedirler. Geçenlerde bazı siyasi partilerin temsilcileri ve siyasetçiler öyle amansız öyle basit konuşmalar yaptılar ki ben onları dinlerken içimde ne kadar güldüm bir bilseniz. Türkiye’nin ülkemizin Suriye topraklarında ne işimiz var. Orada Suriye ordusu gelip sizin burada ne işiniz var dese haklılar. Bu lafları söyleyen siyasetçiler ne kadar bilmez ne kadar zavallı cahil olduklarını anladım. Sizlerde yoksa halen Pestilvanya’daki kendini bilmez olan kendi benliğini satmış olan şahsiyetsiz kişinin penceresinden bakanlardan mısınız? Şimdi gelinen noktaya bakın size şimdiden bunu açık diye bilirim ki gelecekte ülkemin yüz ölçümü büyüyecektir. Ülkemin Lozan antlaşması bitmesi ile Musul, Kerkük bizim topraklarımız olduğunu tüm dünya biliyor. Hemen akabinde Halep ülkemizin bir parçası olduğunu halkın çoğunluğunun da Türk soydaşı Türk asıllı olduğu bilinmektedir. Gelecekte yapılacak referandum ve tercihlerin kullanması durumunda geçmişte kendi kararlarını veren Antakya halkı gibi özerk olan şehir halk o yıllarda tercihini Türkiye yaptığından bizlerde il olarak kabul ettik. Şimdi aynısı için gelecekte yapılacak diğer iller olacak şimdiden hadi hayırlı olsun yeni illerimiz.