Ülkemde ekonomi krizlerin baş aktörleri nerde? İşin önemli bölümünü oluşturan sermaye piyasaların sahiplerinin dışa bağımlılıklarından yapılan işlerin aktifliklerinden ülkemde sürekli piyasaların hareketli olmasını ve piyasalardaki reaksiyonların sürekli hararetli tutmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bir ülkenin içinde sermaye piyasaların sahipleri ülkenin ve hükümetin aleyhine çalışma gösterirse ve dış güçlerin emrine göre hareket ederler ise o ülkede sürekli böylesi istikrarsızlık ve kararsızlık devam etmeye mahkûm olmaktadır. Ülkemin cumhuriyet döneminden bu yana sermaye piyasalarının halkın elinde olması ve serbest ekonomi politikası ile ülkemin kurlarına istedikleri gibi müdahale etme şansına sahip konumunda olan kişiler olmaktadırlar. Böyle bir serbest piyasa ekonomisi ile ülkemin piyasalarına hüküm etikleri yetmezmiş gibi birde ülkemin idari yönetimlerine ve hükümetlerine bile müdahale eder olmaktadırlar. Geçmişten günümüze kadar sermaye sahipleri hep ülkemdeki idareci hükümetleri belirleyip kendi istekleri doğrultusunda yönetimler ve hükümetler kurdurmuşlardır. Sermaye sahiplerinin ülkemdeki güç olmalarından kendi istek ve emri havalesindeki idareci ve hükümetleri belirleme politikası son yıllarda değişinde bundan büyük rahatsızlıklar duyar olmuşlardır. Demokrasi ülkelerinde devletin üretim ve fabrika yapmaz idarecilik ve halkın üretimine teşvikler yapar. Bu nedenle cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda ülkemizin dışa bağımlı olmaması için devletin girişimleri ile halkın sanayileşmeye üreticiliğe geçişi sağlamak amacıyla devlet tekelinde bazı fabrikalar kurulmuştur. Gelişme ve kalkınma gösteren ülke konumuna gelindikçe devletin gerçek amacı olan durumlar sağlandıkça devlet üretimden sanayiden ellerini çekmek zorunda kalmıştır. Böyle durumdan faydalanan güçlerin ülkedeki üretimleri ülkedeki sanayileşmeleri kendi çıkar menfaatleri doğrultusunda sermaye sahipleri devletin imkânlarını kendileri kullanıp kendi yatırımlarına güç katarak sürekli kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmayı göstermişlerdir. Şimdi göreve gelen hükümetin iş başında iken artık bu akışın sermaye sahiplerine değil tüm halkın hizmetine sunuş gösterince sermaye sahipleri buna tepki göstermek zorunda kalmaktadırlar. Ellerindeki tekelleşmekte olan piyasalarının daralması ellerinde mevcut olan müşteri potansiyellerinin kayıp edilmesi kar marjlarının düşmesi ile bu durum kendilerini rahatsız etmektedir. Böylece geçmişte sadece sermaye sahiplerinin emrinde olan hükümetlerin artık tüm halkın vatandaşın emrinde hizmetinde olmasını kabullenemeyen sermaye sahipleri piyasalarda ellerinden geleni yapmaya var güçleriyle yönlendirme yapmışlardır. İşte kalkınma istemeyen güçlerin piyasada ellerinden gelen her durumu sergilemek için gerekli her girişimde bulunacaklardır. Böylece kalkınma istemeyen sermaye sahipleri piyasaları kendi çıkarları doğrultusunda her istediklerini yapmak için var güçlerini kullanacaklardır. Serbest ekonomi piyasalarda sanki kendilerinin ellerinde gibi hissi ile davranmaktadırlar. Artık güçlü bir devletin güçlü bir ekonomi politikası ile karşı karşıya büyük mücadele vermektedirler.