Anasayfa Yazarlar AHMET NAS Yazı Detayı Bu yazı 1297+ kez okundu.
AHMET NAS
Köşe Yazarı
AHMET NAS
 

SOSYAL MEDYAYA ŞERİ BAKIŞ II (LİVANELİ'DEN)

Kıymetli Zülfü LİVANELİ büyüğümüz tecrübelerinden istifade edilmesi gereken özgün müzikte, yazarlıkta, siyasette, büyük bir değerdir. Sosyal medya konusuna ışık tutacak bir emsal taşıyacağına inandığım bir hatırasını Zülfü LİVANELİ'den şöyle dinlemiştik yıllar önce. Aklımda kaldığı kadarıyla anlatıyorum: "İlk radyo geldiği zaman; buna şahit olan dedelerimiz karşı çıktılar, günah olduğuna hükmederek. Gel vakit git vakit ajansı dinlemek için radyolar, karşı çıkanların da evine girdi" 80'li hatta 90'lı yıllarda da çevremizdeki imam-hatipli, hafız el-kuran, dini bütün arkadaşlarımızın bir kısmının evlerinde televizyon yoktu günah olduğu düşüncesiyle. Şu an görüştüğümüz o yılların ergen, teenage bu yılların genç, orta yaşlılarının çoğunun evinde o yıllarda gizlice izledikleri televizyon var. Günah düşüncesiyle üzerilerinde baskı kurulan bu insanlar, o yıllarda rastladıkları yerde televizyona hasretle bakıyorlardı. Sırf TV seyretmek için akrabasına, arkadaşına misafirliğe giden, pastahanelerde, lokantalarda oturanlar bile vardı. 2000'li yıllarda hatta son yıllara kadar sahte cemaatlerden kalan kirli fitneler şu repliklerle yansıdı. "İnternet kullanın ama falan sosyal ağlara girmek zinhar caiz değildir." Oysa görülmesi gereken gerçek; bütün teknolojik imkanların kullananın iradesiyle iyiye veya kötüye yönlendirilebileceğidir. İnsanoğlu şahsını ilgilendiren bir günahta içkide, kumarda, zinada, falda, tövbekâr olabilir. Allah (c.c.) şahsını affedebilir. Dönüşü daim vardır. Sosyal medyanın asıl tehlikesi gizli şirktir. Dünyaya Rahmet-i Rahmanı tanımaya sadakatini ispatlama imtihanına gelen kul, kendini başkalarının beğenisine sunarak farkında olmasa da putlaşma arzusu yolunda ilerliyor. Yazımızın başında hatıratından istifade ettiğimiz Zülfü LİVANELİ: "Besteci olmasaydım, yorumcu olmazdım" diyerek; şahsın değil eserinin arz olunması gerektiğini vurguluyor yılların tecrübesiyle. Ameller niyetlere göredir. Yoksa bu benlikten, kibirden arınmış isen; sosyalleş her yoldan, yine değerli sanatçının yorumladığı gibi: "Aç yüreğini bir merhabaya Kardeşin duymaz el oğlu duyar"    
Ekleme Tarihi: 29 Ocak 2019 - Salı

SOSYAL MEDYAYA ŞERİ BAKIŞ II (LİVANELİ'DEN)

Kıymetli Zülfü LİVANELİ büyüğümüz tecrübelerinden istifade edilmesi gereken özgün müzikte, yazarlıkta, siyasette, büyük bir değerdir.

Sosyal medya konusuna ışık tutacak bir emsal taşıyacağına inandığım bir hatırasını Zülfü LİVANELİ'den şöyle dinlemiştik yıllar önce. Aklımda kaldığı kadarıyla anlatıyorum:

"İlk radyo geldiği zaman; buna şahit olan dedelerimiz karşı çıktılar, günah olduğuna hükmederek. Gel vakit git vakit ajansı dinlemek için radyolar, karşı çıkanların da evine girdi"

80'li hatta 90'lı yıllarda da çevremizdeki imam-hatipli, hafız el-kuran, dini bütün arkadaşlarımızın bir kısmının evlerinde televizyon yoktu günah olduğu düşüncesiyle.

Şu an görüştüğümüz o yılların ergen, teenage bu yılların genç, orta yaşlılarının çoğunun evinde o yıllarda gizlice izledikleri televizyon var.

Günah düşüncesiyle üzerilerinde baskı kurulan bu insanlar, o yıllarda rastladıkları yerde televizyona hasretle bakıyorlardı. Sırf TV seyretmek için akrabasına, arkadaşına misafirliğe giden, pastahanelerde, lokantalarda oturanlar bile vardı.

2000'li yıllarda hatta son yıllara kadar sahte cemaatlerden kalan kirli fitneler şu repliklerle yansıdı. "İnternet kullanın ama falan sosyal ağlara girmek zinhar caiz değildir."

Oysa görülmesi gereken gerçek; bütün teknolojik imkanların kullananın iradesiyle iyiye veya kötüye yönlendirilebileceğidir.

İnsanoğlu şahsını ilgilendiren bir günahta içkide, kumarda, zinada, falda, tövbekâr olabilir. Allah (c.c.) şahsını affedebilir. Dönüşü daim vardır.

Sosyal medyanın asıl tehlikesi gizli şirktir. Dünyaya Rahmet-i Rahmanı tanımaya sadakatini ispatlama imtihanına gelen kul, kendini başkalarının beğenisine sunarak farkında olmasa da putlaşma arzusu yolunda ilerliyor.

Yazımızın başında hatıratından istifade ettiğimiz Zülfü LİVANELİ: "Besteci olmasaydım, yorumcu olmazdım" diyerek; şahsın değil eserinin arz olunması gerektiğini vurguluyor yılların tecrübesiyle.

Ameller niyetlere göredir. Yoksa bu benlikten, kibirden arınmış isen; sosyalleş her yoldan, yine değerli sanatçının yorumladığı gibi:

"Aç yüreğini bir merhabaya

Kardeşin duymaz el oğlu duyar"

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.