Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi için yazılan mektupta duygu dolu satırlar var.
Harran Üniversitesinin öğrencilerinde bölüm 2. Olan Abdullah Aslan, Çiftçinin Belediye Başkanlığında gidişinin Urfa için büyük kayıp olacağını mektubunda belirtiyor.
Aslan, bizce önemsenen mektubundan şöyle “mevcut Başkan Çiftçi için Ben Büyükşehir Belediye Başkanımız Av. NİHAT Çiftçi ile ilk kes işe alım mülakatında tanıştım. Kamuoyunda ismini çok duymuştum. Harran Üniversitesi Muhasebe ve Vergi Uygulamaları bölüm ikincisi olarak ismim önüne gitmişti. Telefon aldığımda sevincimi tarif edemem, Sayın belediye başkanımız mülakatta bir abi olarak aldığımız eğitimi, kaç kardeş olduğumuzu, babamın yaptığı işi, vizyonumu, hobilerimi, Şanlıurfa şehrimizle ilgili görüşlerimi, hedeflerimi not aldı ve son konuşmasında şu sözü beni çok etkiledi; fakir olabilirsin, başarılı bir gençsin, sana güveniyorum ve işe alıyorum hayırlı olsun dedi. Hayatımda ilk kes taktir ediliyordum, onun İçin Nihat başkanımı unutmam mümkün değil. Kadro dağılımda Özel kalem müdürlüğünde sayın başkanıma yakın çalışma şansım oldu.
Önce bir baba abi sıcaklığı ile çok rahat olmamı sağladı, sonra Çalışkan olmamın memleketimiz için ne kadar önemli olduğunu anlattı. Hayat dersine yeni başlamıştım. Sayın Av. Nihat Çiftçi başkanımla çalıştığım sürede gördüklerimi ve hislerimi sizinle paylaşmak istiyorum.
1- Sabah erken saatte konutta çıkıyordu. Akşam en erken konuta geliş saati 24 idi, Tüm çalışma saati planlıydı. Elektronik proğram kullanıyordu, programına harfiyen uyuyordu, bitirmeden de rahat etmezdi.
2- Hiç kimseyi kırmıyordu, Her taziyeyi, nikâhı, sosyal programı ve kurumu temsil eden programlarına muhakkak alırdı.
3- Makama bağlı kalmazdı, sadece randevularını makamda kabul ederdi. Onun haricinde kurumun dışında hareket halinde kurumu yönetirdi.
4- Birim toplantılarını daire daire kendi yerlerinde yapardı. Konuyu en ayrıntılı bir şekilde anlardı, anında karara bağlardı ve ilgili daire başkanına talimat verirdi.
5- Yatırımları ve işlemleri muhakkak kendisi takip ederdi, bir şantiye şefi gibi tüm projelerin başındaydı.
6- Ekibine çok cesaret verirdi. Kararlıydı, hemen bitirin, hemen yapın, hemen gönderin, hemen gidiyorum, hemen görüşüyorum söylemlerin gereğini yapardı.
7- Şehir insanını çok severdi, gençlere bayılırdı, şehrin geleceğinin gençlere emanet olduğunu bilirdi, tam bir eğitim gönüllüsü idi her hafta okulları gezer gençlerle söyleşileri gerçekleştirirdi.
8- Şanlıurfa’mıza Tarihi Kentler Birliği Başkanlığını getirmişti. Ancak bu görevi kendisi büyütmüyordu. Türkiye’de yaptığı tüm bölge toplantılarında her tarihi ilde el üstünde tutulurdu. Tarihe merakı çoktu. Bir tarihi yapıyı restore ettiğinde sanki babasını evini onarmıştı.
9- Fakirlere çok düşkündü, hiç kimsenin haberi olmadan bir çok fakirin işini görürdü, misafir olurdu, basına asla vermezdi.
11- Ak partiye çok bağlıydı. Teşkilattan gelen tüm talepleri mümkün mertebe karşılardı. Kendisi teşkilatla samimiydi, ancak hiç bir zaman teşkilatında samimi destek almadı.
12- Şeffaf bir insandı tüm telefon görüşmelerini ekibinin önünde yapardı, bir gün gizli bir telefon görüşmesi yaptığına şahit olmadık, şu sözü çok anlamlıydı, devletin işleri milletin işleridir, herkes hukuka uygun yerine getirmelidir.
13- Çok hızlı çalışırdı. Dur durak bilmezdi, ekibide harekete geçirendi. “ Bir dakika durduğumda kendimi şehrime ihanet ediyor hissine kapılıyorum” sözü kendisine aitti.
14- Tam bir proje adamıydı, hiç bir projeden korkmuyordu. Kangren olmuş sorunlara neşter vurmaktan korkmazdı. Cesaretliydi, hiç bir hesap Şanlıurfa’ya hizmetin önüne geçmezdi.
15- Ekibine güvenirdi, ancak denetlemekten, eğitmekten, görüşlerini almaktan kendini almazdı. Tüm başarıları ekibe mal ederdi, başarısızlık varsa bana aitti derdi.
16- Tüm kurumlarla ve meslek gruplarıyla iyi İlişkiler içindeydi. Hiç kimsenin kalbini kırmazdı. Hiç kimsenin kötülüğünü istemezdi, “önemli olan bir yere temiz gelmek ve görevini başarılı bitirmek” derdi.
17- Tam bir projeye kaynak bulma avcısıydı, fon bulabilmek için binlerce kilometre giderdi, kaynağı çözmek için kendini iyi ifade ederdi. Her fon kuruluşuna Şanlıurfamızın hizmet alması İçin başvururdu.
18- Meclis Üyeleriyle çok samimi çalışırdı. Onları kimsenin inisiyatifine bırakmazdı. Bir lider olarak her türlü riski kendisinde toplardı. Topu hiç bir zaman meclise, encümene, daire üzerine atmazdı. Harbi çalışırdı.
19- Hiç bir bölge ayırım yapmazdı. Tüm ilçelerde aynı mutluğu duyardı. Bölgeler arası ayırıma yönelik yorumlara gülüp geçerdi. Şehiri 13 ilçesi 1411 Mahallesi ile kavrardı.
20- Şehire hep mesaj verirdi, görüşlerini alırdı. Basınla yaptıklarını paylaşırdı, görüş İçin mikrofonu kendisine uzatırdı. Bunu sürekli söylerdi: “ Benim hesap vermeyeceğim hiç bir konu yoktur” derdi.
21- Hiç bir dedi kodu yanında yapılamazdı. Huzurda olmayan biriyle ilgili konuşamazdınız. Sadece kendi işine bakardı. Herkesten de bunu beklerdi.
22- Paylaşımcı bir yapıya sahipti. Konuyla ilgili bildiklerini personeliyle ve çevresiyle paylaşırdı. Bir sözü vardı; “ Bilgi kullanılmalıdır, yoksa hiç kimse googleden daha bilgili değildir” derdi. Bir çok kabiliyetsiz ve yetersiz personeli yetiştirdiğine şahit olduk.
23- Gençlere çok güvenirdi. Bir çok genç Memuru şube müdürü ve daire başkanı yaptı. Yaparken liyakata önem verirdi.
24- Hiç kimseye kızmazdı. Sadece çok sevdiği kişilerin hatasına dayanamazdı, amacı eksikliği gidermekti, bazen bizlere yan yan ve uzun uzun bakardı. Sevgisini belli etmezdi. İşimiz düştüğünde anında gereğini yaparak önemli olduğumuzu anlardık. Her zaman kişilere aynı davranırdı, hiç kimse iyi niyetinden şüphe etmezdi.
25- Şanlıurfa kadının gelişmesi için çok çalıştı, “Şanlıurfanın gelişmesi kadına bağlıdır, Kadın gelişmezse tek kanatlı kuş misali uçamayız” derdi.
26- Kültür, sanat, müzik, sinema, tiyatroya çok önem verirdi. Bu faaliyetlerin büyük ölçekte gerçekleşmesine çok önem verirdi.
27- Büyükşehir Belediye Başkanımız küçükle küçük büyükle büyük yaşardı. Hiç bir zaman mevkiye önem vermezdi. Onun İçin önemli olan insanlıktı.
Biz çalışanları olarak Nihat Çiftçi’yi böyle bildik. Aslında 10 aydır ayrılmaya hazırlanıyordu. Bana göre sanki kıymetini anlamadık, kendini tüm yaptığı büyük projelere ve insanlığına göre yalnız hissediyordu. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünde ve affını istediğinde, ilk kez kendini mutlu hissediyordu. Bize “çocuklar yaşam çok kısa hayat çok güzel onun İçin mutlu olmalıyız” derdi, kararını kamuoyuyla paylaştığında bunu ne anlama geldiğini anlamış olduk. Şanlıurfa siyasetinin dışında bir kişilikti, bir gönül adamıydı, onu şimdiden özledik. Onunla yaşayanlar daha iyi anlar. Şanlıurfamızdaki herkes seni anlayacaktır. Hoş çakal büyük başkan, gözün arkada kalmazsın” diyor. 17.03. 2019…. Abdullah Aslan