Doğal afetler yeryüzünde gereksim olan evrensel yapıların dengelerinden ibretlik olaylardır. Bu afetlerin varlığını bilen ve sürekli afetlerin olacağını düşünerek yaşayan bir ülke olarak almış olduğumuz tedbir ve bu tedbirlere dayalı almış olduğumuz kanun ve yasalar ne kadar uygunluk sağlıyoruz ona bakmamızın tam zamanı artık. Özelikle ülkemizin büyük bir depren denilen fay hattının üzerinde kurulan illerin ve bölgelerin deprem konusunda özelikle o illerde alınan inşaat ve yapıların denetim ve kontrollerinin durumları ne aşamada ona bakmamız gerekiyor. Bu konuda özelikle devletimin hükümetlerimin inşaat konusunda büyük değişimler ve denetimler yapmaya çalışsa da özelikle yerel yönetimler ve denetim kurumları görevlerini yapmadığı apaçık ortaya bir kez daha çıkmıştır. Yerel yönetimlerin imar plan ve imar alanlarının yeterli etütler yapmadan yetkililerin yetkileri değil yerel yönetimlerin başındaki kişilerin hiçbir özelikle belediye başkanı olan şahsiyetlerin inşat, imar mühendisleri olmadığı gibi bu konuda hiçbir bilgiye sahip olmayan şahsiyetlerden olduğundan inşaatların ve imar alanların konum ve kontrollerini bilmeyecek kadar bilgisizler. İmar alanları ve imara elverişli alanların jeolojik durumları ve afet durumlarının konumunu bilmeyen şahsiyetlerin böylesi imar ve inşaat alanlarına ruhsat vermeye hayız kılınan kişiler oluveriyorlar. Verilen inşaat ruhsatları resmen belediyelere gelir getirisi sağlanıyor diye daha önce mimarların uzmanların alanlar için verilen inşaat ruhsatlarını fazlalaştıran bu şahsiyetler inşaat sahiplerinden yüksek bir meblağ karşılığında fazla kat çıkma yetkisi veriyorlar. Sonrada birde böylesi afet esnasında vay afet oldu. İnsanlarımız öldü. Yok, efendim kurtarma yetersiz. Yok, efendim devlet hükümet yok böylesi durumların inşat müttehitler nerede diye suçlu arıyoruz. Asıl suçlu denetim kurumların yerine getirmediği görevleri ve yerel yönetimlerin rüşvet alıp fazla kat çıkmalarına vermiş oldukları müsaadelerden olduğunu kimse dile getirmiyor. Kanun ve yasa ne diyor. Bir metre küp betona ne kadar demir, çimento kullanılacağını ve o dökülen betonun yöresine nem ve ısı durumuna göre beton kalıpta kalacağını ne kadar süre su verilip kurumasına bırakılacağını tüm inşat imar derslerinde beyan edilip görülmektedir. Bunların tüm işlemleri yapılırken devletimin hükümetimizin son yıllarda almış olduğu bir inşaat denetim kurumları olan özel sektörde denetim firmaları kurulmuş bulunmaktadır. Dökülen betonlardan örnekler alınıp analizleri yapılmaktadır. Bu denetimi yapan kurumları denetleyen kurum var mı? Bu denetim kurumlarında çalışan insanların ne kadar bu konuya duyarlılığını sağladığını denetleyen kurumlar ne durumdadır. İnşaatların denetiminde yanlış ve hataların yapılmasını önlememiz için özelikle inşat konusunda ülkemizde binlerde mimar mühendis kardeşlerimiz işsiz ve özel sektörlerde işlerini idame etmeye çalışırken. Özelikle belediyelerde imardan sorumlu şahsiyetlerin genelinde imardan inşaattan alakasız bilgisiz idareci ve yöneticilerden oluşmakta olduğundan dolayı böylesi afet durumların sonuçlarını da kabullenmek zorundayız. Ülkemizde devletin denetim konuyla ilgisi bilgisi olmayan idareciler ile yönetilip imardan inşaattan bilgisizlerden yönetimler ile idare edilirsek denetim yapan kurumlar kendi görevlerini hakkıyla ifa etmeyip görevlerini yerine getirmeseler sonuçta böylesi afetlerin can ve mal kaybına katlanmak ve ülkemizi yasa boğup bunların üzerinden siyaset yapmaya çalışan insanlar tabi ki türer. Bu konuda ülkemizin özelikle görevde olan hükümetine büyük görev düşmektedir. Bu konuda başta denetim üzerinde büyük bir görev denetimleri denetlememizin ve yerel yönetimlerde görev alan şahsiyetlerin de özelikle fazladan katlara ve imara uygun olmayan yerlere imar hakkı verme hakkını vermemeye özen gösterelim. Yüce rabbim ülkeme vatanıma zeval vermesin. Böylesi afetlerde yoksul vatandaşlarıma olan olmaktadır.