Anasayfa Yazarlar AHMET NAS Yazı Detayı Bu yazı 1446+ kez okundu.
AHMET NAS
Köşe Yazarı
AHMET NAS
 

OSMANLAR ARAMIZDA

"Mescitleri ancak Allah'a ve Âhiret gününe inanan, namaza devam eden, zekatı veren ve Allah'dan başkasından korkmayan kimseler ma'mur eder" (Tövbe 18)  Ülkemizde de Diyanet'in açılışlarda okuttuğu bu ayet; Hicret akabi Müslümanların çoğalıp içeriye sığmamasından ötürü sorumluluk gösteren Hz. Osman'ın Camiyi restore edip genişletmesi üzerine nazil oldu. Hanımının ölümü akabi yaptırdığı Caminin içinde oturmuş ağlıyordu. Peygamberimiz gelip onu teskin amaçlı "Dinimiz 3 günden fazla yası hoş görmez" diye buyurunca: "Ben sadece eşimin vefatına ağlamıyorum. Artık Allah'ın elçisinin akrabası değilim ona da üzülüyorum" dedi Hz. Osman. Peygamberimiz ona şöyle dedi: "Eğer sen kızımı aldatsaydın, boşasaydın; artık damadım olmazdın ama ölüm akrabalığı bitirmez" İçli, duygulu, duyarlıydı Hz. Osman. Medine'de su kuyuları Yahudilerin elindeydi. Müslümanlar ya fahiş fiyatlarla içiyorlar ya da susuz kalıyorlardı.  Rume kuyusunun önce yarısına ortak oldu. Sonrasında tamamını alarak vakfetti müminlere. İçinin güzelliği dışına da yansımıştı, ona Yusuf'u Sani(İkinci Yusuf) diye hitap ediyordu Hz. Muhamed ve kendisini çok seviyordu. Kendi vefatına yakın Resulallah ona dedi ki: "Benden sonra çetin fitneler çıkacak, o vakit dik dur, sakın makamından ayrılma Osman" Efendimizin vefatı akabi Hz. Ebubekir döneminde kıtlık olunca başka beldelerden Hz. Osman kervanlarla gıda getirerek ekonomik buhranı ferahlattı. Nihayet Hz. Ömer'in ardından Halife seçilince; eğer akademik gözle incelenirse siyaset bilimcilerin beynini yakacak politika dışı günümüzün tabiriyle şöyle bir balkon konuşması yaptı Hz. Osman: "Dünya'ya Allah'ın değer verdiği kadar değer veriniz ve ahiretten  nasibinizi unutmayınız." Ruhu politik oyunlara, kumpaslara, siyasi manevralara yakın olmamakla birlikte; donanmalar kurarak, sınırları genişleterek, Derya'lara açılarak; islam devletini ileriye taşıdı. Uzun yıllar hizmetinden sonra 82 yaşında iken Hz. Muhammed'in bahsettiği çetin fitne (2000 kişilik isyancılar) Mısır'dan gelip, payitahta dayandılar. Hz. Osman karşılarına çıktı 9 maddelik muhtıraya (ihtilal bildirisine) tek tek devleti ve yönetimini aklayarak yanıt verdi. Mısır yolundayken içlerindeki provakatörlerin Hz. Osman'ın verdiği belgeleri değiştirip; asileri kışkırtmaları daha öfkeli bir biçimde geri dönmelerini sağladı. Ordunun Şam'da olmasını fırsat bilerek Hz. Osman'ın evini abluka altına alıp ambargo uyguladılar. Bir ara komşuları gizlice yemek ulaştırdı yediler fakat bitti. Her gün hanımına soruyordu yiyeceğimiz var mı? Yok cevabını alınca "O zaman oruca niyet edelim Naile" diyordu. 4 gün oruç tuttular, sahursuz iftarsız. 5. gün Hz. Osman dama çıkıp ezan okuyunca sahabe arkadaşları şakilerden ötürü yaklaşamasalar da  birbirlerini duyacak mesafeye geldiler. Hz. Osman arkadaşlarına sordu "İlk hicret ettiğimizde susuz kalmıştık, kuyuyu ben satın almadım mı" "Evet," dediler.  (Hz. Osman) "Şimdi bana o kuyudan su vermiyorlar." "Mescit dardı, genişletmedim mi?" "Evet" dediler (Hz. Osman) "Şimdi o camide namaz kılmama izin vermiyorlar" "Kıtlık vardı, kervanlar getirmedim mi? "Evet" dediler (Hz. Osman) "Şimdi bize yemek vermiyorlar" Hutbesini bitirip inince uyuya kaldı, aynı halini rüyada gördüğü Peygamberimize arz edince; "Öyleyse iftara bize gel Osman" yanıtını duydu. "Mıgırdıç’ı sever de Osman’ı sevmez zındık / Çakal-domuzu sever, insanı sevmez zındık / İster ki diz üstüne çökertilsin memleket / Ekmeğini yer amma vatanı sevmez zındık" Asilerin içinde hutbeyi dinleyip kalbi yumuşayıp geri çekilenleri görünce ele başları paniğe kapıldılar. Evin yıkık arka duvarından atlayıp Hz. Osman'ı şehit ettiler. A. KARAKOÇ'un bahsettiği zındıklara, teröristlere Devleti can-ı pahasına teslim etmemişti Peygamberimizin kendisine (sakın çekilme) sözüyle deklare ettiği şekilde. Bacanağını, Devlet Başkanını, dostunu kaybetmenin halet-i ruhiyesindeki Hz. Ali, adamı Kamberi mescide yollayıp "Kim Osman'ı seviyorsa yanıma getir" dedi. Darbe sürecinin tedirginliklerinden tek bir sahabe geldi. Hz. Ali sadece hüznünü paylaşmak istiyordu oysa birileriyle. (Hz. Ali) Bacanağımı sevdiğini söylemişsin bana biraz bahseder misin ondan diyence (Adam) "Yeni hicret ettiğimiz vakitlerde, batmıştım madden zordaydım. (Hz. Ali) "Senin durumundan hiç haberim olmadı o dönem" (Adam) "Peygamberimize anlattım, o da ashaba tek tek beni gönderdi, Hz. Osman bana herkesin verdiğinin 2 katını verdi" (Hz. Ali) "Demek bu cömertliğinden dolayı seviyorsun onu, peki sana neden bu fazla hibeyi yapmış" (Adam) "Sorduğumda demişti ki: [Kardeşim Ali yeni hicret etti, yoldan geldi parası yoktur. 2. pay Ali'nin payıdır, artık gidip isteyip zor durumda bırakma onu]" (Hz. Ali) Hüngür hüngür ağlamaya başlar. Hz. Osman'ın aslında ölüm haberi 2 kez geliyordu müminlere. Hudeybiye anlaşmasında Mekke'ye elçi gittiğinde müzakere uzayınca, öldürüldüğü kanısına kapılmışlardı. Bu haberi yaydıklarını öğrenen Hz. Muhammed (s.a.v.) Semur Ağacı Rıdvan Biatında bir elini kaldırıp diğer elinin üzerine koyarken "Bu Osman'ın elidir, Osman yaşıyor" dedi. Peygamberimizin mucize gösterdiği şekilde Osmanlar, Osman ahlaklılar, halen aramızdalar, yaşıyorlar, biz de onların yanındayız, arkasındayız. Mekke'de elçi kalırken kendisine "Kabe'yi isterse tavaf edebileceği" teklif edildiğinde "Hayır dostlarım olmadan içime sinmez" cevabını verdiği şekilde Osman'ı Osmanları, Osman mizacındakileri yakınları olarak biz de bırakmayacağız. Seviyoruz kanımızın son damlasına kadar.  
Ekleme Tarihi: 02 Temmuz 2020 - Perşembe

OSMANLAR ARAMIZDA

"Mescitleri ancak Allah'a ve Âhiret gününe inanan, namaza devam eden, zekatı veren ve Allah'dan başkasından korkmayan kimseler ma'mur eder" (Tövbe 18) 

Ülkemizde de Diyanet'in açılışlarda okuttuğu bu ayet; Hicret akabi Müslümanların çoğalıp içeriye sığmamasından ötürü sorumluluk gösteren Hz. Osman'ın Camiyi restore edip genişletmesi üzerine nazil oldu.

Hanımının ölümü akabi yaptırdığı Caminin içinde oturmuş ağlıyordu. Peygamberimiz gelip onu teskin amaçlı "Dinimiz 3 günden fazla yası hoş görmez" diye buyurunca: "Ben sadece eşimin vefatına ağlamıyorum. Artık Allah'ın elçisinin akrabası değilim ona da üzülüyorum" dedi Hz. Osman.

Peygamberimiz ona şöyle dedi: "Eğer sen kızımı aldatsaydın, boşasaydın; artık damadım olmazdın ama ölüm akrabalığı bitirmez"

İçli, duygulu, duyarlıydı Hz. Osman. Medine'de su kuyuları Yahudilerin elindeydi. Müslümanlar ya fahiş fiyatlarla içiyorlar ya da susuz kalıyorlardı. 

Rume kuyusunun önce yarısına ortak oldu. Sonrasında tamamını alarak vakfetti müminlere.

İçinin güzelliği dışına da yansımıştı, ona Yusuf'u Sani(İkinci Yusuf) diye hitap ediyordu Hz. Muhamed ve kendisini çok seviyordu.

Kendi vefatına yakın Resulallah ona dedi ki: "Benden sonra çetin fitneler çıkacak, o vakit dik dur, sakın makamından ayrılma Osman"

Efendimizin vefatı akabi Hz. Ebubekir döneminde kıtlık olunca başka beldelerden Hz. Osman kervanlarla gıda getirerek ekonomik buhranı ferahlattı.

Nihayet Hz. Ömer'in ardından Halife seçilince; eğer akademik gözle incelenirse siyaset bilimcilerin beynini yakacak politika dışı günümüzün tabiriyle şöyle bir balkon konuşması yaptı Hz. Osman: "Dünya'ya Allah'ın değer verdiği kadar değer veriniz ve ahiretten

 nasibinizi unutmayınız."

Ruhu politik oyunlara, kumpaslara, siyasi manevralara yakın olmamakla birlikte; donanmalar kurarak, sınırları genişleterek, Derya'lara açılarak; islam devletini ileriye taşıdı.

Uzun yıllar hizmetinden sonra 82 yaşında iken Hz. Muhammed'in bahsettiği çetin fitne (2000 kişilik isyancılar) Mısır'dan gelip, payitahta dayandılar.

Hz. Osman karşılarına çıktı 9 maddelik muhtıraya (ihtilal bildirisine) tek tek devleti ve yönetimini aklayarak yanıt verdi.

Mısır yolundayken içlerindeki provakatörlerin Hz. Osman'ın verdiği belgeleri değiştirip; asileri kışkırtmaları daha öfkeli bir biçimde geri dönmelerini sağladı.

Ordunun Şam'da olmasını fırsat bilerek Hz. Osman'ın evini abluka altına alıp ambargo uyguladılar.

Bir ara komşuları gizlice yemek ulaştırdı yediler fakat bitti. Her gün hanımına soruyordu yiyeceğimiz var mı? Yok cevabını alınca "O zaman oruca niyet edelim Naile" diyordu.

4 gün oruç tuttular, sahursuz iftarsız. 5. gün Hz. Osman dama çıkıp ezan okuyunca sahabe arkadaşları şakilerden ötürü yaklaşamasalar da  birbirlerini duyacak mesafeye geldiler.

Hz. Osman arkadaşlarına sordu

"İlk hicret ettiğimizde susuz kalmıştık, kuyuyu ben satın almadım mı" "Evet," dediler. 

(Hz. Osman) "Şimdi bana o kuyudan su vermiyorlar."

"Mescit dardı, genişletmedim mi?"

"Evet" dediler

(Hz. Osman) "Şimdi o camide namaz kılmama izin vermiyorlar"

"Kıtlık vardı, kervanlar getirmedim mi?

"Evet" dediler

(Hz. Osman) "Şimdi bize yemek vermiyorlar"

Hutbesini bitirip inince uyuya kaldı, aynı halini rüyada gördüğü Peygamberimize arz edince; "Öyleyse iftara bize gel Osman" yanıtını duydu.

"Mıgırdıç’ı sever de Osman’ı sevmez zındık /

Çakal-domuzu sever, insanı sevmez zındık /

İster ki diz üstüne çökertilsin memleket /

Ekmeğini yer amma vatanı sevmez zındık"

Asilerin içinde hutbeyi dinleyip kalbi yumuşayıp geri çekilenleri görünce ele başları paniğe kapıldılar. Evin yıkık arka duvarından atlayıp Hz. Osman'ı şehit ettiler.

A. KARAKOÇ'un bahsettiği zındıklara, teröristlere Devleti can-ı pahasına teslim etmemişti Peygamberimizin kendisine (sakın çekilme) sözüyle deklare ettiği şekilde.

Bacanağını, Devlet Başkanını, dostunu kaybetmenin halet-i ruhiyesindeki Hz. Ali, adamı Kamberi mescide yollayıp "Kim Osman'ı seviyorsa yanıma getir" dedi.

Darbe sürecinin tedirginliklerinden tek bir sahabe geldi. Hz. Ali sadece hüznünü paylaşmak istiyordu oysa birileriyle.

(Hz. Ali) Bacanağımı sevdiğini söylemişsin bana biraz bahseder misin ondan diyence

(Adam) "Yeni hicret ettiğimiz vakitlerde, batmıştım madden zordaydım.

(Hz. Ali) "Senin durumundan hiç haberim olmadı o dönem"

(Adam) "Peygamberimize anlattım, o da ashaba tek tek beni gönderdi, Hz. Osman bana herkesin verdiğinin 2 katını verdi"

(Hz. Ali) "Demek bu cömertliğinden dolayı seviyorsun onu, peki sana neden bu fazla hibeyi yapmış"

(Adam) "Sorduğumda demişti ki: [Kardeşim Ali yeni hicret etti, yoldan geldi parası yoktur. 2. pay Ali'nin payıdır, artık gidip isteyip zor durumda bırakma onu]"

(Hz. Ali) Hüngür hüngür ağlamaya başlar.

Hz. Osman'ın aslında ölüm haberi 2 kez geliyordu müminlere. Hudeybiye anlaşmasında Mekke'ye elçi gittiğinde müzakere uzayınca, öldürüldüğü kanısına kapılmışlardı.

Bu haberi yaydıklarını öğrenen Hz. Muhammed (s.a.v.) Semur Ağacı Rıdvan Biatında bir elini kaldırıp diğer elinin üzerine koyarken "Bu Osman'ın elidir, Osman yaşıyor" dedi.

Peygamberimizin mucize gösterdiği şekilde Osmanlar, Osman ahlaklılar, halen aramızdalar, yaşıyorlar, biz de onların yanındayız, arkasındayız.

Mekke'de elçi kalırken kendisine "Kabe'yi isterse tavaf edebileceği" teklif edildiğinde "Hayır dostlarım olmadan içime sinmez" cevabını verdiği şekilde Osman'ı Osmanları, Osman mizacındakileri yakınları olarak biz de bırakmayacağız. Seviyoruz kanımızın son damlasına kadar.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.