Kader üstünde kader vardır.
Tam bir asır önce yıktılar devletimi, Yok etmek istediler milletimi.
Osmanlıyı yıkıp. Osmanlı devletini yok etmekte en büyük rolü üslenen ve bu girişimle başta Arap ülkelerini parçalayıp küçük kraliyetler verdiren İngiltere parçaladıkları yerlere kendi isteklerini tamamen alamadıklarını düşünerek orada birde Yahudi topluluğuna gerçek hakkınız ve gerçek sahip oldunuz yerler buralar deyp adeta hem Avrupa’yı hem de kendilerini sağlama alarak Yahudileri Filistin topraklarına göndermişlerdir.
Buraya yerleşen Yahudilere büyük destekler vaat etikleri gibi tüm imkan ve olanaklarıyla desteklerini sağladılar.
Ülkemize göndermiş oldukları kendi komutanlarını çok iyi örgütleyip ülkede adeta ilahlaştırmak için ellerinden gelen tüm gayretleri göstermişlerdir.
Ülkemizin yıllarca bu sömürü altında kalarak adeta gelişmesine büyümesine büyük bentler oluşmasını sağlayan tüm etkenlikleri yasalaştırıp kanunlaştırmışlardır. Bakın ülkemde Yahudiler sırf kazansın diye ekmek bulamadığımız günlerde savaşta ayağında ayakkabı üstünde elbise olmayan askerlerle zafer yazdığımız dönemlerde başına Yahudi üreticilerin kazanmasını sağlamak için başına şapka takmayan halkım asılmıştır. Böylesi zalimane kanun ve yasalar çıkaran kutsal kitabımızın okunması yasaklanmasını salayan kutsal ilahi çağrımız olan ezanın okunması ve aslına uygunluğundan çıkarmasını göze alıp özelikle ibadethanelerimizin ahıra ve satılmasına yıkılmasına önderlik editiler. Tüm bunları yapan plan projelerin altındaki ülkeler. Başta İngiltere sonrası Amerika görevi adeta devir alıp ülkemize büyük baskılar ve yönetiminde görevleri kendi istekleri doğrultularında yaklaşık bir asır oynadılar.
Bu oyunu halen oynamaktadırlar ülkemizin kalkınmaması gelişmemesi için ellerinden gelen tüm faaliyetleri aktif olarak gündemde tutan bu projelerin altındaki isimlerin halen ülkemize olan kinleri nefretleri her geçen gün büyüyerek gelişme göstermektedirler.
Dış düşmanlarımızın olduğundan daha çok düşmanlarımız daha çok olmuş bu günlerde bir bakarmısınız. İşte ülkemizin içinde büyük kazançlar elde eden büyük getiriler sağlayan kişilerin halen ülkemize vatanımıza düşman ve ihanet ile nefret ile mevki makam sahipliğine geliniyor ise burada gerçekten büyük bir çarpıklığın varlını apaçık ortaya çıkarmaktadır. Ülkemin en kutsal makamı mevkisi olan askerime kurşun sıkacaksın sonra aynı kişi olup seçime gireceksin ülkemin en kutsal makamı olan meclisimde çıkıp ülkem vatanım milletim diyeceksin. Rahmet ile analım Necmettin Hocamızın dediği gibi hadi ordan seni düzenbaz, seni oyuncu sen önce bu vatan evladı ol sonra çık bu vatanın en kutsal makamında mevkisin de oturmayı hak kazan görelim. Senin sözde sözcü oldun halkına ne vereceksin ne verebilirsin? Benim ülkem senin deil kendi halkı olan Kürt vatandaşın cebine hiç bir geliri yok diye sosyal hakkı olan sağlık karnesini koymuş. Senin değil ülke vatandaşı olduğu için memleketine hizmet götürmüş yok yapmış sen ve senin gibiler ne yapmış orada yol yapan şantiyeyi ateşe vermiş neden oradak Kürt kardeşimin gözü açılmasın bilgi iş sahibi olmasın ki sana köle ve senin emrinde çalışan esir mahkum olsun. Hadi ordan, seni düzenbaz, seni oyuncu sen önce kime köle, kimin emrinde çalıştığını önce çık anlat görelim seni be ey bey hude sizin yapılarınış kişilikleriniz kadayıf sınısına benzer üstü nar gibi kızarmış altı eşkimiş hamur gibi olmuşsunuz.
ülkemin geçmişte Osmanlı projesi olan ve ülkeme büyük katkı sağlayacak kanal İstanbul projesine tüm bilim ve ilim dünyası destek verirken bu ilin yönetimine sahip olan bilgiden yoksun kendi bilgilerinin lanına girmeyen projede adeta halkı galeyana getirecek temkinde bulunması ne kadar manidar bir slogan ya İstanbul ya kanal İstanbul bu ne demek ya İstanbul elden mi gidiyor? Böylesi bir slogana insanın gülesi geliyor. Bu şahsiyetler mega kent olan dünya üzerinde sayıları çok nadir olan tarihin merkezi olan şehirin yönetimine getirlmiş şahsiyet lütfen yahu bu kadar artık yeter uyanın toplum olarak uyanın sizler artık cahil ve bilgisiz değilsiniz ki sizleri cahil ve bilgisizler yönetip idare etsin lütfen yahu.