İnsan sözcüğü Arapça kökenli bir sözcüktür. İnsan ins “unutan varlık anlamında” ins kökünden kendisine öğretilen varlık anlamında inas mastarından veya”çok hareket etmek” manasındaki nvs kökünden türediği söylenmektedir. İnsan kelimesinin öz Türkçesi yanılmıyorsam adam demektir. Türkçemizde adam olmak deyimi de çok kullanılır. Hani denir ya, adam gibi adam.
Sanırım dikkat ediyorsunuz! Kelime ve sözcük deyimini kullanıyorum. Kelime Arapçadır. Sözcük ise Türkçedir. Konumuzla dolaylı olarak bağlantılı olan bu sözcüklerin anlamını anlamak lazım.
Demek odur ki mümkün olarak her dili başka dillerin çok etkisinde bırakmadan o dilin aslını yazmak konuşmak gerekir. Bu anlamda kendim dillere saygımdan dolayı o dilin özgün sözcüklerini kullanmayı tercih ederim.
Türkçe ise öz Türkçe! Ülkemizde ise özelikle son yıllarda bir Arapça sevdası aldı gidiyor. Bu nedenle Türkçemize gereğinden fazla birçok Arapça, Farsça sözcükler kullanılmaya başlandı.. Bence bu doğru bir yaklaşım değildir.
Sakın ha kimse yanlış anlamasın yanlış değerlendirme yapmasın gerçek bir insan hiçbir dili küçümsemez.
Sonuçta uygar çağdaş düşünen her insan diller kardeştir der. Evrensel kültürde olsun dini inançlarda olsun ayrım yoktur. Nitekim kutsal kitabımız kuran Rum süresi ayet 22 de “Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delilerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır. Farklı diller farklı kültürlere saygılı olmalı.
Demek oluyor ki ne olursa olsun önce insan olmak gerekiyor. Çünkü dini inançlarda tüm insanların kökeni Adem ile Hava anamıza dayanır.
Peygamberimiz birçok hadiste ve veda hutbesinde “Arap’ın Arap olmayana hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir” demiştir. Takva dini bir terim olmakla birlikte erdem ve ahlak kavramını da içerir.
Kutsal kitabımız kuranda “Allah insanı ruhundan üfleyerek yaratmıştır” denilir.
Yine bir ayette insan kıymetini bilirse Eşrefi Mahlukattır anlamı çıkar. Bu ayetin tefsiri yorumu açıktır ki önce insan olmaktır. Önce ahlak sahibi ve erdemli bir kişi olmaktır.
İnsanlığa hizmet etmiş, yararlı olmuş kişileri Müslüman değil diye dışlamak doğru olmaz. Kuran ayetlerinde iyilik yapanlar Müslüman olmasalar da bunlar ecirlerinin karşılığını görecekler üzülmeyeceklerdir denilir.
Bir gün Hazreti Muhammet (s.a.v) sahabeleriyle yani arkadaşlarıyla oturup sohbet ederken oradan bir cenaze geçer peygamberimiz ayağa kalkar saygı gösterir. Sahabeler ya resululah bu bir Yahudi cenazesidir derler. Peygamberimiz bir insan değimlidir cevabını verir.
Bu konuda artık fazla söze gerek yok.