Anasayfa Yazarlar AHMET NAS Yazı Detayı Bu yazı 1464+ kez okundu.
AHMET NAS
Köşe Yazarı
AHMET NAS
 

YILDIZ YAĞDI ŞEHRE I

            Yeğenlerimin dayısı & amcası, talebelerimin Hocası, bizi şu an makalemizde değer verip okuyan büyüklerimizin yaşıtlarımızın kardaşı ben Ahmet NAS bizzat tanıklarıyım.             Millenyum'a giriş, teknoloji devri, çağdaşlığın zirvesi denilen 90'larda Avrupa'nın orta yerinde zulme maruz kalan bir Halktan, Bosna gazilerini gözlerimle gördüm dava adamı Mustafa YILDIZDOĞAN'ın alttaki şarkısındaki şekilde şahitlik ettim.             Yerler şahit, gökler şahit             Dağlar şahit, taşlar şahit             Efkarlanma garip gönlüm             Kul bilmezse Allah şahit             Dünya - alem şahit oldu Sırp Liderin savaş çıkarsa Müslümanlar kendilerini savunamazlar tehdidine meclis oturumundan pervasızca önce. Güvendikleri bir hain plan vardı, silahları toplatılmıştı Bosnalıların. Ama merhum efsane Başbakan ERBAKAN'ın el altından gönderdiklerini hesap edemediler katiller.             Mütedeyyinliği sabah namazına gülümseyerek birbirlerini uyandırma zirvesinde yaşayan sadece bu mevzubahis halkımızda değil Balkanlardaki Kosova, Makedonya, Arnavutluk vb. tümünde tasavvuf kültürü yaygın.             Bir ilde kadirilere, başka belde de rufailere rastlarsınız. Kosova'da Bektaşi dergâhlarımızı sakalı ağarmış, hastalıklara gark dedelerimiz savaş anında dahi terk etmemişler.              İşte bu Allah'a giden yollardan biri olan Nakşibendiliğin Bosna-Hersek'de yayılma serüveni kısaca şöyle: Peygamberimizin 33. göbekten torunu mübarek bir seyyidimiz; tahsilini bir ortadoğu ülkesinde sürdürdüğü esnada Bosnalı Nejat Efendi ile arkadaş oluyor.              Seyyid Bosnalı dindaşına bu yolun inceliklerini aktarıyor. Nejat Hoca Bosna'ya dönünce orada kendilerinin Halifesi oluyor ve Dergah binasında Müslümanlara hizmet veriyorlar.              Gel zaman git zaman yıkılan meşhur köprüyü temsilen Mostar dergisini yayınlanmaya başlıyor. Basınla pekişen bu kardeşlikle 80 dervişten müteşekkil heyet Rahmetli Babamız M. Faik NAS'ın yönettiği Eyvan Dergisine gelip şehrimizde misafir olmuşlardı.              Başta Hz. İbrahim ve Hz. Eyyüb gibi Peygamberlerin makamlarını ziyaret ettiler. Yemeklerimizden en çok güveç ve üzerine et didiklenerek farklı yaptığımız pilavımızı beğenmişlerdi.              Boşnakça ve İngilizce konuşabiliyorlardı. Bizimkilerin seçtiği tercüman bendim. Karşı tarafın tercümanı Çavuş Hasan. Hasan ağabeyle konuştuklarımızın detaylarını anlatmaya kalksam bu makaleye değil kitaplara sığmaz. Bu nedenle bahsi direkt olarak merhum liderleri Aliya İzzet BEGOVİÇ'e getireceğim.              Aliya İzzet Bey çocukları Bekir, Sabina ve Leyla'ya birgün açık alandayken gökyüzünü göstererek düşmana yakalandıklarında kendisinin yerini sakladıkları için Sırplarca kurşuna dizilen silah arkadaşlarının semadaki yıldızlar olduğunu söylüyor.              İşte bizde Ş.U.A.İ.H.L Dini Musiki okulumuzdan talebelerimiz ile BEGOVİÇ'in aziz hatırasına dem vuran "Yıldız Yağdı Şehre" adlı yeni bir çalışma yaptık. Güftesini ben kaleme aldım. Bestesiyse Boşnak Halk Ezgisi.              İstiklal şairimiz Muhammed Akif ERSOY'un deyimiyle: "Belki yarın belki yarından da yakın" bu eserimizi sizlere de takdim edeceğiz Mevla'nın izniyle.              Şehitlerin aziz ruhlarına Rahmet; gazilere geride kalanlara Allah c.c. selamet versin.        
Ekleme Tarihi: 30 Kasım 2021 - Salı

YILDIZ YAĞDI ŞEHRE I

            Yeğenlerimin dayısı & amcası, talebelerimin Hocası, bizi şu an makalemizde değer verip okuyan büyüklerimizin yaşıtlarımızın kardaşı ben Ahmet NAS bizzat tanıklarıyım.

            Millenyum'a giriş, teknoloji devri, çağdaşlığın zirvesi denilen 90'larda Avrupa'nın orta yerinde zulme maruz kalan bir Halktan, Bosna gazilerini gözlerimle gördüm dava adamı Mustafa YILDIZDOĞAN'ın alttaki şarkısındaki şekilde şahitlik ettim.

            Yerler şahit, gökler şahit
            Dağlar şahit, taşlar şahit
            Efkarlanma garip gönlüm
            Kul bilmezse Allah şahit

            Dünya - alem şahit oldu Sırp Liderin savaş çıkarsa Müslümanlar kendilerini savunamazlar tehdidine meclis oturumundan pervasızca önce. Güvendikleri bir hain plan vardı, silahları toplatılmıştı Bosnalıların. Ama merhum efsane Başbakan ERBAKAN'ın el altından gönderdiklerini hesap edemediler katiller.

            Mütedeyyinliği sabah namazına gülümseyerek birbirlerini uyandırma zirvesinde yaşayan sadece bu mevzubahis halkımızda değil Balkanlardaki Kosova, Makedonya, Arnavutluk vb. tümünde tasavvuf kültürü yaygın.

            Bir ilde kadirilere, başka belde de rufailere rastlarsınız. Kosova'da Bektaşi dergâhlarımızı sakalı ağarmış, hastalıklara gark dedelerimiz savaş anında dahi terk etmemişler.

             İşte bu Allah'a giden yollardan biri olan Nakşibendiliğin Bosna-Hersek'de yayılma serüveni kısaca şöyle: Peygamberimizin 33. göbekten torunu mübarek bir seyyidimiz; tahsilini bir ortadoğu ülkesinde sürdürdüğü esnada Bosnalı Nejat Efendi ile arkadaş oluyor.

             Seyyid Bosnalı dindaşına bu yolun inceliklerini aktarıyor. Nejat Hoca Bosna'ya dönünce orada kendilerinin Halifesi oluyor ve Dergah binasında Müslümanlara hizmet veriyorlar.

             Gel zaman git zaman yıkılan meşhur köprüyü temsilen Mostar dergisini yayınlanmaya başlıyor. Basınla pekişen bu kardeşlikle 80 dervişten müteşekkil heyet Rahmetli Babamız M. Faik NAS'ın yönettiği Eyvan Dergisine gelip şehrimizde misafir olmuşlardı.

             Başta Hz. İbrahim ve Hz. Eyyüb gibi Peygamberlerin makamlarını ziyaret ettiler. Yemeklerimizden en çok güveç ve üzerine et didiklenerek farklı yaptığımız pilavımızı beğenmişlerdi.

             Boşnakça ve İngilizce konuşabiliyorlardı. Bizimkilerin seçtiği tercüman bendim. Karşı tarafın tercümanı Çavuş Hasan. Hasan ağabeyle konuştuklarımızın detaylarını anlatmaya kalksam bu makaleye değil kitaplara sığmaz. Bu nedenle bahsi direkt olarak merhum liderleri Aliya İzzet BEGOVİÇ'e getireceğim.

             Aliya İzzet Bey çocukları Bekir, Sabina ve Leyla'ya birgün açık alandayken gökyüzünü göstererek düşmana yakalandıklarında kendisinin yerini sakladıkları için Sırplarca kurşuna dizilen silah arkadaşlarının semadaki yıldızlar olduğunu söylüyor.

             İşte bizde Ş.U.A.İ.H.L Dini Musiki okulumuzdan talebelerimiz ile BEGOVİÇ'in aziz hatırasına dem vuran "Yıldız Yağdı Şehre" adlı yeni bir çalışma yaptık. Güftesini ben kaleme aldım. Bestesiyse Boşnak Halk Ezgisi.

             İstiklal şairimiz Muhammed Akif ERSOY'un deyimiyle: "Belki yarın belki yarından da yakın" bu eserimizi sizlere de takdim edeceğiz Mevla'nın izniyle.

             Şehitlerin aziz ruhlarına Rahmet; gazilere geride kalanlara Allah c.c. selamet versin.

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.