AŞİR KAYABAŞI
Köşe Yazarı
AŞİR KAYABAŞI
 

ON K A S I M

 Her On Kasım’da, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yürek burukluğu, kısa bir an sonra Onun evrensel düşüncesi hatırlanınca kendimize güvene ve gönül erdemine dönüşerek, düşünce ufkumuz genişler içimizdeki fırtına diner, biz susarız adeta O konuşur. Bu arada General Mc. ARTHUR ve birçok dünya liderinin Atatürk hakkında söylediklerine kulak verince de acaba bizde bir şeyler söyleyebilir miyiz? Derken, söze Mustafa Kemal’in hangi erdeminden başlasak diye zorlanırız.       Acaba Cumhuriyetten mi bahsetsek yoksa yoksulluk içerisinde başardığı devrimlerine mi? değinsek, konu Başöğretmenlik mi olsun? Başkomutanlık mı? diye düşünce deryasına dalarız. Bugün yeryüzünde Mustafa Kemal gibi Ulusunun hem Başkomutanı hem Başöğretmeni bir lider görülmemiştir.       Bu nedenle çoğunun anlayamadığı, kavrayamadığı hatta inanmadığı Atatürk misyonu karşısında. İster istemez bizim susmamız, Atatürk’ün konuşması gerektiğini düşünürüz.      “Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri ve ilk Cumhurbaşkanı oldu. 10 Kasım 1938’de ebediyete intikal etti. İtalyan radyosu Atatürk öldüğü gün şu anonsu yaptı:      “Sezar, İskender, Napolyon ayağa kalkın, büyüğünüz geliyor.” Atatürk’ün dünya savaş tarihinin en iyi komutanı olduğu, bu yedi sözcükle anlatılmıştı.          1918’den beri onu öldürmek isteyen çok sayıda nankör bulunmasına rağmen, dünyada ve Türkiye’de artan bir sevgi ve saygıyla yüreklerde yaşamaya devam etti.”1. der.        Enver ve Tâlat Paşaların Orta Avrupa hükümetlerinin zaferine bağlı olan işlevleri sona ermişti ve bu sırada Mısır’a kadar uzanmış imparatorluğu daralmış olan halkın Mehdi gibi inanıp tapındığı bir adam sessizce Avrupa’ya karşı savaşımına hazırlanıyordu. Bu adam Mustafa Kemal’di. Anafartalar kahramanı, Filistin orduları eski komutanıydı.        O, ulusuna yeni yol çizmesini bildi ve Paris’in beceriksizliğini, Londra’nın yanılgısını ve Atina’nın zayıflığını büyük bir enerji ve kendi beklentilerine uygun olarak kullanarak savaşıma girişti.”2.        İzmir Marşı’nın insana verdiği heyecan ve ruh ile Mustafa Kemal Paşa alkışlanıyordu: “Kudüs’te toplanan on binlerce Arap, minarelere ve kulelere yerleştirilen İngiliz mitralyözleri, zırhlı otomobillerindeki İngiliz askerleri karşısında semayı dalgalandıran bir gürleyişle coşkun ve korkusuz haykırıyorlar: “Yaşasın Mustafa Kemal Paşa!”3        Ulusal Kurtuluş Savaşı sonunda İngiliz parlamentosunda İşçi Partisi Lideri (1922): Loyd George kürsüye gelir; Mustafa Kemal’in dahiliği karşısında eğilerek, erdemini şöyle dile getirmek zorunda kalmıştır;       “Asırlar pek nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakınız ki o dâhiyi asrımızda Türk milleti yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elden ne gelir diyerek kürsüden inip istifasını verir.”4.        General Mc. ARTHUR ise, “Ölümüyle, dünya bir dahi önderini, Türk milleti en seçkin ve kahraman, evladını insanlık da ileri görüşlü ve korkusuz bir savaşçısını kaybetmiştir.” Der.         Bu söz “er” kişilerin söyleyeceği erdemli sözlerdir. Alevi-Bektaşi inancında “ere kılıç çekilmez”, “Yiğidi öldür, ancak hakkını yeme” deyimine inanan, Urfa kısas köyü cem evindeki Atatürk portresinin altına kurşun kalemle “er eri tanır” deyimi yazılır.       Mustafa Kemal, “31 Ağustos 1922 sabahı savaş alanını gezerken binlerce ölüyü gören ve yaralıların inlemesini dinleyen Atatürk ellerini açmış şehitlerimize Fatiha okumuş ve şöyle dua etmiştir:      “Yâ Rabbi bana suç yazma, beni ölülerin sorumlusu yapma. Yunanlılar yurduma girdi. Milletimin namusuna saldırdı. Türklüğü ve sana inanan, dua eden Müslümanlığı yok etmek istediler. Yurdumu kurtarmak için bu savaşı yaptırdım.       ‘Beni istilacı kumandanlarla bir tutma! Türk Milletinin Kurtuluş Savaşı’nda dökülen kanlardan dolayı beni affet.”5. der.          Ruhu Şad olsun.                                                                                                                          ***** 1- Naim Babüroğlu, “Kemalyeri”, Asi Kitap Yayınları, İstanbul, 2018, s.190 2. E. Perrone Dı San Martıno, “Ön Asya Diktatörü Mustafa Kemal ve Zaferleri”, Kamer Yayınları, İstanbul, 1998, s.IX-15 3- Selâhaddin Çiller, “Atatürk İçin Diyorlar ki”, Varlık Yayınevi, İstanbul, 1978, s.100; Mustafa Kemal Atatürk yukarıdaki duasında: “Müslümanlığı yok etmek istediler” tespiti, Urfa işgal altında iken cami minarelerinden 61 gün ezan okunamamıştır. 4- J. Ög. Kd. Bnb. Nazım Onmuş, “Deha Kavramı ve Anılarıyla Atatürk’ün Dehası”, Jandarma Dergisinin 101. Sayısının Eki, Mart 2003, s.7; Enver Behnan Şapolyo, Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, s.508 5- Kahraman Yusufoğlu, “Hayatın İçinden Türkçe Dualar”, Yılmaz Kitabevi, İstanbul, 2011, s.121-122; Mustafa Kemal Atatürk yukarıdaki duasında: “milletimin namusuna saldırıldı” tespiti ile de iki Fransız askeri Vezir Hamamı’nın kadınlar matinesinde zorla hamama girmeye çalışmış, namuslu kayme Fataney ve diğer kadınlar tarafından püskürtülür.                                                                        
Ekleme Tarihi: 09 Kasım 2022 - Çarşamba

ON K A S I M

 Her On Kasım’da, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yürek burukluğu, kısa bir an sonra Onun evrensel düşüncesi hatırlanınca kendimize güvene ve gönül erdemine dönüşerek, düşünce ufkumuz genişler içimizdeki fırtına diner, biz susarız adeta O konuşur. Bu arada General Mc. ARTHUR ve birçok dünya liderinin Atatürk hakkında söylediklerine kulak verince de acaba bizde bir şeyler söyleyebilir miyiz? Derken, söze Mustafa Kemal’in hangi erdeminden başlasak diye zorlanırız.

      Acaba Cumhuriyetten mi bahsetsek yoksa yoksulluk içerisinde başardığı devrimlerine mi? değinsek, konu Başöğretmenlik mi olsun? Başkomutanlık mı? diye düşünce deryasına dalarız. Bugün yeryüzünde Mustafa Kemal gibi Ulusunun hem Başkomutanı hem Başöğretmeni bir lider görülmemiştir.

      Bu nedenle çoğunun anlayamadığı, kavrayamadığı hatta inanmadığı Atatürk misyonu karşısında. İster istemez bizim susmamız, Atatürk’ün konuşması gerektiğini düşünürüz.

     “Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri ve ilk Cumhurbaşkanı oldu. 10 Kasım 1938’de ebediyete intikal etti. İtalyan radyosu Atatürk öldüğü gün şu anonsu yaptı:

     “Sezar, İskender, Napolyon ayağa kalkın, büyüğünüz geliyor.” Atatürk’ün dünya savaş tarihinin en iyi komutanı olduğu, bu yedi sözcükle anlatılmıştı.  

       1918’den beri onu öldürmek isteyen çok sayıda nankör bulunmasına rağmen, dünyada ve Türkiye’de artan bir sevgi ve saygıyla yüreklerde yaşamaya devam etti.”1. der.

       Enver ve Tâlat Paşaların Orta Avrupa hükümetlerinin zaferine bağlı olan işlevleri sona ermişti ve bu sırada Mısır’a kadar uzanmış imparatorluğu daralmış olan halkın Mehdi gibi inanıp tapındığı bir adam sessizce Avrupa’ya karşı savaşımına hazırlanıyordu. Bu adam Mustafa Kemal’di. Anafartalar kahramanı, Filistin orduları eski komutanıydı.

       O, ulusuna yeni yol çizmesini bildi ve Paris’in beceriksizliğini, Londra’nın yanılgısını ve Atina’nın zayıflığını büyük bir enerji ve kendi beklentilerine uygun olarak kullanarak savaşıma girişti.”2.

       İzmir Marşı’nın insana verdiği heyecan ve ruh ile Mustafa Kemal Paşa alkışlanıyordu: “Kudüs’te toplanan on binlerce Arap, minarelere ve kulelere yerleştirilen İngiliz mitralyözleri, zırhlı otomobillerindeki İngiliz askerleri karşısında semayı dalgalandıran bir gürleyişle coşkun ve korkusuz haykırıyorlar: “Yaşasın Mustafa Kemal Paşa!”3

       Ulusal Kurtuluş Savaşı sonunda İngiliz parlamentosunda İşçi Partisi Lideri (1922): Loyd George kürsüye gelir; Mustafa Kemal’in dahiliği karşısında eğilerek, erdemini şöyle dile getirmek zorunda kalmıştır;

      “Asırlar pek nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakınız ki o dâhiyi asrımızda Türk milleti yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elden ne gelir diyerek kürsüden inip istifasını verir.”4.

       General Mc. ARTHUR ise, “Ölümüyle, dünya bir dahi önderini, Türk milleti en seçkin ve kahraman, evladını insanlık da ileri görüşlü ve korkusuz bir savaşçısını kaybetmiştir.” Der.

        Bu söz “er” kişilerin söyleyeceği erdemli sözlerdir. Alevi-Bektaşi inancında “ere kılıç çekilmez”, “Yiğidi öldür, ancak hakkını yeme” deyimine inanan, Urfa kısas köyü cem evindeki Atatürk portresinin altına kurşun kalemle “er eri tanır” deyimi yazılır.

      Mustafa Kemal, “31 Ağustos 1922 sabahı savaş alanını gezerken binlerce ölüyü gören ve yaralıların inlemesini dinleyen Atatürk ellerini açmış şehitlerimize Fatiha okumuş ve şöyle dua etmiştir:

     “Yâ Rabbi bana suç yazma, beni ölülerin sorumlusu yapma. Yunanlılar yurduma girdi. Milletimin namusuna saldırdı. Türklüğü ve sana inanan, dua eden Müslümanlığı yok etmek istediler. Yurdumu kurtarmak için bu savaşı yaptırdım.

      ‘Beni istilacı kumandanlarla bir tutma! Türk Milletinin Kurtuluş Savaşı’nda dökülen kanlardan dolayı beni affet.”5. der.

         Ruhu Şad olsun.                                                                                                                         

*****

1- Naim Babüroğlu, “Kemalyeri”, Asi Kitap Yayınları, İstanbul, 2018, s.190

2. E. Perrone Dı San Martıno, “Ön Asya Diktatörü Mustafa Kemal ve Zaferleri”, Kamer Yayınları, İstanbul, 1998, s.IX-15

3- Selâhaddin Çiller, “Atatürk İçin Diyorlar ki”, Varlık Yayınevi, İstanbul, 1978, s.100; Mustafa Kemal Atatürk yukarıdaki duasında: “Müslümanlığı yok etmek istediler” tespiti, Urfa işgal altında iken cami minarelerinden 61 gün ezan okunamamıştır.

4- J. Ög. Kd. Bnb. Nazım Onmuş, “Deha Kavramı ve Anılarıyla Atatürk’ün Dehası”, Jandarma Dergisinin 101. Sayısının Eki, Mart 2003, s.7; Enver Behnan Şapolyo, Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, s.508

5- Kahraman Yusufoğlu, “Hayatın İçinden Türkçe Dualar”, Yılmaz Kitabevi, İstanbul, 2011, s.121-122; Mustafa Kemal Atatürk yukarıdaki duasında: “milletimin namusuna saldırıldı” tespiti ile de iki Fransız askeri Vezir Hamamı’nın kadınlar matinesinde zorla hamama girmeye çalışmış, namuslu kayme Fataney ve diğer kadınlar tarafından püskürtülür.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.