MISIR İLE ŞAM ARASINDA BİRLİK ÖNEM TEŞKİL ETTİ
Selahaddin Eyyübi uzun uğraşlardan, meşakatlardan sonra nihayet müslümanlar arasında büyük ölçüde bir birlik sağladı. Birliğin önemli iki merkezi Şam ile Kahire oldu. Bu iki merkez Kudüs'le irtibatlı stratejik yerlerdir. Halep ile Musul'da önemlidir. Ama belirtiğimiz merkez iki şehir kadar etkili değildi. Arada Kudüs'e yakın ve uzak mesafeler vardır.
Haçlılara karşı Şam ve Mısır iki cephe oluşturuyordu. Örneğin Haçlı ordusu Şam vilayetine saldırdığı zaman Mısır güçleri Şam'daki müslüman kardeşlerinin yardımına koşuyorlardı. Selahadddi'in yaşamı incelendiğinde Mısır için verdiği mücadele, Mıırın alınması meğer ki ileriye yönelik bir stratejini parçası Kudüs seferi için'de olduğu, böyle bir öngörüye yıllar önce hazırlandığı anlaşılacak ve görülecektir. Şam'ın savunulmasında Mısır'ın katkısı çok önem teşkil etmiştir.
Bu destek özelikle Askalan ve sahil şehirlerinde belirgin bir durum arzeder. Selahaddin İslami birliği bazen diploması, bazen tehditle, bazende sınırlı askeri operasyonlarla gerçekleştirmiştir.
Tekrarda yarar vardır. Mısır'ın Şam'ın alınması, Fırat'ın doğusu olan Kürt kesimlerin alınması, durmak bilmeyen, yorulmadan azimli bir mücadelenin sonucunda Kudus yolları açılmış fethedilmiştir.
KADI FADIL BİRLİK OLUŞMASINDA ETKİLİ OLMUŞTUR
Kadı Fadıl Selahaddin döneminin çok etkili bir alimi ve bir bakıma da siyaset adamı ve danışmanıdır. Selahaddin yapacağı eylemlerde ona danışır, fikrini alır, istişare ederdi. Böylece yaptıkları tesirli ve yerinde olurdu. Kendisinin bir sırdaşıydı. Yapacaklarını Kadı Fadıl'dan sağlamazdı.
Abbasi halifesiyle ilişkisi, olasıdır, yazılan mektuplar Kadı Fadıl'ın onayından geçer veya onun söylemiyle olurdu. Yine İslam ümmetiyle ilişikiler, hac mevsiminde yapılması gerekenler Fadıl'ın direktifleriyle oluyordu. Hele Mısır adeta ona bırakılmıştı. Mısırın sosyal, siyasal, ekonomik işlerinden Kadı Fadıl sorumluydu.
Kadı Fadıl, Memleket sorunlarıyla ilgili konularda sürekli Selahaddin'le mektuplaşırdı. Bir mektup'tan bir örnek. Konu Kahire suru. "Kahire suru konusunda Sultanımızın istediği gibi yapımına başlandı. Sur ortaya çıktı. Maksamda sahile çıkan yol surlara dahil edildi. Alah efendimizin ömrünü iki beldenin etrafını saran kordonu görecek kadar uzun etsin.
Bu bir sur değil, aynı zamanda İslami birliğin simgesi olacaktır. Bununla düşmanlara karşı bir korku salıyor. Emir Bahaddin Karakuş (Türk kökenli) hem kendisi hem adamları daimi bir gayret içerisindeler. Emsalerinin ütesinden gelemeyecekleri işleri kolaylıkla halediyorlar."
SELAHADDİN HACILARDAN ALINAN VERGİYİ KALDIRDI
Hac vergisi yüzlerce yıldır Mısır Sultanları tarafından Mısır'dan Hicaza giden Hacılardan alınıyordu. Selahaddin, İslam dinine de aykırı olan, belki de haram olan bu haksız verilen ücreti kaldırdı. Hac vergilerinin kaldırılması özelikle Mısır hacılarını çok sevindirmiştir.
Böylece vergi tahsildarları Cidde ve diğer sahil şehirlerin'den alındı. Bu vergiler şeriata uygun olmayan zorla alınan paralardı. Vergilerin kaldırılmasıyla birlikte Müslüman ülkelerden Haca gidenlerin sayısı oldukça arttı. Kadı Fadıl şöyle diyor.
"Bu sene hacc-ı ekber olma ümidinin oluşu ve vergilerin kaldırılması sebebiyle çok kişi hacca gidecek. Efendimiz (Selahaddin) onların ecirlerine ortak olmuş durumda. Sair sultanlar saraylar diktiler, onlarda harap oldu. Efendimiz ise beytullah'ı imar etti. Allah teala da keremiyle efendimizin evini imar etti. Bu sene sair sultanlar nebi (as)'ın komşularına ikramda kusur ettikleri için onun nezdinde utanç duyacaklar."
Kadı Fadıl hicri 576 yılında hacca gitmek için Selahaddin'den yine izin istedi. Sultan Selahaddin bu defa ona izin verdi. Ona gönderdiği mektupta şöyle diyordu. "Hayır üzere gidin. Keşke ben de sizinle birrlikte olsaydım da büyük hayırlara nail olaydım.
Kadı Fadıl hacdan döndükten sonra bir din alimine yazdığı mektupta şöyle diyordu. "Allah hicaz'ı (rahmet suyuyla) sulasın. Uzun zamandır oraya gitmek için şevk duyuyordum. Oralar için kalbim yanıp tutuşuyor. Oraları ziyaretten geri kalanlara yazıklar olsun. O hareme komşu olanlar günlerini gün gibi geçirenler ne mutlu. Bu mübarek yolda bazı sıkıntılarla karşılaştık. Ancak işin sonu
selametle bitti. Kerek'e yaklaştığımızda düşman harekete geçti. Ancak bir şey yapamadı. Biz de sağ salim olarak sultanın beldesine vasıl olduk, ve sultanla görüştük. Onu zamanını Haçlılarla karşı cihadla geçirir bir vaziyette bulduk." Devam edecek