Şimdi geriye dönelim.
31 Mart seçimlerinde ülkemizin en başarılı hükümeti neden kaybetti.
Bunu geçmişte defalarca dile getirmiştim ve yine getiriyorum. Başkanlık sadece başta olmak değildir. Alt kademedeki idareci ve yetkilileri en güzel şekilde idaresini elde tutmak ve görev verilen kişilerin partiye yaralarımı mı var? Zararlarımı var? Ona çok dikkat etmesi gerekmektedir.
Parti içinde yönetiminde özellikle aday belirleme merkezinde görev yapan arkadaşların kesinlikle partilerine desteklerinden çok zararları olan şahsiyetlerin oldukları 31 Mart seçimlerinde açıkgözle görülmüştür.
Parti içinde bazı milletvekilleri il başkanları delege ve saire saymakla isimleri bitmeyecek şekilde çoğunluktadırlar. Bu isimlerin kendi çıkar menfaatleri doğrultusunda sadece günü kurtaralım düşüncesi ile maddi olanakları yüksek şekilde yatırıp aday olmuşlardır. Bu isimler aday olduktan seçilmesi durumda özellikle kendi çıkar menfaatleri doğrultusunda işleyiş sağlayıp partilerinin dahası hükümeti arkasına alıp birçok olması gerekmeyen işlere kendilerini koyup bu konuda baş göstermişlerdir.
Bunların amaçları devlet hükümet değil kendi çıkar menfaatleri doğrultusunda işleyiş ve kendi çıkarlarını koruyup kollamaktan öte bir şey olmadı.
Şanlıurfa ilinde neden böyle bir enkaza uğrandığı ele alınırsa halk vatandaş olarak az bile yapmıştır.
Şanlıurfa ilinde yine hükümetin lehine çıkan oylar varsa onunda büyük çoğunluğu İ. Özyavuz’a bir borç olarak bilmesi gerekmektedir.
Şanlıurfa ilinin seçilen belediye başkanı köken olarak muhafazakâr bir aileden gelmesi yetmediği gibi devletini vatanını seven özellikle partisinde büyük hizmetleri ve parti liderinin emrinde olan en sadık dostlarından bir şahsiyet olduğunu çok açık bilinmektedir. Peki, ne oldu da böylesi bir dost başka partiden aday olup özellikle kendi partisi olan hükümet partisine karşı aday olup seçimleri büyük başarı ile kazandı?
İşte bu olayın gerçek yüzü kahramanı aslında dayanışma dostluk ve gerçekleri görmekten öte bir durum olmadığını kanıtlamak için yapılan bir takım oyundan öte bir durum değildi.
Belediye başkanlığına aday olan şahsiyetin çok samimi gördüğü gerçek hizmet adamı olduğunu bildiği bir dostunun partisinde bazı takım oyunlar ve hakkaniyetsizliklere maruz kalırken bile parti liderinin gerçekleri görmemezlikten gelip zorbalıkların yanında yer almasına asla tahammül etmeyen. Bu şahsın aile bireylerinin geçmişten günümüze asla böylesi durumlara karşı özelikle hakkaniyetsizliklere karşı asla kabul görmedikleri bir aileden gelişinden dolayı zalimin değil mazlumun yanında yer almak her zaman en doğru karardır.
Bu şahsiyetin parti içinde barı şahsiyetlerin çalışkan devletini vatanını asla çıkar menfaatlere satmayan özellikle geçmişinden günümüze gelinen süreye kadar asla devletin malının zerresine tenezzül etmediği gibi zerresini de kimseye yedirmeyen bir şahsiyetin. Sadece devletine vatanına vatandaşına kendini adamış bir şahsiyete yapılan hakkaniyetsizlik ve zorbalığı kendine yedirmeyen bu şahsın başka partiye geçip yeniden yüce mecliste görev alması tam deyim yerinde ise doğru duvar asla yıkılmaz.
Buna destek olarak işe koyulan, geçmişte yapılan bu haksızlığa karşı evet haksızlık var başkanım demesine rağmen başkanı onu dinlemeyip kendince bildiğini işleyişine devam etmesine istinaden belediye başkanlığına aday olup adeta sayın başkanım sen ve sana bilgileri verenlerin yanlış olduklarını kanıtlamak için adayım demeye getirdi.
Sonuç evet işte doğrular her zaman doğrudur. Yanlışlar her zaman yanlış ve halkımız buna çok ne bir şekilde ifade etti bu seçimde.
Şanlıurfa ilinin çalışan halkına devletini düşünen devletinin yanında daima yer alan ilime devletçe ne hizmetler yapıldı? İlimizin il başkanı iki cümle konuşamayan şahsiyet halkımızın rencide edici konuşmaları halkımızı aşağılayıcı cümleleri sarf etmesinin cevabını halkımız resmen açık dille vermiştir.
Şimdi parti kendini nasıl toplar mı? Bu zamandan sonra tek değişim yolu merkezi yönetimden tutup en alt kademelere kadar büyük değişimler yapılırsa böylesi halk vatandaş sevdalısı kardeşlerimizin gönülleri alınıp yeniden yuvanıza denilirse belki bir nebze yoksa artık ip kopmuştur.