Bülent ARDINÇ değerli bakanım kendi ağzının ifadesi ile telef-uz eti.
Çok güzel adalet sarayları yaptık ama ülkede en güvensiz kurum olan adaleti güvensizliğini engelleyemedik.
Bu bana rahmetle yad etmeden ve hayatından gerçekleşen bir anısını anlatmadan geçemeyeceğim.
Rahmetli Timurtaş Hoca bir gün adalet sarayından çağrılıyor kendiside savcı bey efendinin huzuruna çıkıyor, savcı bey efendi yinemi siz hoca efendi demiş hoca efendide hemen evet efendim siz çağırdınız bende geldim siz çağırmasanız benim ne işim var ki geleyim. Hemen savcı bey hemen sizi bu defa layıklık ve din bir birine karıştırmaktan dolayı çağırmışız. Biliyorum efendim. Peki sayın savcım çorbaya tuz katmasanız çorba ne siz olur haliyle tuzsuz olur, derken o ara savcı beye çay gelmiş a şimdi sayın savcım siz o çaya şeker koymasanız o çay ne olur, şekersiz çay olur peki sayın savcım şimdi bende dini devlet işine karıştırmasam o zaman ne olur deyince savcı bey gayri ihtiyari bir şekilde ama doğru olan cevabı verir o zaman dinsiz devlet olur. Hoca hemen orda bak savcı bey ben bunu demedim valla siz dediniz bunda benim asla bir suçum yok siz kendiniz dediniz.
Sayın Başbakanım ve Bakanımın dediği gibi biz çok güzel adalet sarayları yaptık.
Yapılan saraylarda adalet ve hukukun gerçekliği işlemiyorsa o zaman ben orada yapılan güzel saraya ve güvensiz olan bir adalet ve hukuksuzluğa istinaden ben oradaki yapıtlara şunu derim.
Cahiliye dönemlerinde Mısır'da yapılan piramitlere ve Hz. Yusuf'u zindanlara atan kararlara bakarak böylesi bir eserin o dönemlerde yapılmasın gibi görürüm.
650 yıl dünya üzerinde gerçek hak ve adaletin, hak dinin ve hak kitabın hükmüne göre hüküm süren değerli rahmetle andığımız ecdadımızın torunları olarak.
Ben bu günleri gördükçe hak dinden ve hak kitaptan ve adaletli adil olan insanlıktan ne kadar nasipsiz ve uzak bir yaşam şekliyle idare ve yönetildiğimizi apaçık görür olmaktayım.
Böylesi bir adalet ile yönetilip idare edildikçe hak adalet ve hukukun işlemediği apaçık ortadadır.
O zamanlar sadece bir siyaset partinin başkanı sıfatıyla bir şahsiyetin şiir okumuş olmasından dolayı hapis'e atılıyor ise ve ülkemin içinde halkımı galeyana getirip ülkemin halkını sokağa döküp ülkemin iktidarını yıkmak için elinden gelen her türlü yayın ve basın yoluyla gerekli tüm işlevliği yapan şahsiyetlere berat kararını verdirme cüretini gösteren. Böylesi görkemli saraylarda oturan şahıslar var ise ben bu yapılan tüm haksızlıkları ve hak olan gerçek adaletten uzak bir adalet insanların varlığından dolayı öylesi saraylara biat etmem beklenmesini de sakıncalı görürüm.
Hz. İbrahim'in karşı koyduğu Nemrut kendini ilah sanıyordu, Nemrut'un varlığı yüceliğinin sonu her kesim tarafından bilinmektedir, yüce rabim ateşe bile (ey ateş İbrahim'e karşı serin ve selamet ol) Nemrut'un tahtı tacı kendisine kaldı.
Anasayfa
Yazarlar
Fuat GEMALMAZ
Yazı Detayı
Bu yazı 744+ kez okundu.
ADALET SARAYLARIMIZ GÜZEL AMA ADALETİMİZ GÜZEL Mİ?
Bülent ARDINÇ değerli bakanım kendi ağzının ifadesi ile telef-uz eti.Çok güzel adalet sarayları yaptık ama ülkede en güvensiz kurum olan adaleti güvensizliğini engelleyemedik.Bu bana rahmetle yad etmeden ve hayatından gerçekleşen bir anısını anlatmadan geçemeyeceğim.Rahmetli Timurtaş Hoca bir gün adalet sarayından çağrılıyor kendiside savcı bey efendinin huzuruna çıkıyor, savcı bey efendi yinemi siz hoca efendi demiş hoca efendide hemen evet efendim siz çağırdınız bende geldim siz çağırmasanız benim ne işim var ki geleyim. Hemen savcı bey hemen sizi bu defa layıklık ve din bir birine karıştırmaktan dolayı çağırmışız. Biliyorum efendim. Peki sayın savcım çorbaya tuz katmasanız çorba ne siz olur haliyle tuzsuz olur, derken o ara savcı beye çay gelmiş a şimdi sayın savcım siz o çaya şeker koymasanız o çay ne olur, şekersiz çay olur peki sayın savcım şimdi bende dini devlet işine karıştırmasam o zaman ne olur deyince savcı bey gayri ihtiyari bir şekilde ama doğru olan cevabı verir o zaman dinsiz devlet olur. Hoca hemen orda bak savcı bey ben bunu demedim valla siz dediniz bunda benim asla bir suçum yok siz kendiniz dediniz.Sayın Başbakanım ve Bakanımın dediği gibi biz çok güzel adalet sarayları yaptık.Yapılan saraylarda adalet ve hukukun gerçekliği işlemiyorsa o zaman ben orada yapılan güzel saraya ve güvensiz olan bir adalet ve hukuksuzluğa istinaden ben oradaki yapıtlara şunu derim. Cahiliye dönemlerinde Mısır'da yapılan piramitlere ve Hz. Yusuf'u zindanlara atan kararlara bakarak böylesi bir eserin o dönemlerde yapılmasın gibi görürüm.650 yıl dünya üzerinde gerçek hak ve adaletin, hak dinin ve hak kitabın hükmüne göre hüküm süren değerli rahmetle andığımız ecdadımızın torunları olarak. Ben bu günleri gördükçe hak dinden ve hak kitaptan ve adaletli adil olan insanlıktan ne kadar nasipsiz ve uzak bir yaşam şekliyle idare ve yönetildiğimizi apaçık görür olmaktayım.Böylesi bir adalet ile yönetilip idare edildikçe hak adalet ve hukukun işlemediği apaçık ortadadır.O zamanlar sadece bir siyaset partinin başkanı sıfatıyla bir şahsiyetin şiir okumuş olmasından dolayı hapis'e atılıyor ise ve ülkemin içinde halkımı galeyana getirip ülkemin halkını sokağa döküp ülkemin iktidarını yıkmak için elinden gelen her türlü yayın ve basın yoluyla gerekli tüm işlevliği yapan şahsiyetlere berat kararını verdirme cüretini gösteren. Böylesi görkemli saraylarda oturan şahıslar var ise ben bu yapılan tüm haksızlıkları ve hak olan gerçek adaletten uzak bir adalet insanların varlığından dolayı öylesi saraylara biat etmem beklenmesini de sakıncalı görürüm.Hz. İbrahim'in karşı koyduğu Nemrut kendini ilah sanıyordu, Nemrut'un varlığı yüceliğinin sonu her kesim tarafından bilinmektedir, yüce rabim ateşe bile (ey ateş İbrahim'e karşı serin ve selamet ol) Nemrut'un tahtı tacı kendisine kaldı.
Ekleme
Tarihi: 22 Mayıs 2015 - Cuma
ADALET SARAYLARIMIZ GÜZEL AMA ADALETİMİZ GÜZEL Mİ?
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.