Şanlıurfa ili açık bir müze olduğu hep söylerim. Şanlıurfa ili tarihsel olarak çok eski dünyanın ilk şehirlerinden bir şehirdir. Peygamberler diyarı dünya üzerinde birçok ilklerin yaşandığı yapıldığı yerleşim şehri olan Şanlıurfa bugünkü konumu ve durumu.Şanlıurfa ilinin her köşesi bir tarih her taşı bir eser her kalıntısı bir ders verir adeta öyle bir şehir ki Şanlıurfa ne anlatmakla biter ne tanıtmakla ancak tek kelime ile görmekle yaşamakla bilinir Şanlıurfa. Şanlıurfa ilinde yok, yok olan bir şehir ilk insanlığın şehri, ilk eğitimin şehri, ilk tarımın şehri birçok ilkler bu şehirde yapılmış bu şehirde yaşanmıştır.Böylesi bir şehirde doğmak böylesi bir şehirde yaşamak her insanoğluna kısmet olmaz. Yaşayan bilir dergahta zikir yapmak, Hasanpaşa ayaklarını serin sulara koymak, gümrük hanında çay içmek, haşimiye meydanında ciğer yemek, atar pazarında sabahın erken saatlerinde tırıt yemek, sabah esnafın dua ile işe başlamasına katılmak bu şehrimde var. Bunları anlatmakla olmaz yaşamak görmek yaşamak gerekmektedir. Akşam olduğunda sıra geceleri ile ayrı bir ahenk okunur hoyrat söylerin makam çekilir bir makber gazel söyler ağam söyler paşam der.Bağrında yetişmiştir ne güzel ozanlar ne güzel şairler hele sanat denince akla gelir sinema orda yok mu hele nice üstat rahmetle anılmaz mı rahmete kavuşanlar.Ancak bu kadar olur dercesine bir şehirde etnik kökenli yerel kıyafetleriyle tam bir renk cümbüşüne dönüşür şehir çarşı pazarında esnaf bilir bilmek zorunda kalmıştır 4 dile mazhar. Yaşanır halen meslek erbabı sanatlar bakırcı kazan tepsi yapar. Demirci demir döver nal yapar. Yetişirdi bizde at güzelliğiyle olurdu hayran. Hele yapılması bir güzel yenmesi sağlık sıhhat hele verir yemeklere bir tat bulunmaz eşi benzeri olan sadeyağ. Anlatılmaz yenmesi gerekir karaca dağ kışın kayak merkezi yazın yetiştirir karaca dağ pırınçını yaparsa anam pilavını sadeyağlısını yeme yanında yat. Sabırdır makamın sahibi eyüp gel gör ki makam eylemiş şehri ruha'mı yatar Viranşehir'de eyüp nebide bulunur türbesi.Harran bir başka olur ovası kaleden baktın mı görürsün serap zan eylersin seyir eylersin deniz ile mehtap. Bir başka olur Şanlıurfa'da yaz geceleri biz dam deriz sizler çatı dersiniz yatarız damda seyreyleriz sayarak yatarız yıldızları. Hele sabah erkenden güneş doğarken güneş uyan kardaş uyan dercesine uyanırsın yataktan hele birde kırmızı isotu verirsin fırına yanında birde sıcak pide ile birde ayranı o gün senin günün işte dersin o anda.Kalk gidelim halillurahmana niyet etmişim verelim balıklara yem rabim İbrahim'i nasıl koruduysan ateşten bizleri de koru şerden beladan diye niyet eylersin.Hele yok mu o Halfeti kaldı sular altında cami suyun ortasında tek başına durur cami minaresi orda seyredersin alemi neler olmuş dersin böylesi.Yaz odlumu meyvesine doyulmaz Şanlıurfa'nın bal gibi karpuzu acımı acıdır isodu hele yok mudur o güzelim üzüm şiresi pestili pekmezi yemede dersin fıstıklıklar içersinden geçersin mis gibi koklarsın fıstık kokusunu işte şehri Şanlıurfa görmek yaşamak gerek derim anlatılmaz.