Selahaddin’in babası amcası olmak üzere, bir yığın insan 1138
yılın da Yurtlarından şimdiki Azerbaycan’dan yola çıkarlar.
Bağdat şehrine gelirler.
Bağdat Anadolu Selçuklu devletine bağlıdır.
Ortadoğu da önemli bir ilim şehridir.
Bağdat valis Bihruz, Şedadi devletinin bir kolunun Bağdat'a
geldiğini Konya'da mukim olan sultan kılıç Arslan'a bildirir.
Sultan bu aile mensuplarına gerekli ihtimamı göstermeleri
yönünde vali Bihruz'a emir verir.
Vali bu aileyi Irak devletinin sınırları içersin de olan Tikrit
şehrinin kalesine yerleştirir.
Ailenin büyüğü mütedeyyin kişisi Eyyubü kale komutanı olarak atar.
Aile burada bir kaç ay kalır rahat eder. Tikrit, Musul ve Suriye devletine sahip olan Türk zengi devletine bağlıdır.
Tarihte gördüğümüz üzere birçok örnek verilebilir, ama kısa kesmek gerekiyor.
Örneğin Ak koyun ve Kara koyun Türk devletleri ve boylarında olduğu gibi Zengiler ile Selçuklu, iki Türk devleti de anlaşamazlar, savaşırlar.
Selçuklu ordusuyla zengilerin hükümdarı İmameddin Zengi
güçleri Bağdat ile Musul arasında, Eyyubi ailesinin de olduğu
Tikrit yakınlarında olan bir savaşta zengi güçleri yenilir.
Hükümdar İmameddin Zengi neredeyse esir düşmek üzeredir.
Eyyubi şedadi güçleri kendisini kurtarırlar.
Musul'a varmasını sağlarlar. Değerli Türk hükümdar buiyiliği hiç unutmaz.
Eyyüp ve ailesine başınız dara düşerse mutlaka bana haber verin ben size yardım eder elimden geleni sizin için yaparım.
Der. Eyyubi ailesinin Tikrit'te bir sorunları yoktur.
Ama çok geçmeden rahatlarını kaçıracak bir olay yaşanır. Kalede bir Arap asker bir Arap kadına tecavüz eder. Kadın kale komutanı Eyyüb'e durumu anlatır. Eyyüp ne yapacağını düşünürken, cengaver ruhlu kardeşi Şirguh tecavüzcü askeri öldürür. Öldürülen asker Güçlü bir Arap aşiretine mensuptur. İntikam almak isterler. Durumu haber alan vali Bihruz, Eyyüp ailesine haber yollar, kendileri için değerli olduklarını ancak güvenlikleri açısından Tikrit'ten zorunlu olarak gitmelerini ister. Gelen bu haber üzerine Malbat yani geniş aile eşyalarını toplar. Kendilerini hayvanlarını hazırlar. Yola çıkacakları günün gecesinde ise rastlantıya bakın ki Eyyüb'ın bir oğlu olur. Adını Yusuf korlar. Nereden bilecekler, bu çocuk geleceğin İslam kahramanı Selahaddin olacak. Yeri gelmişken bu Arapça ismin asıl manasını demeden geçemeyeceğim. Birçok Arapça sözcükte olduğu gibi bu isim de çeşitli manaları içerir. Kısaca eğer yanılmıyorsam. Dinin islahatçısı imarcısı yeniden inşacısı anlamına geliyor. Gene tarihi rastlantı ki, Mısıra Köle giden sonra oranın hükümdarı olan Hazreti Yusuf gibi yeni doğan Yusuf'ta gelecekte Allahın yardımı ve verdiği olağan üstü özelikleri ile Mısır'a sultan olacaktır. Ancak Eyyüp malbatı yola çıkacakları sırada doğan bu çocuk kesintisiz sürekli ağlar. Bu durumu uğursuzluğa yorumlayan cahil kişiler bu çocuğu öldürelim derler. Baba Eyyüp te bu durumdan oldukça rahatsızdır, neredeyse aklı evellerin sözüne bakacak Yusuf’u öldürmek içinden geçecektir. Bir akıllı yardımcısı böyle safsatalara inanma Eyyüp mirim, beyim der, “söyleyene değil söyletene bak denilir” ya, Eyyüb’e belki ileride bu çocuk büyük mevkilere gelir. Sonuç ta doğan bu yeni bebek hayırlı olarak yorumlanır. Akşam olunca kafile yola çıkar, nereye gideceklerine daha karar vermemişler üzüntü içindeler, gece vakti bir meçhule, maceraya gideceklerini düşünürler.
Ama sonra Eyyüb’ün aklına Musul ve Suriye hükümdarı imamettin zengi gelir, sevinirler. Eyyüp ve ailesi Zengi’ye bir karşılık beklemeden mertlik yapmışlardı. Musul'a doğru yola çıkarlar. Bu bölümü Allah dostu Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin bir beyti ile bitirelim, “Görelim Mevla’m neyler neylerse güzel eyler”. Aile Musul’a değerli Türk hükümdarı İmameddin Zenginin yanına gelirler. Zengi bu Şeddadi Kürt ailenin yaptığı iyiliği unutmaz onları çok iyi karşılar mertlik gösterir. Aile bir süre Musul’da kalır. İyimserliğimizi ve umudumuzu elimizden geldiği kadar kaybetmeyelim. Devam edecek