Bazen afet, sel baskını, kaza geliyorum der.
Önceleri bu durum tecrübelere dayanarak tahmin edilirdi.
Bilimin, tekniğin geliştiği bu çağda artık tahminden öte deprem, yağmur, kar yağacagı neredeyse çoğu kez tespit ediliyor.
Nitekim 11 ili vuran depremin geleceğini, olacağını bilim insanları bildirmişlerdi.
Ne yazık ki buna rağmen yetkili merciler gerekli önlemi almadılar.
Üstelik bu büyük felakete kader deyip geçiştirdiler.
Halbuki sürekli İslam dininden söz eden, siyasi ve sosyal görüşlerini güya İslam dini kurallarına göre tanzim ettiklerini belirten yetkililer, bu dinin akıl ve mantık, bilim esaslarına önem veren, kadere önlem alınması gerektiğini söylediği halde, bu şartları takip etmedikleri ortaya çıkıyor.
Aynı tutarsızlık şehrimizde yaşanan sel felaketinde yine somut bir biçimde ortaya çıktı.
Metorloji hava durumu uzmanları günlerce önce Urfa'da şiddetli bir yağmurun yağacagını tehlike işareti olan turuncu rengiyle belirtmişlerdi.
Buna rağmen hiç bir önlemin alınmadığı ortaya acı bir şekilde çıktı.
Bazıları ne önlem alınabilirdi diyebilirler. Bu görüş gerçeği yansıtmaz. Dere kenarlarında, bodrum katlarında kalan vatandaşlar deprem sonrası değil, deprem öncesi uyarılabilir, hazırlık yapılırdı.
Facianın en büyüğü, merkezi, abide kavşağı alt geçidinde yaşandı.
Arabaların içerisinde insanlar alt geçidin altında yağmur suları sonucunda göl olması nedeniyle boğularak öldüler.
Oysa abide parkında yapılan köprülü kavşağın, özelikle alt geçidin yapılmamasını söyleyen insanlara Şanlıurfa büyük şehir belediyesi dava açmıştır.
Bu dava açılan bir kişi gazeteci ve mimar mühendis Ahim güneş olmuştur.
Yanlışlık yalnız burada olmamıştır. Eyübiye araştırma ve eğitim hastanesi kullanılamaz hale gelmiştir. Bunun nedeni tarım arazileri üzerine hastanenin yapılmasıdır.
Alt geçitte mahsur kalan insanları kurtarmak için ciddi bir çaba ve çalışma yapılamamıştır. Suları boşaltmak için motopomlar saatler geçtiği halde getirilmemiştir. Ciddi bir hatadır bu durum.
Çevre illerden yardım ekipleri gelmiştir.
Hatta Mersin'den dalgıçlar botlarıyla gelmişler, kurtarma çalışmalarına katılmışlardir.Tüm bu facianın sorumluları şimdiki ve geçmişteki belediye yönetimleridir. Zira dere yataklarına Rastgele ruhsat ve iskan izni verilmiş imar afları çıkartılmıştır. Ata sözünde
"Bir musibet bin nasihatten iyidir." denildiği gibi, bundan sonra imar afları çıkartılmaz dere kenarlarına yapılaşma izni verilmez herhalde.
Sonuç olarak bu faciayı yetkililer kader deyip geçiştirmesinler. Gerekli önlemleri almaları gerekirdi.
Şanlıurfa Büyük Şehir belediyesinin halktan özür dilemesi ve tanzimat ödemesi gerekir.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 582+ kez okundu.
URFA'DA SEL FACIASI
Bazen afet, sel baskını, kaza geliyorum der.
Önceleri bu durum tecrübelere dayanarak tahmin edilirdi.
Bilimin, tekniğin geliştiği bu çağda artık tahminden öte deprem, yağmur, kar yağacagı neredeyse çoğu kez tespit ediliyor.
Nitekim 11 ili vuran depremin geleceğini, olacağını bilim insanları bildirmişlerdi.
Ne yazık ki buna rağmen yetkili merciler gerekli önlemi almadılar.
Üstelik bu büyük felakete kader deyip geçiştirdiler.
Halbuki sürekli İslam dininden söz eden, siyasi ve sosyal görüşlerini güya İslam dini kurallarına göre tanzim ettiklerini belirten yetkililer, bu dinin akıl ve mantık, bilim esaslarına önem veren, kadere önlem alınması gerektiğini söylediği halde, bu şartları takip etmedikleri ortaya çıkıyor.
Aynı tutarsızlık şehrimizde yaşanan sel felaketinde yine somut bir biçimde ortaya çıktı.
Metorloji hava durumu uzmanları günlerce önce Urfa'da şiddetli bir yağmurun yağacagını tehlike işareti olan turuncu rengiyle belirtmişlerdi.
Buna rağmen hiç bir önlemin alınmadığı ortaya acı bir şekilde çıktı.
Bazıları ne önlem alınabilirdi diyebilirler. Bu görüş gerçeği yansıtmaz. Dere kenarlarında, bodrum katlarında kalan vatandaşlar deprem sonrası değil, deprem öncesi uyarılabilir, hazırlık yapılırdı.
Facianın en büyüğü, merkezi, abide kavşağı alt geçidinde yaşandı.
Arabaların içerisinde insanlar alt geçidin altında yağmur suları sonucunda göl olması nedeniyle boğularak öldüler.
Oysa abide parkında yapılan köprülü kavşağın, özelikle alt geçidin yapılmamasını söyleyen insanlara Şanlıurfa büyük şehir belediyesi dava açmıştır.
Bu dava açılan bir kişi gazeteci ve mimar mühendis Ahim güneş olmuştur.
Yanlışlık yalnız burada olmamıştır. Eyübiye araştırma ve eğitim hastanesi kullanılamaz hale gelmiştir. Bunun nedeni tarım arazileri üzerine hastanenin yapılmasıdır.
Alt geçitte mahsur kalan insanları kurtarmak için ciddi bir çaba ve çalışma yapılamamıştır. Suları boşaltmak için motopomlar saatler geçtiği halde getirilmemiştir. Ciddi bir hatadır bu durum.
Çevre illerden yardım ekipleri gelmiştir.
Hatta Mersin'den dalgıçlar botlarıyla gelmişler, kurtarma çalışmalarına katılmışlardir.Tüm bu facianın sorumluları şimdiki ve geçmişteki belediye yönetimleridir. Zira dere yataklarına Rastgele ruhsat ve iskan izni verilmiş imar afları çıkartılmıştır. Ata sözünde
"Bir musibet bin nasihatten iyidir." denildiği gibi, bundan sonra imar afları çıkartılmaz dere kenarlarına yapılaşma izni verilmez herhalde.
Sonuç olarak bu faciayı yetkililer kader deyip geçiştirmesinler. Gerekli önlemleri almaları gerekirdi.
Şanlıurfa Büyük Şehir belediyesinin halktan özür dilemesi ve tanzimat ödemesi gerekir.
Ekleme
Tarihi: 17 Mart 2023 - Cuma
URFA'DA SEL FACIASI
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.