MUSA KAZIM YILMAZ
Köşe Yazarı
MUSA KAZIM YILMAZ
 

28 ŞUBAT DERİN DEVLETİNİ UNUTMAMALIYIZ - 1

Acaba derin devlet mi yoksa derin örgütler mi? Derin devletin kurduğu derin örgütler de vardır kuşkusuz. Bazılarının zannettiği gibi derin devlet oluşumu, devlet adına çalışan birkaç elemanın rutin dışına çıkarak birkaç adam öldürmesi veya birkaç olay çıkarmasından ibaret değildir. Derin devletlerin oluşmasında daha karmaşık ve bizi şaşırtacak ilişkiler vardır. Şöyle ki: Devletin asıl derinliği en basit deyimle, devleti yöneten bir kısım idarecilerin bir yerlerden talimat alarak kanun dışına çıkması anlamına gelir. Fikirlerinden rahatsız olduğu bazı adamları öldürmek, silahlı örgüt kurmak, sonra kurduğu o silahlı örgütün istediği mecrada gitmediğini veya aşırılıklara kaçtığını görünce, karşısına dikilmek üzere yeni bir örgüt daha kurmak… Bunlar herkesin bildiği klasik bir derin devlet yapısıdır. Asıl derinlik ise, A’dan Z’ye devletin içine sızan ve devletin kılcal damarlarına kadar ulaşan alternatif bir devlet yapısını oluşturmaktır. İşte devlet bu şekilde derinleşir, karmaşık işler çoğalır ve devletin yapısında dönüşüm sağlanır. Eğer bu alternatif ya da paralel devlet yapısı fark edilmezse içinden çıkılmaz bir hal alır. Contr-Gerilla Bilindiği gibi Türk halkı “Derin devleti”, ilk defa Başbakan Bülent Ecevit’in ağzından duymuştu. Ecevit, 1974’teki Başbakanlığı sırasında “Maalesef devletin içinde contr-gerilla vardır” demişti. Ecevit bu sözüyle, devletin içinde rutin dışına çıkan ve yasal olmayan işler yapan bir örgütü kastetmişti. Bu örgütün ortaya çıkması da şöyle olmuştu. Türkiye 1974 yılında Kıbrıs’a çıkartma yapıp Rumları bertaraf edince, ABD Türkiye’ye bir ültimatom verdi ve, “Benim silahlarımı Kıbrıs’ta kullanamazsın” dedi ve derin devlet için çalışan görevlilerin maaşlarını kesti. Meğerse Mısır, Cezayir, Irak Pakistan gibi birçok İslam ülkesinde olduğu gibi, o yıllarda biz de de derin devlet hesabına çalışanların maaşlarını ABD/Nato veriyormuş. Kıbrıs savaşında Türkiye galip gelip Rumlar mağlup edilince, ABD bu maaşları kesti. Bunun üzerine Genel Kurmay, Ecevit hükümetinden ilave bir bütçe istedi. Ecevit bu paraların nereye gideceğini sorunca mesele ortaya çıktı. ABD tarafından kesilen maaşlar böylece hükümet tarafından verilmeye başlandı ve Contr-gerilla/derin devlet yapısı da böylece ortaya çıkmış oldu. Terör Örgütlerinin Oluşumu Siyasî analizler yapan birçok kişinin beyanına göre PKK, ABD ve NATO’nun telkinleri ve desteğiyle devlet istihbaratı denetiminde kurulmuş bir örgüttür. Kuruluş amacı da, Doğu ve Güneydoğuda liselerin yaygınlaşmasından sonra kontrolsüz bir şekilde gelişen ve Kürtçülük hareketlerini temsil eden irili ufaklı silahsız örgütlerle mücadele etme zafiyetinin ortaya çıkmasıyla, mücadeleyi daha kolay yapmak ve okumuş Kürtleri silahlı bir ortama çekmekti. Böylece hem silahlı Kürt grupların üzerine gitmek daha çok hukuka uygun olur hem de tahsil yoluyla gelişme gösteren siyasal Kürtçülükle mücadele etmek daha kolay olurdu. ABD’nin PKK’ya verdiği desteğin tek amacı vardı: Türkiye’yi bölmek ve yükselmesini engellemek. Denilebilir ki 28 Şubat Post modern darbesinin en büyük amacı Fetö örgütünü korumak ve devlet içindeki nüfuzunu güçlendirmekti. Eğer Erbakan hükümette kalsaydı bu örgüte yüz vermeyeceği açıktı. Bu yüzden Erbakan bir darbeyle hükümetten uzaklaştırılmış oldu. Gerçek şu ki, Türk devletinin savaştığı paralel devlet yapısı Fetö de ABD tarafından kurulan bir istihbarat örgütüdür ve derin devlet elemanları tarafından palazlandırıllmıştır. Halka karşı derin devleti savunan idareciler, dışarıdan yapılan telkinlerle bu örgütün kendi işine yarayacağını düşünerek onlara bu fırsatı verdiler. Hatırlayın, Demirel ve Ecevit bile, dünyanın muhtelif yerlerinde açılan “Türk Okulları”na referans olurlarken muhtemelen, “Bunlar bir gün güçlenecekler ve İslamcılık belasından bizi kurtaracaklar” diyerek referans oldular. Çünkü Ecevit, Türk okullarına verdiği desteği eleştirenlere, F. Gülen’i kast ederek şu cevabı verirdi: “Beni eleştirebilirsiniz ama ben o hocanın Erbakan’ın zihniyetinde olmadığını çok iyi biliyorum.” Ecevit bu sözüyle, “Biz bu örgütün avucumuzdan çıkmayacağını biliyoruz ve yeri gelirse onu İslamcılara karşı kullanırız” demek istiyordu. Çünkü Ecevit’e göre Merhum Erbakan ve arkadaşları İslamcı-şeriatçıydı. Dolayısıyla ancak böyle bir örgüt vasıtasıyla onlarla mücadele edilebilirdi. Ak Parti’yi yönetenler de bilmeden aynı hataya düştüler. 2012’nin ortalarına kadar da Ak Parti hükümetleri bu yapıya, “devleti yönetecek ve dönüştürtecek hazır muhafazakâr elemanlardır” diye her türlü desteği verdiler. O kadar ki bürokratlar, o yapıya bağlı elemanları iş başına getirmek için birbirileriyle yarışırlardı. Özellikle 2007’den sonra üniversitelere yerleşen araştırma görevlilerinin yüzde sekseni, genel idare hizmeti yapanların yüzde altmışı, Hâkim ve kaymakam adaylarının yüzde altmışı ve polis teşkilatındaki rütbelilerin yüzde yetmişi bu yapıya bağlı elemanlardan oluşuyordu. Ayrılıkçı Hareketlerin Nihaî Amacı PKK terör örgütü bakımından evdeki hesap çarşıya uymadı. PKK’nın 1984 yılında Eruh’ta başlattığı ilk olaydan 7-8 yıl sonra, örgüt derin devletin asla istemediği fakat ABD’nin tam da istediği bir istikamette gelişmeye başladı. Başka bir deyimle, Türk İstihbaratı ve güvenlik elemanları PKK’yı bir türlü minimize edecek bir düzeye getiremiyordu. İpin ucu kaçırılmıştı; çünkü ipin ucu artık ABD’nin ve Batılı müttefiklerinin elindeydi.
Ekleme Tarihi: 01 Mart 2023 - Çarşamba

28 ŞUBAT DERİN DEVLETİNİ UNUTMAMALIYIZ - 1

Acaba derin devlet mi yoksa derin örgütler mi? Derin devletin kurduğu derin örgütler de vardır kuşkusuz. Bazılarının zannettiği gibi derin devlet oluşumu, devlet adına çalışan birkaç elemanın rutin dışına çıkarak birkaç adam öldürmesi veya birkaç olay çıkarmasından ibaret değildir. Derin devletlerin oluşmasında daha karmaşık ve bizi şaşırtacak ilişkiler vardır. Şöyle ki:

Devletin asıl derinliği en basit deyimle, devleti yöneten bir kısım idarecilerin bir yerlerden talimat alarak kanun dışına çıkması anlamına gelir. Fikirlerinden rahatsız olduğu bazı adamları öldürmek, silahlı örgüt kurmak, sonra kurduğu o silahlı örgütün istediği mecrada gitmediğini veya aşırılıklara kaçtığını görünce, karşısına dikilmek üzere yeni bir örgüt daha kurmak… Bunlar herkesin bildiği klasik bir derin devlet yapısıdır. Asıl derinlik ise, A’dan Z’ye devletin içine sızan ve devletin kılcal damarlarına kadar ulaşan alternatif bir devlet yapısını oluşturmaktır. İşte devlet bu şekilde derinleşir, karmaşık işler çoğalır ve devletin yapısında dönüşüm sağlanır. Eğer bu alternatif ya da paralel devlet yapısı fark edilmezse içinden çıkılmaz bir hal alır.

Contr-Gerilla

Bilindiği gibi Türk halkı “Derin devleti”, ilk defa Başbakan Bülent Ecevit’in ağzından duymuştu. Ecevit, 1974’teki Başbakanlığı sırasında “Maalesef devletin içinde contr-gerilla vardır” demişti. Ecevit bu sözüyle, devletin içinde rutin dışına çıkan ve yasal olmayan işler yapan bir örgütü kastetmişti. Bu örgütün ortaya çıkması da şöyle olmuştu. Türkiye 1974 yılında Kıbrıs’a çıkartma yapıp Rumları bertaraf edince, ABD Türkiye’ye bir ültimatom verdi ve, “Benim silahlarımı Kıbrıs’ta kullanamazsın” dedi ve derin devlet için çalışan görevlilerin maaşlarını kesti.

Meğerse Mısır, Cezayir, Irak Pakistan gibi birçok İslam ülkesinde olduğu gibi, o yıllarda biz de de derin devlet hesabına çalışanların maaşlarını ABD/Nato veriyormuş. Kıbrıs savaşında Türkiye galip gelip Rumlar mağlup edilince, ABD bu maaşları kesti. Bunun üzerine Genel Kurmay, Ecevit hükümetinden ilave bir bütçe istedi. Ecevit bu paraların

nereye gideceğini sorunca mesele ortaya çıktı. ABD tarafından kesilen maaşlar böylece hükümet tarafından verilmeye başlandı ve Contr-gerilla/derin devlet yapısı da böylece ortaya çıkmış oldu.

Terör Örgütlerinin Oluşumu

Siyasî analizler yapan birçok kişinin beyanına göre PKK, ABD ve NATO’nun telkinleri ve desteğiyle devlet istihbaratı denetiminde kurulmuş bir örgüttür. Kuruluş amacı da, Doğu ve Güneydoğuda liselerin yaygınlaşmasından sonra kontrolsüz bir şekilde gelişen ve Kürtçülük hareketlerini temsil eden irili ufaklı silahsız örgütlerle mücadele etme zafiyetinin ortaya çıkmasıyla, mücadeleyi daha kolay yapmak ve okumuş Kürtleri silahlı bir ortama çekmekti. Böylece hem silahlı Kürt grupların üzerine gitmek daha çok hukuka uygun olur hem de tahsil yoluyla gelişme gösteren siyasal Kürtçülükle mücadele etmek daha kolay olurdu. ABD’nin PKK’ya verdiği desteğin tek amacı vardı: Türkiye’yi bölmek ve yükselmesini engellemek.

Denilebilir ki 28 Şubat Post modern darbesinin en büyük amacı Fetö örgütünü korumak ve devlet içindeki nüfuzunu güçlendirmekti. Eğer Erbakan hükümette kalsaydı bu örgüte yüz vermeyeceği açıktı. Bu yüzden Erbakan bir darbeyle hükümetten uzaklaştırılmış oldu. Gerçek şu ki, Türk devletinin savaştığı paralel devlet yapısı Fetö de ABD tarafından kurulan bir istihbarat örgütüdür ve derin devlet elemanları tarafından palazlandırıllmıştır. Halka karşı derin devleti savunan idareciler, dışarıdan yapılan telkinlerle bu örgütün kendi işine yarayacağını düşünerek onlara bu fırsatı verdiler.

Hatırlayın, Demirel ve Ecevit bile, dünyanın muhtelif yerlerinde açılan “Türk Okulları”na referans olurlarken muhtemelen, “Bunlar bir gün güçlenecekler ve İslamcılık belasından bizi kurtaracaklar” diyerek referans oldular. Çünkü Ecevit, Türk okullarına verdiği desteği eleştirenlere, F. Gülen’i kast ederek şu cevabı verirdi: “Beni eleştirebilirsiniz ama ben o hocanın Erbakan’ın zihniyetinde olmadığını çok iyi biliyorum.” Ecevit bu sözüyle, “Biz bu örgütün avucumuzdan çıkmayacağını biliyoruz ve yeri gelirse onu İslamcılara karşı kullanırız” demek istiyordu. Çünkü Ecevit’e göre Merhum

Erbakan ve arkadaşları İslamcı-şeriatçıydı. Dolayısıyla ancak böyle bir örgüt vasıtasıyla onlarla mücadele edilebilirdi.

Ak Parti’yi yönetenler de bilmeden aynı hataya düştüler. 2012’nin ortalarına kadar da Ak Parti hükümetleri bu yapıya, “devleti yönetecek ve dönüştürtecek hazır muhafazakâr elemanlardır” diye her türlü desteği verdiler. O kadar ki bürokratlar, o yapıya bağlı elemanları iş başına getirmek için birbirileriyle yarışırlardı. Özellikle 2007’den sonra üniversitelere yerleşen araştırma görevlilerinin yüzde sekseni, genel idare hizmeti yapanların yüzde altmışı, Hâkim ve kaymakam adaylarının yüzde altmışı ve polis teşkilatındaki rütbelilerin yüzde yetmişi bu yapıya bağlı elemanlardan oluşuyordu.

Ayrılıkçı Hareketlerin Nihaî Amacı

PKK terör örgütü bakımından evdeki hesap çarşıya uymadı. PKK’nın 1984 yılında Eruh’ta başlattığı ilk olaydan 7-8 yıl sonra, örgüt derin devletin asla istemediği fakat ABD’nin tam da istediği bir istikamette gelişmeye başladı. Başka bir deyimle, Türk İstihbaratı ve güvenlik elemanları PKK’yı bir türlü minimize edecek bir düzeye getiremiyordu. İpin ucu kaçırılmıştı; çünkü ipin ucu artık ABD’nin ve Batılı müttefiklerinin elindeydi.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.