Her intihar ardında bir gerçeği taşır bilinmeze doğru. Son yılarda, gençler arasında giderek yaygınlaşan, intihar olayları en çok bölgemizde cereyan etmektedir.
Rakamsal olarak, giderek korkutucu boyuta ulaşan intihar etmek ve özkıyım ( intihar) "İnsanın kendi kendisini cezalandırma veya kendisini kasıtlı olarak dünyadan ayırmak için girişilen eylem" olarak tanımlanmakta ve "diğer bir deyimle insanın yaşamına son vermek amacı ile yaptığı ve başarı ile sonuçlandırdığı patolojik bir davranış" olarak yorumlanmaktadır.
İntiharların başlıca nedenleri nedir.
1 - Aile içi şiddet: Alkol ve uyuşturucu gibi vs kullanımı olan bireylerde daha çok görülmektedir
2 - Kendisini topluma ve aile bireylerine ifade edememe: Yaptığı her iş yada fiiliyata toplum ve ailesi tarafında kabul görülmemesi, kişinin kendisini toplumdan dışlanmış olarak görmesi.
3 - Toplumda kadına biçilen rol: Berdel olma, başlık karşılığında verilme vb. gibi etmenler…
Bölgemizde var olan feodal yapı kıskacında olan gençlerde görülen intiharlar vakalarını da bu kategoride gösterilebiliriz.
İstatistiksel olarak; Dünya Sağlık Örgütü, 2000 yılında tüm dünyada 1 milyon kişinin hayatına son verdiğini rapor etmiştir. ABD'nin Ulusal Zihin Sağlığı Enstitüsü'nün verilerine göre 1999 ila 2016 yılları arasında intihar eden kişilerin sayısı, 100.000'de 10.5'ten 13.4'e çıkarak 28 artmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı başka bir açıklamaya göre son 45 yılda intihar oranı 60 artmıştır! Ulusal Zihin Sağlığı Enstitüsü'ne göre, erkekler arasındaki intihar oranları (2016'da 100.000'de 21.3), kadınlarınkine göre (2016'da 100.000'de 6) neredeyse 4 kat fazladır! Bunu şöyle de izah edebiliriz: Her 3 saniyede 1 kişi intihar girişiminde bulunuyorken; her 40 saniyede 1 kişi intihar ederek ölmektedir!
Yukarıda birkaç başlık altında sıraladığımız intihar nedenlerini çoğaltmak mümkündür. Tüm nedenlerde dışarıdan bir etkinin, baskının varlığı görülmektedir. İslam’ın intihar olaylarına bakış açısı net ve kesindir… Hangi şartlar altında olay gerçekleşirse gerçekleşsin İslam, intiharı kesinlikle yasaklamıştır.
İntihar Edenler cehennemde de aynı yolla cezalandırılacaktır. Hayber savaşında aldığı yaralara dayanamayarak kılıcı üzerine yatıp intihar eden Kuzman’ın, İslam dininde çarpıcı bir örnek olarak anıldığını belirten din âlimleri, intihar eden kimsenin bu fiili hangi usulle gerçekleştirmişse cehennemde de aynı tarzda ceza göreceğini değindi. İslam âlimleri , ‘‘Kendini bir dağın eteğinden atarak öldüren kişi cehennemde sürekli azaba atılacak, zehir içerek intihar eden kimse, cehennem ateşinde zehir kadehi elinde sonsuza kadar zehir içerek azap çekecek, bıçakla kendini, öldüren kimse de cehennemde aynı yolla ceza görüp acı çekeceklerdir.
İntihar, İslâm'ın haram kıldığı büyük günahlardan birisidir. Bir Müslüman’ın kendi kendisini öldürmesi, başka birisini öldürmesinden daha büyük bir cinayet ve günahtır. Bu sebeple âlimler, intihar edenin cenaze namazını kılınır mı, kılınmaz mı şeklinde ihtilâfa bile düşmüşlerdir. Bu ihtilâf, başkasını öldüren katil hakkında yoktur. Katilin cenaze namazı kılınır.
Kalbinde imanın zerresi olan bir kimse, böyle büyük bir günaha ve kötü akıbete razı olmaz, kendini öldürmeye teşebbüs etmez.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, intihar etmenin büyük günah olduğunu pek çok hadîs-i şerîflerinde haber vermiştir. Bir hadîs-i şerif'te şöyle buyurulur:
"Kendini boğarak öldüren kimse, Cehennem için boğmuş olur. Kendini vuran kimse, Cehennem için vurmuş olur." (Buhârî, Cenâiz 84)
Demek oluyor ki Mü'min Te'sirinde kaldığı dünyevî bir hâdisenin zorluğuna tahammül edemeyip böyle büyük bir günahı işlemeye teşebbüs etmemelidir. Zira Allah insanın kaldıramayacağı yükü yüklemez
İntihar etmek, ahlak bakımından da bir suçtur.
İntihar dini inançların zayıfladığı toplumlarda çok yaygındır. Müslüman toplumlarda intiharlar yok denecek kadar azdır. Son zamanlarda ülkemizde sık rastlanılır bir durum alan bu olaylar bizim maneviyatımızdan uzaklaştığımızın göstermektedir.
Hz. Peygamber'in, bıçakla kendisini öldüren kimsenin cenaze namazını kıldırmadığı nakledilir. Bu olay, intihar edeni cezalandırmak ve başkalarını böyle bir fiilden menetmek amacına yöneliktir. Nitekim Ashab-ı Kiram bu kimsenin cenaze namazını kılmıştır (El-Askalânî, Bulûgu'l Merâm, terc. A. Davudoğlu, İstanbul 1970, II, 276-277). İmam Ebû Yusuf'a göre, intihar hata ile veya şiddetli bir ağrıdan dolayı olmadıkça müntehir üzerine cenaze namazı kılınmaz.
Sonuç olarak, beden Cenâb-ı Hakkın insanoğluna verdiği en büyük emanettir. Bu emaneti, ruh bedenden kişinin kendi müdahalesi olmaksızın ayrılıncaya kadar korumak gerekir. Bunun için de, kişinin rûhî ve fizikî sıkıntılara sonuna kadar sabır göstermesi İslâm'ın amacıdır. Aksi halde intihar etmekle dünyevî sıkıntı ve problemlerini çözeceğini düşünen kişi, hemen intikal edeceği kabir ve daha sonra ahiret hayatında çok daha büyük sıkıntı ve felaketlerle karşılaşır. Hayat, en kötü şartlar altında bile güzeldir. İntiharsız bir dünya dileğimle...