Abbasi hilafeti zamanında kurulan Büveyhi sultanlığı ve Büyük selçuklu devleti bünyesinde de Nikabet Teşkilatı vardı.Bu devletler ismen de olsa Abbasi Hilafetine bağlı devletlerdi.Büveyhiler H.334-M.945 te Bağdat'a girmişler,H.447/M.1055 tarihine kadar adlarına hutbe okunmuştur.Aslında kesin çizgilerle Abbasilerden bunları ayırmak doğru değildir.Nakiblerin tayinlerinden yine son onay halifelerce yapıliyordu.Bu sabeple Büveyhiler ve Büyük selçuklular'ı ayrı ayrı anlatma gereğini duymadım.Fatimiler ise H.297/M.909 da RAKKA'DA Abbasi Hilafeti'nden bağımsız Şİİ Hilafeti olarak kuruldu.H.569/M.1171 başlarında Eyyübiler tarafında yıkıldılar-devletleri ortadan kaldırıldı.İslam dünyasında Nikâbette ilk değişiklik bunlarca yapıldı.Fatimiler seyyid ve şerif adını yalnız Haseni ve Hüseynilere kasr ettiler.Bundan artık bundan böyle Hz.Ali'nin Kardeşleri cafer,Akil ve Hz.Abbas'ın soyunda gelenlere seyyid ve şerif sayılmiyacaktır.Abbasi soyunda olanlar için Fatimilerin Nakib ve Nakibü'l-eşraflarar tayin etmediler.Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin neslinde olsnlar için Nakibü'l'eşrâflar tayin ediliyordu.Ebu'l Hasan Ali b.İbrahim (ölm.H.401)Mısır'da Talibi Nakibü'l eşraf idi.Nakiblerde aranan şartlar,hemen hemen Abbasiletkinin ayni idi.Nakibü'l eşraflar ilmiyeye mensup kimselerdi.Ebu Abdullah Muhammed b.Hüseyin el ürmevi (ölm.H.650/M.1252) Kazaskerlik ve Elçilik vazifelerinde de bulunmuş,Fatimilerin Mısır'daki Nakibü'l-eşraflarından biridir.Dımaşk kadısı olarak bilinen Muhammed b.Hüseyin (ölm.H.408/M.1017) ayni zamanda Şam'da Fatımi Hakimiyetinde Nakiblik yapmıştı
Sonuç olarak şunları söyliyebilirim;Fatimilerde Nikabet-Nakibü'l-eşrâflık kurumu Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin soyundan olanlar içindi.Nakibler Halifelerin değişmesinde yerinde kalması uygun görülürse ibkâ edilir ve kendileri için bir ibkâ fermanı yazılırdı.Buradan hareketle ilk tayinde de Nikabet menşurlarının yazıldığını anlaşılmıştır.Nakibler ilmiye sınıfından,hatta Nakiblikle birlikte kadılık ve hatiplik görevlerini üstlenmişlerdir.Abbasilerde olduğu gibi elçilik-te yapan kimselerdi.Bu makam babadan oğula geçebilirdi.Nakibü'l eşrafların Halifelerin yanında değeri büyüktü.Halifelerin cüluslarında bayram namazlarında ve bayram tebrikinde Nakibü'l-eşraf halifeyle birlikte olur,ayni camide bulunur ve onun bayramını tebrik ederdi.