Şanlıurfa ilinde sözde var olup varlıklarından be haber olan kurum sezonun gelmesiyle ilimiz için nasıl bir çalışmalar içersinde acaba?
Geçmişte günümüze kadar olan süreçte ilimizin turizm merkezi olmasına rağmen ilimin her taşı her sokağı ter yönünle tamamen tarihin kendisi olan ilimizin tanıtım ve anlatımları hep eksik olmasından ilime gelen turist sayısı hep komşu ilimiz Mardin’in gerisinde kalmıştır.
İlimizin tarihi dokusuyla geçmişi ile geleceğe yüz tutmuş nice kitabesiyle dünyanın ilk kurulan şehirlerinden biridir.
Böyle bir şehrin özelikle günümüze gelinmiş durumlarından bakıldığında halen gezilmesi görülmesi gerektiren nice yerleri tarihi eserleri vardır.
Bu tarihin merkezi olan şehrin diğer adıyla peygamberler şehrine neden halen böylesi duyarsız, böyle bakımsız, böyle ilgisiz yere konmaktadır.
Şanlıurfa ilinin turizm açısından yeterli tanıtım ve yeterli lanse edilmediğinden ilimin ilgisiz ve alakasız kalmasını sağlamaktayız.
Başta adı ile kendini ele veren kurum başta olmak üzere ilimin kültür turizm müdürlüğü olmak üzere akabinde başta valilik makamı, akabinde belediyeler, sonrada sivil toplum kuruluş başkanları hep beraber ilimizin turizm merkezi ve bu sektörden ilimize büyük katkı ve gelirler sağlamalıyız.
İlimizin yeterli tanıtım ve görselliğini göstermemiz gerekmektedir. İlimizin bazı alanlarını bazı kurumlar o tarihi eser ve dokuları meydana çıkarmakla milyarlarca maddiyat harcayıp gün yüzüne çıkararak sonra birileri o yerleri kiraya verdirip kiralayanlar da oraya sonradan çatılar ilavelerle öyle gözde mekân ve mevkileri kapatmaktadır. Buna dur diyen güç yok. Bunların kiraladıkları ve çalıştırmak istedikleri alanları tüzüğüne göre işletmediği gibi tarihi dokunun yok edilmesine viran edilmesine sebebiyet doğurduğunun ilinin turizm alanında göze hitap şeklini yok etiğinin farkında değildir.
İlimizin kültürel durumdan gerçek manada işletmecilik ve halkı ilimize çekme rehaveti yok edilmektedir.
İlimizin bazı tarihi evleri alıp turizm amaçlı kiraya verilmesi gerekirken bazı yerleri tamamen resmi kamu ve kurumlar orada makam mevki olarak kullanmaları turizm açısından nispeten çok doğru bulmuyorum.
Böylesi yerleri devletin çizelgesi ve belirlemiş şartlar adı altında turizm amaçlı işletmelere verilip orada turizm çatısı altında turizm sektörün hizmetine sunulması ilim açısından daha faydalı ve yarar getireceğini düşünüyorum.
Bunun başlıca örneklerinden işte İstanbul ilimizin tarihi birçok mekânları özel sektörlere verilip turizm amaçlı kullanılmasıyla İstanbul’la ayrı bir renk ayrı bir hava kazandırmıştır. İlimizin böylesi mekânları kazandırmamız gerekmektedir.
Birde ilimizde en yanlış ve hatalı bir mekân var ki bunun mevzusunu bile açmak zoruma gidiyor. Hz. İbrahim’in doğduğu makamın üstünde eğlence mekânı olması ne kadar can alıcı ve içler acısı bir durum. Böylesi kutsal bir makamın mekânın üzerinde eğlence mekânı asla İslam’a yakışmayan bir durumdur. Buna acilen de bir çözümleme gerekmektedir.