Şanlıurfa’yı tanımak uzun bir zaman almaktadır. Şanlıurfa kentinin her tarafı bir tarih bir medeniyet barındırmaktadır. Şanlıurfa insanını tanımak ve bir yandan da yaşadığımız kentin kimliğini tanıtmak gerekir. Diğer bir yandan da şehir ’in kimliğine uygun olarak, gelen misafirlerimizi kucaklamak gerekir. Bununla beraber yeni yapılanmalarla geçmişle, bu günü ve gelecekle sağlam bağ kurmak gerekir. Burada özellikle anlaşılması gereken kent kimliğinin asli unsurlarını korumaktır. Fazlasıyla teknik anlamları öne çıkarmadan Şanlı (Urfa)’mız için bazı tespitler yapmak isterim. 1985 ve 1990 yılları arasında yerel yönetimler tarafından planlamalarda ve açıklama raporlarında ilimizin kent kimliğine hiçbir vurgu yapılmamıştır. Şanlıurfa’mız imar planıyla da yüzleşmemiz gerekir. Tarihi yapılarımızın (Tarihi Evler, Konaklar, Konak Evler.vb) yerlerimizin nasıl koruması gerektiğini bilmemiz gerekir. Bununla beraber kent kimliği çalıştaylarını iyi yorumlayarak taçlandırmamız gerekir. İlimizin tarihsel hastalığını teşhis etmesinin en büyük yaklaşımını bu güzel çalıştaylar oluşturmaktadır. Yeni yapılan projeler kentimizin kimliğinin belirlenmesi için çok çok önemli fırsatlardır. Hizmette girecek olan projelere kimlik kazandırma, bu yenilikler ilimizin kent kimlik çalıştaylarının somut oluşumu olmalıdır. Tarihi yapıların yanında Moderni yapılarının da konumuna göre sahiplenmemiz gerekir. Şanlıurfa’mızın yeni ve tarihi yapılarını kucaklamamız gerekir. Şanlıurfa’mızın kent kimliğine Planıyla, Malzemesiyle bir karakteri oluşturmaktadır. Mutlaka yeni kazandırılan yapıların proje açıklama raporlarında kent kimliğimize ve bu yapıların hangi asli unsurlarla yol çıkıldığını yazılım olarak kaydetmeliyiz Bir insan düşünün ki kimliksiz, bunun yanında kimliğini özünü kaybeden kentler (İl’ler) ise saygınlığını da kaybeder. Bu nedenle kentimize her şeyle birlikte sahip çıkmalıyız. İkinci güzellikte bu şehrimizin üstten kesen Fırat boyudur. İnsanoğlu su ihtiyacını bu nehirden karşılarlar. Günümüzde şehrimizin içme suyu bu Fırat’tan karşılamaktadır. Bu nehir tarih boyunca birçok uygarlıklara ve medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bu bölgenin peygamberler şehri olması nedeniyle cennetten doğduğuna inanılır. Şanlıurfa’mızın her tarafı tarih ve medeniyet kokmaktadır. Bu vesileyle Arthur Miller’in, ve mübarek bir büyüğümün (Anam) güzel bir sözleriyle yazımı sonlandırmak isterim. Öğrenmenin de maliyeti vardır. Önceden öğrenenler indirimli fiyattan öğrenir; Otoriteden öğrenenler özgürlük bedeliyle öğrenir; Deneyerek öğrenenler etiket fiyatından öğrenir; Hayattan öğrenenler gecikme zammıyla öğrenir; Hayattan da öğrenemeyenler boşa gitmiş hayatlarıyla öğrenirler.” Dünya meşgalesiyle uğraşırken, mübarek büyüğümün (Anam) sözü ise beni derinlere götürdü. İnsanlar en evvel muhabbetini Allah'a verirse, onun muhabbeti dolayısıyla Allah'ın sevdiği her şeyi sever. Bu demek oluyor ki! Müminlerimiz, Allah'ın sevdiği her şeyi seviyor. Birbirimizde Mümin kardeşler olarak çok sevelim ki! Allah'ta bizi çok sevsin inşa Allah. Allah’ın sevgisi Tüm İslam Alemin, Ülkemin ve Şanlıurfa’mın (Peygamberler Şehrinin) üzerine olsun.