Haftada bir gün yani Cuma günü Müslümanların bayramıdır. Bu bayram gününü iyi değerlendirmek dini bir emirdir. Cuma günü o kadar değerlidir ki, Kur’an-ı kerimde Cuma suresi vardır. Cumanın Farziyeti kitap ve sünnetle sabittir. Cumayı küçük görmek, küçümsemek küfrü gerektirir. Cuma günleri olunca tüm Camilerimiz tıklım, tıklım doludur. Haftalık Müslümanların akını da diyebiliriz. Namaz ve Cuma Namazı için hiçbir mazeret kabul değildir. Camiye gidemeyecekler hariç. Cuma Namazı erkeklere farz, kadınlara ise değildir. Çaba ile ideolojik olarak feministler karışık olarak Camileri doldurma hevesindeler ama güçleri yetmiyor.
İbadet için kadının en sahih ibadet yeri evidir. Hele şu fitne zamanında daha ehemdir. Cumanın farziyeti ile ilgili değişik görüşlerin var olduğuna girmiyorum. Cuma Müslümanların hem bayram hem de bereket günüdür. Cuma günü Namaza gitmeden önce gusül yapmak, temiz elbise giymek, koku sürünmek sünnettir. Hele Cuma günü bir saat var ki, kim o saatte dua eder, meşru isteklerde bulunursa duası müstecaptır. O saatte belli değildir. Geçmişte gerçek sofiler sabah Namazından Cuma Namazı bitinceye kadar Camiden çıkmazlarmış, ta ki o saati yakalayabilmekti.
Cuma günleri Camilerimizde Vaizler vaaz verir, bir zamanlar merkezi sistemle vaaz veriliyordu, çoğunluk kalkmış bazı yerlerde halen devam etmektedir. Merkezi sistem vaazı cemaat tarafından da hoş karşılanmıyor. Cuma günleri çilekeş hocalarımız yetenekli olanlar vaaz verir, hutbeler okur. Camiler İman dolum tesisleri ise olması gereken de budur. Dikkatimi çeken bir husus daha Camilerin çoğunda diyanetçe hazırlanan hutbeler okunuyor. Hoş olmayan bir durumdur. Hutbeler yöreye göre veya görevlilerce hazırlanıp okunsa daha iyi olur kanaatindeyim. Hutbeyi hazırlamak din görevlisini motive eder.
Cuma günleri değişik Camilere giderim bu Cuma günü her zaman gittiğim Camide Cuma Namazını kıldım. Arka saflardaki oturakların hiç biri yok. Meğer diyanet bununla ilgili tamim göndermiş çok iyide olmuş, kimin oturarak namaz kılacağı İlmihal kitaplarımızda genişçe izahatı var. Camide mazereti olan olmayan sandalyeyi eline alan cemaat arasında bile oturuyordu. Bu durum cemaatin ahengini bozan şeydi. Camilerimiz sade olmalı, kul hakkına Camide de riayet edilmelidir. Asrımızda Camilerimiz çok olmakla beraber, Camilerde israf ciheti ağır basmaktadır. Alttan, üstten, yanlardan ısınmalı, soğutmalı Camilerimiz göz kamaştırıyor. Camilerin ziyneti cemaattir, Cemaate de din ve dünya işlerinde öncü gerçek hocalarımızdır. Hıristiyan’ın gecesi yılbaşı gecesini elinde rakı şişesi ile kutlayanlara, dansöz oynatanlara, isyanla bu geceyi geçirenlere Allah hidayet versin.
Haftada Bir Cuma günümüz var. Yılda iki Bayramımız var, yılda bir Ay Oruç ayımız var. Aylar içerisinde üç aylarımız var. Kısmet olursa 25 Şubat 2020 tarihinde üç ayların başlangıcıdır. Rabbim hepimizi kavuştursun. Bunca kıymetli günlerimiz varken. İsyan günlerini seçmek cehaletin eseridir. Ülkemizde yüz binlerce kutsal mekân olan Camilerimiz bir o kadarda hocalarımız var. Her kes gerçek anlamda görevini yani tebliğ yaparsa, günahların işlenmesi asgariye iner. 12 Eylül öncesi bir solcu bana, mevcut camiler biz solcuların elinde olsaydı biz Komünizmi veya sosyalizmi ülkeye hâkim
kılardık demişti. Düşünenler için derslerle dolu bir söz. Unutmayın Cuma Müslümanların bayram ve bereket günüdür. Rabbim bizleri gerçek anlamda Cuma’nın kadrini bilenlerden eylesin. Vesselam…