İslam dinin esasları konusunda bir hayli zamandır düşündüğüm, ancak yazıya dökemediğim daha doğrusu bilinçaltında dinle ilgili gerçek düşüncemi bir arkadaşım geçen gün bir facebook paylaşımında belirtmişti. Bu arkadaş paylaşımında din denilince bizler neden yalnız sarık cübbe anlıyoruz diyor. Neden adalet hak hukuk anlamıyoruz demişti. Bana göre çok doğru bir tespitti. Hani denilir ya, istisna kaideyi bozmaz, sanırım çoğu insan dini, bir tek namaz niyaz olarak anlıyor. Oysa arkadaşımızın dediği gibi, din denilince asıl, adalet hak hukuk insan hakları anlaşılmalıdır. Benim düşüncem ve inancım, dinler bir insanlık gerçeğidir. İnsan varsa din de olacaktır. Din aslında varlığımızın nedeni sorusunu anlamak isteğidir. Nerden geldik nereye gideceğiz, biz nasıl oluştuk, Hangi güç bizim, Dünya'ya gelmemize vesile oldu, sorusunun cevabını arama bulma düşüncesidir. Bu nedenle bence çıkara sömürüye bulaşmamış özüne uygun çağdaş versiyonu ile gerçek dini düşünce, inancı ve uygulaması insanlığın yaşadığı bu koronavirus belasına belki bir şekilde çözüm olabilir. Zira dini ilkeller Moral değerlerdir. Çünkü dini şartlar bu virüsün nedeni olan kapitalist liberal sisteme karşıdır. Çünkü din denilince insanlığın çoğunluğunun yanlış anladığı, mal mülk para servet değildir. Dünya sevgisi değil, öbür Dünya ahret inancıdır. Ölümü düşünmektir. Dolayısıyla iyilik yapmak kötülükten kaçınmak, servet peşinde koşmamaktır. Gerçek dini, gerçek din düşüncesini inancını başka, yanlış yerlere, mala mülke çekmemek gerek. İslam dini şimdiki kapitalist çıkara dayalı din anlayışına karşıdır. Yani deyim yerindeyse abdestli kapitalizm ile alakası yoktur. Dilerim ve umarım bu koronavirus belası, yeni adil demokratik bir Dünya düzenin kurulmasına vesile olur. İslam dini oluşacak yeni bir Dünya düzeninde önemli etken olması ancak çoğulcu özgürlükçü demokrasi ie mümkün olacaktır. Bölgemiz Ortadoğu halkları için, çözüm demokratik İslam
modelidir. Bu din bizim yüz yıllardır inancımızın önemli bir parçası olan bir dindir. Ama İslam dinin selefi yorumu ve uygulaması değildir. Bizim için bu kafa kesen anlayış ve inanç ölçü olamaz. Bu dinin aslına uygun olan Anadolu İslam yorumdur. Yani demokratik İslam yorumu ve yolu olmalıdır. Kim nasıl anlarsa anlasın bize göre bu dinin özelliğini aslını yansıtan Türkiye coğrafyasının Türk ve Kürt yorumu ve getireceği içtihattir. Selefi Hayati Haranilerin yorumu değildir. Çünkü Anadolu’nun İslam yorumu, Yunus emrelerin, Mevlanaların, Ahmed Hanelerin, faki teyranların Yorumu ve yoludur. Sonuçta Hazreti Muhammed'in yoludur. Biz İslam dinini İşid gibi selefiler gibi anlamıyoruz, anlamakta istemiyoruz. Bizim gibi düşünenler bu dini barış ve sevgi dini olarak anlıyor. Böyle kabul ediyor. İşte bu koronavirus döneminde bizim bu anlamda gerçek İslam dini inancına, ibadetine, kültürümüzle bütünleşmiş moral değerlerine ihtiyacımız var. Böyle yapılınca adalet sağlanırsa sevgi oluşur, sorunların dertlerin çözülmesine katkısı olur. Çünkü bir toplumun bir bireyin gelişmesi ilerlemesi ancak pozitif inanç ve gelenekleriyle birlikte, tarih bilinci, yani dün, bugün ve yarının senteziyle mümkün olacaktır. Zira bu Küresel ekonomik, politik sistemin çare olmadığı, aksine önemli sorunlar oluşturduğu görüldü. insanları özünden uzaklaştırıp, kendine ve topluma yabancı haline getiren bu düzenin bir seçeneğinin olması gerekir.