Değerli okuyucularım, Son günlerde çok kıymetli sanatçıları kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Sanatçılar, toplumun örnek alması gereken değerli bireylerdir. İnsan her şeyi olabilir, ancak sanatçı olunmaz; sanatçı doğulur. Ses ve yetenek, Yüce Rabbimizin bize sunduğu bir emanettir. Bu emaneti kötüye kullanmanın sonuçları ağır olabilir. Özellikle alkol ve uyuşturucu gibi alışkanlıklar, insanı maddi ve manevi çöküşe sürükler; bunun örneklerini ne yazık ki geçmişte gördük.
Bu nedenle, çocuk yaştaki bireylerin sanatçı olmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Çocukluk ve gençlik dönemleri çabuk geçer. Bu yüzden çocukların ve gençlerin öncelikle eğitim alması, dini ve ahlaki değerleri kavraması büyük önem taşır. Şöhret, erken yaşlarda taşınması zor bir yüktür. Elbette ünlü olmak, şöhret sahibi olmak güzel bir şeydir, fakat bu yükü taşıyabilmek çok daha önemlidir.
Sanat, günümüzde toplumun sosyal faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Gerek sinema, gerek tiyatro, gerekse müzikle uğraşan sanatçılar hak ettikleri yerde olmalı ve desteklenmelidir. Ömürlerinin sonunu sokaklarda ya da parklarda geçirmemelidirler. Sanat, bir toplumun aynasıdır. Son dönemde aramızdan ayrılan değerli sanatçılar Bedirhan Kırmızı, Kahtalı Mıçe, Edip Akbayram, Volkan Konak ve ismini belki unuttuğumuz diğer kıymetli sanatçılarımıza Yüce Rabbimizden rahmet diliyoruz. Mekânları cennet olsun.
Ancak sanatçılar, öldükten sonra değil, hayattayken değer görmelidir. Devletimizin ve yerel yönetimlerin sanatçılara gerekli destek ve katkıyı sunmasını, tüm sanatçılar gibi bizler de bekliyoruz. Umarım bu sesimize kulak verirler. Herkese selam ve dualarımı gönderiyorum.
Saygılarımla.
Saygılarımla.