İKİNCİ TAVSİYE:
Ya günah işleme ya da Allah’ın mülkünde oturma! Allah’ın egemen olmadığı bir yer olmadığına göre, yine tek seçeneğimiz kalıyor. Günah işlememek!
Yüce Allah buyuruyor: “Göklerin ve yerin mülkiyeti yalnızca Allah’ındır. (Çünkü) O diriltir, o öldürür. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.” (Tevbe, 116)
Göklerin yerin mülkiyeti ve egemenliği kayıtsız şartsız Allah’ındır. En küçük varlıklar olan atomlardan ve tek hücrelilerden, en büyük varlıklar olan yıldızlara, fillere ve balinalara kadar hiçbir varlık, doğal yaşam koşullarının dışına çıkamaz ve yörüngesinden ayrılamaz. Aksi halde evrendeki bütün dengeler bozulur ve her an farklı boyutlarda kıyamet olayları ortaya çıkar.
Yüce Allah dünyayı insanların yaşam koşullarına ve insanı da dünyadaki yaşam koşullarına göre yarattığı için insan da dünyadaki yaşam koşullarının dışına çıkamaz ve başka yaşam koşullarında yaşayamaz.
Dilediği an ölü toprak maddelerine (elementlere) hayat verip onları canlı varlıklar şeklinde ve yine dilediği an öldürüp yine toprak maddelerine dönüştüren Yüce Allah, toprak maddelerinden yarattığı insanı da öldürüp tekrar aslına dönüştürecek ve insan kabre konulduğu anda Allah’tan başka bir dost ve yardımcı bulamayacak.
Yaradılışının zamanlamasına karışamayan, dünyadaki yaşam sürecini belirleyemeyen, ne zaman ve nerede öleceğine karar veremeyen ve Allah’ın belirlediği yaşam koşullarının dışına çıkamayan insanın, Gerçekten tek seçeneği var o da Günah işlememek!...