Tam 95 yıldır sözde Cumhuriyetle idare ediliyoruz. Cumhuriyet kurulmadan önce koca bir Çınar ağacı devrilmiş. Ne kadar değerleri varsa hepsi tar umar edilmiş, güya bir çağ kapanmış, yeni bir çağ açılmış altı asırlık bir cihan devleti yıkılmış, yeni bir Devlet kurulmuş, Kimin, kimlerin yıktığı yazmaksa sayfalara sığmaz. Şunu hemen belirteyim. Altı asırlık Osmanlı Devletinde, Kuruluş, yükseliş, çöküşü de iyi bilmek lazım. Osmanlının yıkılışının yıkıcı aktörlerinin varisleri halen, saltanatla yönetiliyordu, Demokrasiye geçtik, Halk idaresine geçtik, özgürlüklerde boğulduk, Avrupalılaştık naralarını atmaya devam ediyorlar. Söyledikleri keşke olsaydı? Osmanlıda 72 Millet beraber yaşardı iyi kötü olduğuna girmiyorum. Osmanlıda Padişahlığın, babadan Oğul’a geçişi,hiçbir Osmanlı padişahının Hac Yapmaması tartışma konusudur. Konumuz Cumhuriyet. Cumhuriyet Arapça bir kelime olup halk Çoğunluğu, Yunancada Demokrasi ile yönetilen idare şekli. İsim ne olursa olsun. İnsan hakkı kutsaldır. Cumhuriyeti kuranlar Mustafa Kemal ve arkadaşlarıdır. Cumhuriyetin 95. Yılında yine sözde Cumhuriyet severler, Kemal severler ekranlarda anlata anlata Cumhuriyeti bitiremiyorlar. Biz halk olarak söylemden çok eyleme bakarız. Hiç bir Devlet tüm değerleri yerle yeksan olmuş, bir günü kutladığını göremezsiniz. Ancak biz kutluyoruz. Kemalistler Mustafa kemalin ölümünden sonra Kemalizm fabrikasını kurdular, Kemalizm bahane sömürü,eza cefa şahane, uygulamada bu nasıl Demokrasi, nasıl, halkçılık, nasıl Cumhuriyetçilik, nasıl Laiklik. Cumhuriyet bu uygulama ise böylesi Cumhuriyetten firar ederiz. Hem laiklik, Din ayrı Devlet ayrı, din devlete karışamaz, devlet dine karışır. Cumhuriyette yapılanları, eylem söylemin ayrılığını yazmakla bitiremeyiz. Neydi o İstiklal Mahkemeleri, önce İdamına sonra gerekçesine, neydi o başörtüsü zulmü İkna odaları, bir bez parçasından dolayı eğitimden yoksun bırakılan yavrular. Şapka başına takmadığı için idam edilen atıf hocalar. Asayişi sağlamak, dâhili harici hainleri def etmek, İnsanları İmanlı yetiştirmek amacı güden Bediüzzaman hazretlerine yapılan zulümler. Ben Dinimin davsını güdüyorum diyen otuza yakın arkadaşı ile idam elden şeyh Saidi Kürdi arkadaşları ile idamla mezarı halen meçhul. Bir şiir okudu diye Kendisine Muhtar bile olamaz denilen, Sayın Başkanımız. İslam’ın şiarı olan Ezanın Türkçeye çevrilme saçmalığı, hem cumhuriyet hem ırkçılık. Bunları çoğaltabiliriz. Gerçek Cumhuriyette İnsana değer vardır. İnsanlara Cumhuriyet döneminde ceza evlerinde dışkı yedirilmişse gerisini siz düşünün. Gerçek Cumhuriyette adil adalet vardır, inanan inanmayana inançlara saygı vardır. Gerçek Cumhuriyette adil paylaşım vardır. Dolar Milyonerler Karunlar olmaz. Gerçek Cumhuriyette hiçbir insan eğitim hakkından men edilemez. Beni seçin yönetimimiz Cumhuriyet benim maaşım 20 Bin TL olsun sen halksın senin ki 2000 TL olsun. Memur çalışan emekli olana yeter bu anlayışla nasıl Cumhuriyet olur. Bütçenin açığını halkın sırtına vergiler bindirmekle kapatırım. Beni seçen sensin seçildikten sonra istediğimi yaparım. Bu anlayışa Nasıl Cumhuriyet denir? Cumhuriyet döneminde iğneyle kuyu kazarak bu günlere gelmişiz. Dedelerimiz dört yıl Askerlik yapmış, kazma kürekle dağları delmiş, ayağında çarık var. Bir zamanlar karneyle yiyecek ancak bulabilmiş, sırtındaki elbise, ayağındaki çarık da yamalıydı. 95 yıldır aynı tas aynı hamam devam ediyor. Keseci belki değişmiş olabilir.16 yıldır Muhafazakâr bir parti iktidarda, Sayın başkan hep faizden şikâyet eder, ancak sömürü aracı faizle ümmet fertleri inlemektedir. Dindar nesil yetiştireceğiz slogan olmuş. Ülkenin her tarafı üniversite doludur. Dünyadaki beş yüz Üniversitede de esememiz yok. Nal topluyoruz. Hem icra makamında ol hem şikâyet et, şikâyet kime? Uygulama Cumhuriyetin ruhuna göre olursa Cumhuriyeti alkışlarız. Çay akar göz bakar belleklerimizde eylemle söylemin izleri var. İnsanlık Dini kendilerine değil, kendileri dine uyarsa ancak kurtuluş bulur. Gerçek Cumhuriyette yaşamak dileklerimle… Vesselam.