Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

ACIMIZ BÜYÜKTÜR

Allah kimseye acı vermesin. Acılar çok değişkendir. Evlat acısı, Anne Baba acısı, Mal mülk acısı, gibi. Bu yazımda son nefesine kadar Ümmetin dertlerini dert edinen, aramızdan ayrılan bir yazardan bahsetmek istiyorum. Yazarın adı Mehmet Şevket EYGİ, Milli Gazete yazarı yakın zamanda ecel geldi onu aramızdan ayırdı, öyle bir yazar ki, hem İlim hem de hilm abidesiydi. Yazmakla bitiremem kırk yıla yakındır yazılarını okuyorum. En çok okuduğum Milli Gazeteden, kendisini hiç görmedim. Kendisi ben hoca değilim diyordu. Tüm yazılarında yol göstericiydi, Siyaset, Din, Ekonomi, toplum fertlerini refaha götüren yollar ne kadar varsa onun her gün konusuydu. Toplumun tüm sıkıntılarını sırtında taşıyordu. Çok baskılar gördü sürgün hayatı yaşadı. Cezaevinde kaldı 163. Maddenin kurbanıydı, İrticacı kelimesi ile itham ediliyordu. Siyaset peteklerine hiç konmadı. Ümmet görüşünü savunmak onun ilkeleriydi. Milli ve Milli görüşçüydü. Bağımsız ve bağlantısızdı. Dini konuları anlatmada çok hoca geçinenlerden fazla basın yolu ile dini anlattı. Din sömürüsünü yapanları hiç sevmezdi. Tüm baskılara rağmen o davasından taviz vermedi, son nefesine kadar hak yolda kalemini oynattı. Son iki yazısı okunursa kim ve ne olduğu iyi anlaşılır. Yazılarını cihat aşkı ile yazardı. Bazı hainler onu küçük görürlerdi. Klasik, Mistik yazar, konuları tekrar eden denirdi o yine aldırmazdı. Hak dava, Hakkın hâkimiyeti için bir Ömür geçiren ağabeyimiz Mehmet Şevket EYGİ’YE Allah Rahmet eylesin mekânı Cennet olsun inşallah. Hani demişler “ Merkep ölür kalır semeri, İnsan ölür kalır eseri.” işte Rahmetli bunlardandı onun ki, mal sanat eseri değil, ilim, bilim eseridir. Allah’u Teâlâ her insana değişik kabiliyetler verir. İnsanın yaşantısında var olan kabiliyetler nükseder. Kimi güzel hatiptir. Kimi güzel hak savunucusu bir yazardır. Kimi, güzel edip ve şairdir kimi ise, nadide siyasetçidir. İnsanlar öldükten sonra eserleri, meziyetleri ile anılırlar, kötü çığır açanlar toplum nazarında Esemesi bile görülmez. Ne mutlu iyi çığır açanlara. Kendisinden çok şeyler öğrendik. Bizim gençlik yıllarımızda sağ cenahın devrilmez çınarlarındandır. Ülkemizde çok yazarçizer var. Baskı dönemindeki yazarlarımızın çoğu kaliteliydi. Eline fırsat geçirenleri şimdi görüyoruz, sol kadrolara rahmet okutuyorlar. Yalan, iftira, yanlışa doğru, ayrıştırıcı manşetler, yağcılık, bu miras yedilerin ilkeleri, Müslüman, davacı geçinenlerin bukalemun gibi olacakları hiç aklımızdan geçmezdi. Demek oluyormuş. İz bırakan Âlimlerimizden Mehmet Emin ER hocamızın ölümünün 6 Yılında anıldığını Milli gazeteden öğrendim. İyi ki, Milli gazete var bazıları dudak bükebilir. Milli gazete basın yolu ile cihat koludur. Âlimin ölümü Âlemin ölümü demektir. Hocamızda 110 Yaşına kadar hep etrafına ışık saçtı. Çok ilim erbabı yetiştirdi. Gaziantep Nizip İlçesi, Kartuşa köyünde hocalık yaparken 1966 yılında bende hocamızın ilminden istifade ettim çok şey borçluyum. Hocamıza da Allah Rahmet eylesin. Gerçek ilim bilimde sağlam tohum ekenler vefatlarından sonrada verim vermeye devam ederler. Nedense iz bırakanlara hayattayken pek önem vermeyiz vefatlarından sonra hep onlarla övünür fakat onlar gibi olalım demeyiz. Bazıları paramızla beslenerek ifsat hareketlerinin öncüleri olurlar, samimi bir kesim ise tüm maddi manevi sıkıntılara rağmen toplum fertlerinin dertlerini dert edinir tam tersine ıslah elçileri olurlar tarih bu kadim öncülerle doludur. Bu yazıyı 15 Temmuz 2019 da yazdım. Ordumuz her zaman savunma alanında medarı iftiharımızdır. Ne yazık ki, Ordumuz içinde bazı hainler namluyu Millete çevirdiler bu menfur olayı şiddetle kınıyor, Vefat edenlere Allahtan Rahmet diliyorum. Allah böyle hain hareketleri bir daha bize göstermesin.15 Temmuzda paşalar Maşalar, işin failleri kazığa oturtulmalıdır. Bu menfur olayda çok mazlumiyetler yaşandı, yaşanıyor. Nedense bu olayın siyasi ayağına kimse dokunamıyor buda toplum yüreğinde bir urdur. Bu menfur hain eylemde bir nesil katledilmiş (Suçlular) olsun. Tedavisi bir asırda ancak olur. Konumuz acımız büyük bu olayda da acımız çok büyük acısız bir hayat yaşamak dileklerimle… Vesselam.
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2019 - Cuma

ACIMIZ BÜYÜKTÜR

Allah kimseye acı vermesin. Acılar çok değişkendir. Evlat acısı, Anne Baba acısı, Mal mülk acısı, gibi. Bu yazımda son nefesine kadar Ümmetin dertlerini dert edinen, aramızdan ayrılan bir yazardan bahsetmek istiyorum. Yazarın adı Mehmet Şevket EYGİ, Milli Gazete yazarı yakın zamanda ecel geldi onu aramızdan ayırdı, öyle bir yazar ki, hem İlim hem de hilm abidesiydi. Yazmakla bitiremem kırk yıla yakındır yazılarını okuyorum. En çok okuduğum Milli Gazeteden, kendisini hiç görmedim. Kendisi ben hoca değilim diyordu. Tüm yazılarında yol göstericiydi, Siyaset, Din, Ekonomi, toplum fertlerini refaha götüren yollar ne kadar varsa onun her gün konusuydu. Toplumun tüm sıkıntılarını sırtında taşıyordu. Çok baskılar gördü sürgün hayatı yaşadı. Cezaevinde kaldı 163. Maddenin kurbanıydı, İrticacı kelimesi ile itham ediliyordu. Siyaset peteklerine hiç konmadı. Ümmet görüşünü savunmak onun ilkeleriydi.

Milli ve Milli görüşçüydü. Bağımsız ve bağlantısızdı. Dini konuları anlatmada çok hoca geçinenlerden fazla basın yolu ile dini anlattı. Din sömürüsünü yapanları hiç sevmezdi. Tüm baskılara rağmen o davasından taviz vermedi, son nefesine kadar hak yolda kalemini oynattı. Son iki yazısı okunursa kim ve ne olduğu iyi anlaşılır. Yazılarını cihat aşkı ile yazardı. Bazı hainler onu küçük görürlerdi. Klasik, Mistik yazar, konuları tekrar eden denirdi o yine aldırmazdı. Hak dava, Hakkın hâkimiyeti için bir Ömür geçiren ağabeyimiz Mehmet Şevket EYGİ’YE Allah Rahmet eylesin mekânı Cennet olsun inşallah.

Hani demişler “ Merkep ölür kalır semeri, İnsan ölür kalır eseri.” işte Rahmetli bunlardandı onun ki, mal sanat eseri değil, ilim, bilim eseridir. Allah’u Teâlâ her insana değişik kabiliyetler verir. İnsanın yaşantısında var olan kabiliyetler nükseder. Kimi güzel hatiptir. Kimi güzel hak savunucusu bir yazardır. Kimi, güzel edip ve şairdir kimi ise, nadide siyasetçidir. İnsanlar öldükten sonra eserleri, meziyetleri ile anılırlar, kötü çığır açanlar toplum nazarında Esemesi bile görülmez. Ne mutlu iyi çığır açanlara. Kendisinden çok şeyler öğrendik. Bizim gençlik yıllarımızda sağ cenahın devrilmez çınarlarındandır. Ülkemizde çok yazarçizer var. Baskı dönemindeki yazarlarımızın çoğu kaliteliydi. Eline fırsat geçirenleri şimdi görüyoruz, sol kadrolara rahmet okutuyorlar.

Yalan, iftira, yanlışa doğru, ayrıştırıcı manşetler, yağcılık, bu miras yedilerin ilkeleri, Müslüman, davacı geçinenlerin bukalemun gibi olacakları hiç aklımızdan geçmezdi. Demek oluyormuş. İz bırakan Âlimlerimizden Mehmet Emin ER hocamızın ölümünün 6 Yılında anıldığını Milli gazeteden öğrendim. İyi ki, Milli gazete var bazıları dudak bükebilir. Milli gazete basın yolu ile cihat koludur. Âlimin ölümü Âlemin ölümü demektir. Hocamızda 110 Yaşına kadar hep etrafına ışık saçtı. Çok ilim erbabı yetiştirdi. Gaziantep Nizip İlçesi, Kartuşa köyünde hocalık yaparken 1966 yılında bende hocamızın ilminden istifade ettim çok şey borçluyum. Hocamıza da Allah Rahmet eylesin. Gerçek ilim bilimde sağlam tohum ekenler vefatlarından sonrada verim vermeye devam ederler.

Nedense iz bırakanlara hayattayken pek önem vermeyiz vefatlarından sonra hep onlarla övünür fakat onlar gibi olalım demeyiz. Bazıları paramızla beslenerek ifsat hareketlerinin öncüleri olurlar, samimi bir kesim ise tüm maddi manevi sıkıntılara rağmen toplum fertlerinin dertlerini dert edinir tam tersine ıslah elçileri olurlar tarih bu kadim öncülerle doludur. Bu yazıyı 15 Temmuz 2019 da yazdım. Ordumuz her zaman savunma alanında medarı iftiharımızdır. Ne yazık ki, Ordumuz içinde bazı hainler namluyu Millete çevirdiler bu menfur olayı şiddetle kınıyor, Vefat edenlere Allahtan Rahmet diliyorum. Allah böyle hain hareketleri bir daha bize göstermesin.15 Temmuzda paşalar Maşalar, işin failleri kazığa oturtulmalıdır. Bu menfur olayda çok mazlumiyetler yaşandı, yaşanıyor. Nedense bu olayın siyasi ayağına kimse dokunamıyor buda toplum yüreğinde bir urdur. Bu menfur hain eylemde bir nesil katledilmiş (Suçlular) olsun. Tedavisi bir asırda ancak olur. Konumuz acımız büyük bu olayda da acımız çok büyük acısız bir hayat yaşamak dileklerimle… Vesselam.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.