Din diyanet konusu kuşdili ile anlatılsa bile yeridir. Bir zamanlar diyanet, Diyanet vakfı, hatta müftü bile eleştirilmezdi. Gizli bir dokunulmazlıkları vardı. Ta ki diyanette zorlada olsa, sendika kuruluncaya kadar. Diyanette sendika kurmak basit bir şey değildir. Bendeniz ve vefakâr kardeşlerim ilk Din bir seni kuranlarız. Sendikayı Kuranlar, büyütenler çok bedeller ödediler, çokları şimdi atıl vaziyette. Sendika kurulurken, karşı olanlar, daire amirinin ispiyoncusu, yağcisi olanlar, bugün bakıyoruz rozetlerle merdivenin üst basamaklarındadırlar. Her şeyde olduğu gibi bugün belki bu sendika eyyamcıların, mirasyedilerin elindedir denilebilir.
Diyanet denilince, Camii, Cemaat, imam, vaiz akla gelir. Kıyamet alametlerinden biriside camilerin çok oluşu, cemaatin olmayışıdır. Camilerin israflı ziynetli olmasıdır. Camilerin Sadece Namaz kılma veya dua mekânı olmasıdır. Son zamanlarda hâtme yapma anlayışıdır ki, bu düşünce algısı Caminin en büyük eksik tarafıdır. Hâlbuki Camiler benim tabirimle iman dolum tesisleridir. Camiler İlim, irfan, edep, ahlak, abideleridir. Camiler savaş, barış, kongre mekânlarıdır. Camilerde genel olarak tuvalet para hırsızları, koruyanları var ki, kayıt dişi bir sektördür, mafyalaşmış, din dışı dini kullanarak medeni hırsızlıktır, denetlenmesi, kayıt altına alınması bir zarurettir. Tum camilerimizde halen erkek hâkimiyeti var, kadinlar nerede ise Camilerden kovuluyor (feminist düşünce tipleri konumun dışındadır) Camilerde kadının ihtiyaç giderme, namaz kılma mekânı rahat abdest alma yeri halen istenilen düzeyde değildir. Şefkat kahramanları edep, haya timsali, aile yuvasının mazbut direği, nesillerin ilk öğretmeni annelerimiz her turlu hizmete layıktır. İhtiyaçları iyi bir şekilde karşılanmalıdır. Feminist kadın tipleri dedim, bu taife bir zamanlar diyanete de sızmıştı. Bu fırka ehlisünnet dışıdır. Ümmeti ifsad hareketidir bilinmesinde yarar var.
İslam ülkelerinin insanlarını en çok kutsal beldelerde gormuşum, fiilende bazı İslam ülkelerini aynen yakin görmüşüm. Yaşantıları, devlete bakışları, ibadet anlayışları, Cami cemaat ilişkileri, ülke ve dünya olaylarına bakışları, temiz yaşantıları, beğenmediğimiz ülkemiz Müslümanlarının çok gerisindedir. Ülkemizde yanlış yapan eleştirilir. Bu eleştiriler bazen ideolojiktir bu yanlıştır, yazılı, görsel basında Cumhurbaşkanı, Başbakan, yönetim kadroları eleştirilir. Bu eleştiri hakaret sınırını aşmamak kaydı ile oluyor, olmalıdır. Bilhassa İslami kesim geçmişte çok bedeller ödedi, eli kolu bağli, dili bile prangalı iken, bugüne gelmeleri iğne ile kuyu kazma gibi oldu, neticede su bulundu. Bu sefer şükürsüzlük var kıymetini bilmemek var. Basının çoğu bugün İslami kesimin elindedir. Kanaatimce kötüye kullanılıyor.
O kıt gunler, fakirlikle geçen zamanlar hiç hatırlanmıyor. Basının siyasetle, menfaatle yatmanın, kalkmanın insanlığa faydası yoktur. İnsan kazanılacağına, yatırım insana yapilacağina, cezevlerini doldurmakla (Suçsuzlar) ekranlarda bir kesimi sevindirmek, bir kesimi küstürmek birlik, güç, galip gelmenin harcı değildir. Tek tip kıyafetin rengi badem kurusu olacak manşetlerini atmakla sanki ülkede üretim çoğalmış, istihdam sağlanmış, Yanlı adalet adil olmuş, sömürü aracı faiz kovulmuş, resmi zina sıfıra inmiş, kayırmacılık, hırsızlık bitmiş. Hiç biri olmamış ey yöneticiler suç işleyenlere hemen cezasını verin, suçlulara, hainlere ceza vermek için sizi engelleyen mi var? Gafletten, sızmadan malı götürenler hep Avrupa ülkelerinde, ülke aleyhinde civcivler üretiyor. Bu mazlum halk suçlulara ceza verdiğinizi görsün, esen rüzgârda çok mazlum suçsuz ya cezaevinde, ya açikta, ya potansiyel suçlulukla diri olarak yaşamaya devam ediyor. Bilerek bilmeyerek Dini terimlerden uzaklaşmışız. Kadim şehir Şanlıurfa’mızın yiğit insanları iman gücü ile Fransız katillerini bedel ödeyerek Urfa’mızdan kovarak bu kadim şehri bize emanet bıraktılar. Eski valilik yerine Rabia Meydanı demişiz, Rabia şahadet kokusunun, bağımsızlığın kutsal mekânidir. Bu mekânda şimdi büyük afişlerle,15 Temmuz kahraman yiğitlerin resimleri var. 0 afişe 15 Temmuz demokrasi şehitler günümüz kutlu olsun yazılıyorsa, müftü, hoca, konuşurken, ayni ifadeleri kullanıyor, şeyh mürit, Seyda, avam alkişliyorsa, şehitlerin kemiklerini incitmekten başka bir şey değildir. Demokrasi beşer sözüdür. Batıl batı menşeli şehit şahadetle nasıl yan yana gelebilir… Kurtuluş nedir? Kurtuluş Nuh’un gemisine binmektir binmeyenler binemeyenlerin sonu helaktir...