Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

Din Ve Dünya-1

Dinler iki çeşittir. İlahi dinler, beşeri dinler. İlahi dinler Hz. Âdem aleyhi selamdan günümüze kadar gelmiş Kıyametin kopacağı ana kadar da devam edecektir. İlahi dinlerin sonuncusu İslam Dinidir. Diğer ilahi dinler in hükümleri İslam Dininin var oluşuyla son bulmuştur. Beşeri dinler ise beşerin akıl ürünüdür. İslam dinine göre Beşeri dinlerin, görüşlerin hepsi şirktir. İnsanlık için kurtuluş çaresi de değildir. İlahi kelamda hak Din İslam dinidir buyrulmuştur. Hak dinde adalet vardır. İslam hukukunun yaşandığı dönemlere bakıyoruz. Müslüman’la Müslüman olmayan Kadının huzuruna varmış işlenen suç unsurunda Müslüman suçlu, Müslüman olmayan ise suçsuz. Hüküm Müslüman olmayanın lehine verilmiş. Buna Adil düzen anlayışı diyoruz. Beşinci halife Ömer İbni Abdülaziz döneminde öyle adil bir yönetim var ki, zekâtın verileceği fakir bulunamıyormuş, buna adil paylaşım, sosyal devlet anlayışı diyoruz. Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir anlayışı, ilahi dinde vardır. Bir insanın kurtuluşuna vesile olmak Dünya ve içindekilerden daha ehemdir ilkesi yine İslam dininde vardır. Bunun tersi suçsuz haksız bir insanın canına kıymak ise dünya ve içindekileri yok etme kadar büyük vebaldir. İlahi kelamda insan anlatılırken zalim ve cahil olarak tarif edilir. Din yaşanırsa ancak Dindar huzur bulur. İnsanlığa faydası dokunur. Kimlikteki din hanesinde dini İslam’dır demekle gerçek Müslüman olunmaz. Mensubu bulunduğumuz dinin membaı Mekke Medine’dir. Bu dinin ilk tebliğcileri peygamberlerdir. Bu dini tebliğ etmek için yüce Mevla yeryüzüne iki yüz yirmi dört bin peygamber dünyaya göndermiştir. Bu peygamberlerin hepsi tek bir gaye için tevhit inancını insanlara anlatmışlar diğer insanlar gibi Rahmeti rahmana kavuşmuşlar Ahır zaman peygamberi hariç hiçbir Peygamberin kabri Mekke ve Medine’de değildir. Bu peygamberlerden Nuh A.S 950 Sene yaşamış bu dini insanlara tebliğ etmiş. Asi kavmi ile çok badireler atlatmış, hayatı boyunca kendisine İman edenlerin sayısı yüzü geçmemiştir. Gemiyi yapma emriyle gemi yapmış gemiye binenler kurtulmuş, Oğlu Kenan bile kendisine İman etmediği için oda suda boğulmuştur. Bu dinin ikinci tebliğcileri ise: Sahabeler ve sahabeler dır. Onlarda tebliğ görevlerini yapmış diğer faniler gibi bu dünyadan ayrılmışlardır. Geride büyük iyi izler bırakarak. Sonra Tabiinler daha sonra silsile yolu ise Bunun emirleri nehiyleri anlatılarak gönümüze kadar gelmiş bu hayat iksiri kıymetin kopacağı ana kadar devam edecektir. Kıyamet kopunca katta yatta olanlar, ibadetsiz hayat sürenler, İnsanlık yıkımı için plan proje hazırlayanlar kan dökmek için silah üretenler Dünyada Allahlık taslayanlar yani tüm insanlar ne oluyor ne oluyor diye feryat edecekler artık iş işten geçmiştir. Biz Ümmeti Muhammed Fertleri peygamberleri sahabeleri görmemişiz Elimizdeki, Kuranla, sünnetle, Fıkıhla dini öğrenerek hayat sürdürüyoruz. Bu dini bize anlatan günümüze kadar getirenlerde gerçek âlimlerimizdir. Gerçek âlimler Toplum fertlerinin helaki onları uykusuz bırakır. Gerçek âlimler cephede din düşmanları ile çarpışır. Gerçek âlimlerin elinde çok sağlam tohumlar var o tohumu depo etmez tüm imkânları ile o tohumu topluma serper. Kanaatimce bugün Ümmetin en büyük sıkıntısı buradadır. Âlimlerimiz hakkı ile görevlerini yapsalar, Bir genç annesinin katili olmaz. Şehvet uğruna aile yuvasını yıkmaz. Faizin, Zinanın kötü alışkanlığının akıllı mı akılsız mı Telefonun fanatiği olmaz. Bu gün yalan, iftira, laf götürüp getirme, dedikodu, helal harama riayet etmeme, öldürmeler, sevgi, saygı, acıma duygusu, edep hayânın kalkması, vefasızlık, dava damı kıtlığı, İnanılır insan tipleri toplumda yoksa toplum huzursuz ise, toplumda güven kalmamışsa Gerçek âlimlerimizin görevini yapmamasındandır. Geçmişte kıt imkânlarla büyüklerimiz, hocalarımız Mızraklı İlmihal ile insanları dini konularda aydınlatırken, dini yaşantımız şimdikinden çok iyiydi helal haramlara riayet ediliyordu. Ne oldu bize bunca imkâna rağmen neden insanlar dünyada huzursuz. Sayıca çok âlimimiz varken, Ciltlerce Tefsirsiler, hadis fıkıh kitapları, fikir kitapları varken, her mahallede bir cami bulunurken biraz öz eleştiri yapmamız gerekmez mi? Demek süte su karışmış maya bozulmuş. Gavur gavurluğunu yapacaktır. Geçmişi adaletle altın sahifelerle, altın nesillerle dolu bir medeniyetimiz var. Dini basamak yaparak Müslüman halktan oy alanlar iktidar olup muktedir olmayanlar, Müslüman toplum fertlerine taksitle dini vermeyin. Din bir bütündür dışarıdan ithal edilen etinizin ucuzluğu, helal kesim yapılıyor demeniz ne kadar inandırıcı. Müftüler dini nikâh kıyacak siyaset geliri kokan söyleminiz beni bağlamıyor, Siyasal İslam’da terakki olabilir dini düzen olarak kabul etme, dini yaşayış tarzı ise tarihin en bozuk dönemini yaşıyoruz. İnsan dünyaya yaşamak için gelir. Ölmek için hep mazlum olmak için, dul kalmak, yetim kalmak, hep fakir borçlu olmak için değil, Her canlı, cansız mahlûk Allahın yaratığıdır. Dünyada saltanat sürmek için, Karunlaşmak için, İnsanları sömürmek için hele soygun düzenini güçlendirmek için hiç kimse gelmemiştir. Dünyada İnsanların gözyaşı, kanı üzerinde saltanat hevesliler, Kula kul olmayı yığınlara empoze edenler, Dünyada Allahlık taslayanlar da ölecek beraberinde onlarda bir kefen götürecek, Ahrete göçüşleri ise günah hamalları olarak olacaktır. Unutmayın ki, din dünya, Dünya da. Din içindir zalimler için yaşasın Cehennem vesselam.
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2017 - Pazartesi

Din Ve Dünya-1

Dinler iki çeşittir. İlahi dinler, beşeri dinler. İlahi dinler Hz. Âdem aleyhi selamdan günümüze kadar gelmiş Kıyametin kopacağı ana kadar da devam edecektir. İlahi dinlerin sonuncusu İslam Dinidir. Diğer ilahi dinler in hükümleri İslam Dininin var oluşuyla son bulmuştur. Beşeri dinler ise beşerin akıl ürünüdür. İslam dinine göre Beşeri dinlerin, görüşlerin hepsi şirktir. İnsanlık için kurtuluş çaresi de değildir. İlahi kelamda hak Din İslam dinidir buyrulmuştur. Hak dinde adalet vardır. İslam hukukunun yaşandığı dönemlere bakıyoruz. Müslüman’la Müslüman olmayan Kadının huzuruna varmış işlenen suç unsurunda Müslüman suçlu, Müslüman olmayan ise suçsuz. Hüküm Müslüman olmayanın lehine verilmiş. Buna Adil düzen anlayışı diyoruz. Beşinci halife Ömer İbni Abdülaziz döneminde öyle adil bir yönetim var ki, zekâtın verileceği fakir bulunamıyormuş, buna adil paylaşım, sosyal devlet anlayışı diyoruz. Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir anlayışı, ilahi dinde vardır. Bir insanın kurtuluşuna vesile olmak Dünya ve içindekilerden daha ehemdir ilkesi yine İslam dininde vardır. Bunun tersi suçsuz haksız bir insanın canına kıymak ise dünya ve içindekileri yok etme kadar büyük vebaldir. İlahi kelamda insan anlatılırken zalim ve cahil olarak tarif edilir. Din yaşanırsa ancak Dindar huzur bulur. İnsanlığa faydası dokunur. Kimlikteki din hanesinde dini İslam’dır demekle gerçek Müslüman olunmaz. Mensubu bulunduğumuz dinin membaı Mekke Medine’dir. Bu dinin ilk tebliğcileri peygamberlerdir. Bu dini tebliğ etmek için yüce Mevla yeryüzüne iki yüz yirmi dört bin peygamber dünyaya göndermiştir. Bu peygamberlerin hepsi tek bir gaye için tevhit inancını insanlara anlatmışlar diğer insanlar gibi Rahmeti rahmana kavuşmuşlar Ahır zaman peygamberi hariç hiçbir Peygamberin kabri Mekke ve Medine’de değildir. Bu peygamberlerden Nuh A.S 950 Sene yaşamış bu dini insanlara tebliğ etmiş. Asi kavmi ile çok badireler atlatmış, hayatı boyunca kendisine İman edenlerin sayısı yüzü geçmemiştir. Gemiyi yapma emriyle gemi yapmış gemiye binenler kurtulmuş, Oğlu Kenan bile kendisine İman etmediği için oda suda boğulmuştur. Bu dinin ikinci tebliğcileri ise: Sahabeler ve sahabeler dır. Onlarda tebliğ görevlerini yapmış diğer faniler gibi bu dünyadan ayrılmışlardır. Geride büyük iyi izler bırakarak. Sonra Tabiinler daha sonra silsile yolu ise Bunun emirleri nehiyleri anlatılarak gönümüze kadar gelmiş bu hayat iksiri kıymetin kopacağı ana kadar devam edecektir. Kıyamet kopunca katta yatta olanlar, ibadetsiz hayat sürenler, İnsanlık yıkımı için plan proje hazırlayanlar kan dökmek için silah üretenler Dünyada Allahlık taslayanlar yani tüm insanlar ne oluyor ne oluyor diye feryat edecekler artık iş işten geçmiştir. Biz Ümmeti Muhammed Fertleri peygamberleri sahabeleri görmemişiz Elimizdeki, Kuranla, sünnetle, Fıkıhla dini öğrenerek hayat sürdürüyoruz. Bu dini bize anlatan günümüze kadar getirenlerde gerçek âlimlerimizdir. Gerçek âlimler Toplum fertlerinin helaki onları uykusuz bırakır. Gerçek âlimler cephede din düşmanları ile çarpışır. Gerçek âlimlerin elinde çok sağlam tohumlar var o tohumu depo etmez tüm imkânları ile o tohumu topluma serper. Kanaatimce bugün Ümmetin en büyük sıkıntısı buradadır. Âlimlerimiz hakkı ile görevlerini yapsalar, Bir genç annesinin katili olmaz. Şehvet uğruna aile yuvasını yıkmaz. Faizin, Zinanın kötü alışkanlığının akıllı mı akılsız mı Telefonun fanatiği olmaz. Bu gün yalan, iftira, laf götürüp getirme, dedikodu, helal harama riayet etmeme, öldürmeler, sevgi, saygı, acıma duygusu, edep hayânın kalkması, vefasızlık, dava damı kıtlığı, İnanılır insan tipleri toplumda yoksa toplum huzursuz ise, toplumda güven kalmamışsa Gerçek âlimlerimizin görevini yapmamasındandır. Geçmişte kıt imkânlarla büyüklerimiz, hocalarımız Mızraklı İlmihal ile insanları dini konularda aydınlatırken, dini yaşantımız şimdikinden çok iyiydi helal haramlara riayet ediliyordu. Ne oldu bize bunca imkâna rağmen neden insanlar dünyada huzursuz. Sayıca çok âlimimiz varken, Ciltlerce Tefsirsiler, hadis fıkıh kitapları, fikir kitapları varken, her mahallede bir cami bulunurken biraz öz eleştiri yapmamız gerekmez mi? Demek süte su karışmış maya bozulmuş. Gavur gavurluğunu yapacaktır. Geçmişi adaletle altın sahifelerle, altın nesillerle dolu bir medeniyetimiz var. Dini basamak yaparak Müslüman halktan oy alanlar iktidar olup muktedir olmayanlar, Müslüman toplum fertlerine taksitle dini vermeyin. Din bir bütündür dışarıdan ithal edilen etinizin ucuzluğu, helal kesim yapılıyor demeniz ne kadar inandırıcı. Müftüler dini nikâh kıyacak siyaset geliri kokan söyleminiz beni bağlamıyor, Siyasal İslam’da terakki olabilir dini düzen olarak kabul etme, dini yaşayış tarzı ise tarihin en bozuk dönemini yaşıyoruz. İnsan dünyaya yaşamak için gelir. Ölmek için hep mazlum olmak için, dul kalmak, yetim kalmak, hep fakir borçlu olmak için değil, Her canlı, cansız mahlûk Allahın yaratığıdır. Dünyada saltanat sürmek için, Karunlaşmak için, İnsanları sömürmek için hele soygun düzenini güçlendirmek için hiç kimse gelmemiştir. Dünyada İnsanların gözyaşı, kanı üzerinde saltanat hevesliler, Kula kul olmayı yığınlara empoze edenler, Dünyada Allahlık taslayanlar da ölecek beraberinde onlarda bir kefen götürecek, Ahrete göçüşleri ise günah hamalları olarak olacaktır. Unutmayın ki, din dünya, Dünya da. Din içindir zalimler için yaşasın Cehennem vesselam.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.