Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

İHTİLAFA DÜŞMEYİN

Bir Ülkenin yıkım taşlarından biri ihtilaftır. İhtilafı doğuran sebeplerin çoğu yalan haberler, söylemlerdir. Her görüntüye inanmak, her söylenene kulak asmak ihtilaf tohumunun nadasıdır. Allah bize akıl vermiş iyiyi kötüyü, yalanla doğruyu ayırt etme kabiliyeti. Akıl göze inerse hakikat perdelenir. İhtilaf yekvücut olmanın zehirli zeminidir. Allah kelamı kibarında “Ey İman edenler! Eğer size bir Fasık bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir kavme kötülükte bulunmuş olursunuz da sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” Buyurur Hucurat suresi 6. ayet. Günümüzde en büyük görev yazılı ve görsel medyaya düşüyor. O hale gelmiş ki, acımasızca manşetler atılıyor. İftiralar kol geziyor, ayrımcılık yeri göğü inletiyor, hani basın toplumun gören gözü, işiten kulağıydı böyle haber yorum dinlemek, görmek insana günah getirir gören gözlere, işiten kulaklara yazık. İnsan bu ayırmacı tutumundan artık kanallara bakamıyor, seyretmek istemiyor. Gazeteler okunmuyor. Her şeyin bir adabı, ahlakı olmalı, şirin görünmek için yalan haber yapmak, ayrıştırıcı dil kullanmak ülkemiz için en büyük ihanettir. Yalan söylemlerle Kul hakkına tecavüz var ki, karşılığı dünyada olmasa da Ahrette mutlaka karşılığı olacaktır. Her söylenene inanmamak, araştırmak ilahi emir gereğidir. Her asırda yalan, iftiradan nemalanan şakşakçılar olmuş, olmaya da devam ediyor. Hele beşeri siyaset peteklerine konanların gözü kör, kulakları ise sağırdır. Geçmişte patrona, paraya göre manşet atanlar, ilahi emir gereği çokları dağıldı, mazlumların hışmına uğradılar bu kurşun atıcıların esemesi görünmüyor. Şimdi ayni şeyi alnı secdeliler yapıyorsa, ayni akıbetin başlarına bir gün geleceği akıllarına gelmiyorsa buna akıl tutulması denir. Şunu demek istiyorum İhtilafın tohum ekicileri, basın, teknolojinin her çeşidi doğruya doğru, yanlışa yanlış demek haberciliğin vazgeçilmezidir. Haksız babamız bile olsa haktan, doğruluktan ayrılmamak hakperestliktir. Ülke insanımızın barışa, kardeşlik pekişmesine zaruri ihtiyacı var. Dış güçlerin baskıları, fitne tohumları yetmiyormuş gibi, bize ne oldu ne yapmak istiyoruz. Doğru yolun sapık kollarına Allah feraset versin. Ayette bilmeden bir kavme kötülük etmiş olursunuz pişmanlık ta fayda vermez deniyor. Başka bir ayette Rabbimiz “ İHTİLAFA DÜŞERSENİZ RÜZGÂRINIZ GİDER” Buyurur. Enfal suresi ayet 46. Rüzgârdaki kasıt sizin gücünüz gider, zayıflarsınız. Güçten kuvvet doğar, galibiyet isterken, mağlup olursunuz, rezil ve zelil olursunuz diye yaratan bizi ikaz ediyor. Toplu halde yaşayan insanların hepsi bir olmaz. Delisi de velisi de olur. Bunları kucaklamak doğruyu göstermek, kıbleyi şaşıranlara pusula olmak erdemli insanların görevidir. Üç günlük geçici dünya sevgisi uğruna insan kıyma makinası olmaktan feragat edelim. Herkes liderimi, partimi meşrebimi, efendimi, Seydamı, Şeyhimi, Mezhebimi, Gazetemi, dergimi, dergâhımı, sevsin anlayışı fıtrata terstir. İhtilaflarımızı yok edecek Din anlayışıdır. Bana göre olmaz, eylemim dine uygun mu? Değil mi? anlayışı tüm yaşam alanlarımıza hâkim olmalı. İyiye kötü, kötüye iyi, Yalana doğru, doğruya yalan, karaya beyaz, beyaza kara kılıfı uydurmak toplum fertlerini uçuruma götürmek demektir. Fıtrat değişkendir. Fıtratı bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Netice Allah’ın yardımı ile Çok iş yaptığımızı sandık dünyalığı kazanmakla beraber ihlâsı kayıp ettik. Güçlü olduğumuza inandık adalet ve merhameti kayıp ettik. Beton yığınları olan yüksek binalarda oturduk ancak kardeşliği, komşuluğu kayıp ettik. Dünya nimetlerine çokça kavuştuk, nimetlere karşı şükür silahını bıraktık. Çok güzel evlere kavuştuk, kapitalizmin tüm edevatlarını evimize koyduk fakat huzuru kayıp ettik. Keselerimiz, kasalarımız tıka basa doldu, haram lokmalarla bereketi kayıp ettik. Mevki makamlara gark olduk kibir abideleri haline geldik. Ne istedikse aldık tersini yaparak günahkâr olduk. Kıtlık yollukta helal harama riayet ederken, Karunlaştıkça isyanda sınır tanımadık. Bu yazdıklarımda tefrikanın döşeli taşlarıdır. Şükür kanaat düsturumuz olsun, ihtilafa karşı zırhımız Din kardeşliği olmalıdır… Vesselam.
Ekleme Tarihi: 23 Nisan 2019 - Salı

İHTİLAFA DÜŞMEYİN

Bir Ülkenin yıkım taşlarından biri ihtilaftır. İhtilafı doğuran sebeplerin çoğu yalan haberler, söylemlerdir. Her görüntüye inanmak, her söylenene kulak asmak ihtilaf tohumunun nadasıdır. Allah bize akıl vermiş iyiyi kötüyü, yalanla doğruyu ayırt etme kabiliyeti. Akıl göze inerse hakikat perdelenir. İhtilaf yekvücut olmanın zehirli zeminidir. Allah kelamı kibarında “Ey İman edenler! Eğer size bir Fasık bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir kavme kötülükte bulunmuş olursunuz da sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” Buyurur Hucurat suresi 6. ayet. Günümüzde en büyük görev yazılı ve görsel medyaya düşüyor. O hale gelmiş ki, acımasızca manşetler atılıyor. İftiralar kol geziyor, ayrımcılık yeri göğü inletiyor, hani basın toplumun gören gözü, işiten kulağıydı böyle haber yorum dinlemek, görmek insana günah getirir gören gözlere, işiten kulaklara yazık. İnsan bu ayırmacı tutumundan artık kanallara bakamıyor, seyretmek istemiyor. Gazeteler okunmuyor. Her şeyin bir adabı, ahlakı olmalı, şirin görünmek için yalan haber yapmak, ayrıştırıcı dil kullanmak ülkemiz için en büyük ihanettir.

Yalan söylemlerle Kul hakkına tecavüz var ki, karşılığı dünyada olmasa da Ahrette mutlaka karşılığı olacaktır. Her söylenene inanmamak, araştırmak ilahi emir gereğidir. Her asırda yalan, iftiradan nemalanan şakşakçılar olmuş, olmaya da devam ediyor. Hele beşeri siyaset peteklerine konanların gözü kör, kulakları ise sağırdır. Geçmişte patrona, paraya göre manşet atanlar, ilahi emir gereği çokları dağıldı, mazlumların hışmına uğradılar bu kurşun atıcıların esemesi görünmüyor. Şimdi ayni şeyi alnı secdeliler yapıyorsa, ayni akıbetin başlarına bir gün geleceği akıllarına gelmiyorsa buna akıl tutulması denir. Şunu demek istiyorum İhtilafın tohum ekicileri, basın, teknolojinin her çeşidi doğruya doğru, yanlışa yanlış demek haberciliğin vazgeçilmezidir. Haksız babamız bile olsa haktan, doğruluktan ayrılmamak hakperestliktir. Ülke insanımızın barışa, kardeşlik pekişmesine zaruri ihtiyacı var. Dış güçlerin baskıları, fitne tohumları yetmiyormuş gibi, bize ne oldu ne yapmak istiyoruz. Doğru yolun sapık kollarına Allah feraset versin.

Ayette bilmeden bir kavme kötülük etmiş olursunuz pişmanlık ta fayda vermez deniyor. Başka bir ayette Rabbimiz “ İHTİLAFA DÜŞERSENİZ RÜZGÂRINIZ GİDER” Buyurur. Enfal suresi ayet 46. Rüzgârdaki kasıt sizin gücünüz gider, zayıflarsınız. Güçten kuvvet doğar, galibiyet isterken, mağlup olursunuz, rezil ve zelil olursunuz diye yaratan bizi ikaz ediyor. Toplu halde yaşayan insanların hepsi bir olmaz. Delisi de velisi de olur. Bunları kucaklamak doğruyu göstermek, kıbleyi şaşıranlara pusula olmak erdemli insanların görevidir. Üç günlük geçici dünya sevgisi uğruna insan kıyma makinası olmaktan feragat edelim. Herkes liderimi, partimi meşrebimi, efendimi, Seydamı, Şeyhimi, Mezhebimi, Gazetemi, dergimi, dergâhımı, sevsin anlayışı fıtrata terstir. İhtilaflarımızı yok edecek Din anlayışıdır. Bana göre olmaz, eylemim dine uygun mu? Değil mi? anlayışı tüm yaşam alanlarımıza hâkim olmalı. İyiye kötü, kötüye iyi, Yalana doğru, doğruya yalan, karaya beyaz, beyaza kara kılıfı uydurmak toplum fertlerini uçuruma götürmek demektir.

Fıtrat değişkendir. Fıtratı bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Netice Allah’ın yardımı ile Çok iş yaptığımızı sandık dünyalığı kazanmakla beraber ihlâsı kayıp ettik. Güçlü olduğumuza inandık adalet ve merhameti kayıp ettik. Beton yığınları olan yüksek binalarda oturduk ancak kardeşliği, komşuluğu kayıp ettik. Dünya nimetlerine çokça kavuştuk, nimetlere karşı şükür silahını bıraktık. Çok güzel evlere kavuştuk, kapitalizmin tüm edevatlarını evimize koyduk fakat huzuru kayıp ettik. Keselerimiz, kasalarımız tıka basa doldu, haram lokmalarla bereketi kayıp ettik. Mevki makamlara gark olduk kibir abideleri haline geldik. Ne istedikse aldık tersini yaparak günahkâr olduk. Kıtlık yollukta helal harama riayet ederken, Karunlaştıkça isyanda sınır tanımadık. Bu yazdıklarımda tefrikanın döşeli taşlarıdır. Şükür kanaat düsturumuz olsun, ihtilafa karşı zırhımız Din kardeşliği olmalıdır… Vesselam.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.