Dünya dert dünyasıdır. Dertli olmayan insan yoktur. Dertlerin çoğu nefsi ve şeytanidir. Dertlerin dinmesi için insanlar çareler arıyor. Bazı dertler maddidir. Bazıları da manevidir. Maddi dertlerin devası doktor, eczane olsa da, yalanın, iftiranın, kibrin, hayâsızlığın, haram kazancın, kötü hasletlerin ilacı eczanelerde yoktur. Nefsi terbiye etmek, şeytanin tuzaklarına düşmemek, kötülüklerin panzehiri dini tedrisattır. Konuya geçmeden önce yeri gelmişken, doğru haber gazetesinin genel yayın yönetmeni, yazarı, Erzurum’da konferans verirken, çirkin bir protestoya maruz kalmıştır. Provokatörleri kınıyorum. Göktaş hocamıza da ecriniz kat kat olsun diyorum. Hakkın hâkimiyeti için çalışmak bedel gerektirir. Göktaş hocamız da geceyi gündüze katarak, yaşına rağmen her yıl yüz binlerce insanımıza Kur’an mesajlarını sunuyor. Allah kendisinden razı olsun. Gerçek din adamları toplumun dertlerini dert edinenlerdir. Her türlü engele göğüs gerenlerdir.
Bu yazıyı yazdığım saatlerde Filistin için BM Oylaması vardı. Sonuç 172 Devletlerden 128 Devlet aleyhte 9. Kabul 35 çekimser oy var Çekimserleri de katabilirsiniz. Anlaşılıyor ki, dünya beşten büyüktür. İnşallah hayırlı olur. Bu kararın bağlayıcılığı yoktur. Ne getireceğini ileride göreceğiz. Amerika ve İsrail yeryüzünde Allahlık taslıyor. Herkes benim kölemdir düşüncesindeler. Bu oylamada Amerika’nın kararına ret veren ülkelerin Çoğu gayri Müslim’dir. Şu an mazlum olanlar, sömürüden kurtulmak isteyenler, zulme uğrayanlar bir lokomotif arıyor. Büyük ve küçük şeytana rağmen. Bu lokomotif Türkiye olabilirdi, İyi niyetle kurulan D.8 ülkelerin sayısı neden D 60 olamadı? Hep G.20 ler pompalandı AB. Bakanlığımız halen duruyor. Arap ülkeleri liderlerinin Müslümanlara yapılan zulüm dertleri yoktur. Sadece din maskesi altında kendi halklarını sömürmüşler, sindirmişler, petrol dinine iman etmişler. Devletçikler Siyonistlerce bunlara sunulurken, yetmiş yedi sülalesine kadar Siyonizm’e hizmet edeceklerine yemin etmişler. Bunların tapınak dini petroldür. Bu despot yönetimlerde köle gibi yaşamaya mahkûm olan mazlum Müslüman kardeşlerimize Allah yardım etsin…
Adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz ki, kimisi sömürü, işgal peşinde, çıkar elde etmek için her yol mubahtır. Kimisi yalan üzerine kurulu adalet dağıtıyor. Kimisi zulmün sömürünün adaletsizliğin, panzehiri gerçek dini, basamak yaparak, dünyaya yalancı demokrasiyi, dindışı ilimli İslami, Feminizmi ihraç etmeye çalışıyor. Bir eli yağda bir eli balda olanlarda yat katlarda yaşıyor. Kimisi de aç, hasta, yoksul, öz yurdunda köle, kula kul olmaya amade, ağlayan, ölen, sözü dinlenmeyen, önem verilmeyen, baskı altında inleyen, bir lokma ekmeğe muhtaç, hürriyetsiz, zillet içinde yaşamaya zorlanıyor. Demek beşeri sistemler insanları mutlu etmiyor. İnsanlığa din gibi empoze edilen, komünizm çoktu, yavrusu sosyalizm buhar oldu, kapitalizm de yıkılmaya yok olmaya mahkûmdur. Irkçılık can çekişiyor, ulusalcılık ayaklara duşmuş. Siyonizm tüm insanlarca nefretlidir. İnsanlık için tek çıkar yol, kurtuluş yolu Allah in dinde hak din olan İslam Dinidir. Bu kutsal anlayış sadece Müslümanları değil, ezilen, sömürülen Müslüman olmayanları da kurtaracaktır.
İslam ülkelerin yöneticileri dini düzen olarak benimser, uygularlarsa ancak zilletten kurtulurlar. Teknoloji icat edilmiş insanların ölüm ve sömürme araçlarıdır. Ücretler veriliyor, çalıştırılan, Emekli, olanlara yeterli adil olmayan maaşla geçinen, hele emekli asgari ücretli ise geçim derdi tam bir yük. Üstelik insanları sömürmek için öyle vergiler konmuş ki, alfabede harf kalmadı. Banka kredileri ile insanlar harama bulaştırılıyor. Tüm krediler faizlidir faizde sömürü aracıdır. Faiz Dinimizde haramdır. Bir ülkede Sanayi, teknoloji, üretim, istihdam yoksa o ülke halkları geçim konusunda sıkıntılıdır. Bir evde kaç kişi varsa her bireyde bir telefon var. Su, elektrik, vergiler, mutfak, eğitim, yakıt, zaruri ihtiyaçları gider olarak haseplerseniz verilen ücretin iki uç katidir. Siyasetçilere sorsanız her şey gül gülistanlık. Basından okudum Türkiye son uç ayda yuzde11.1 Büyümüş sihir gibi bir şey memurun, emeklinin, esnafın, işçinin, çiftçinin cebine bir şey girmemiş, büyümede neler baz alınıyor? Bilmiyorum. Bist, altın, dolar, köprü, hava alanları toto lotolar baz alınıyorsa fakirin bunlarda zırnığı yoktur. Kapitalist, soygun düzeninin çalım düzenbazlığıdır hepsi o kadar. Mazlum halklar geçim ve seçimle baş başadırlar. Fakir ekmek derdinde zengin daha da zengin olma derdinde, zenginin malı da fakirin çenesini yoruyor. Onun için kuyun can derdinde iken, kasap et derdindedir. Vesselam.