Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

AKRABALARLA MÜNASEBET VE SILA-İ RAHİM

Sıla-i Rahim; Akraba ve yakınları ziyaret etme, hallerini ve hatırlarını sorma, gönüllerini alma anlamında kullanılan bir ahlâki terim ifadesidir. Daha değişik ifade ile yakınlarımıza karşı dinimizin tahmil ettiği bir kısım vazifelerimiz vardır ki, bunların yerine getirilip ifa edilmesine sıla-i rahm denmiştir. Sözgelimi iş ve ikâmet yerimiz akrabalardan uzaklarda ise zaman zaman ziyaretlerine gitmek, mektup yazıp telefon etmek; yakında ise arada sırada görüşmek, yardımımıza muhtaçsa yardım etmek, hastaysa ziyaret etmek, bir meselesi varsa ilgilenmek; sürurunda tebrik, üzüntüsünde teselli ve tâziyede bulunmak, hal hatır sormak, selam vermek vs. hepsi sıla-i rahm’e dâhildir. İslam’da insanlar arası ilişkilere önem verildiği gibi özellikle yakınlardan başlayarak anne ve babanın ve sırayla diğer akrabaların ziyaret edilip gözetilmesi prensibi son derece önemlidir. Sıla-i rahim öncelikle akrabalara karşı talep edilmiş ise de, komşulara, arkadaşlara, meslektaşlara, iş arkadaşlarına, din kardeşlerine ve her çeşit tanıdıklara karşı da vazife ve borç kılınmıştır. Karşılaştığımız bir mü’mine, tanımasak bile verilen bir selâm, yaşlı bir kimseye yer gösterme, otobüste yer verme, düşen bir çocuğu kaldırma, soran kimseye adres tarif etme, içtimâî münasebetlerde güler yüzlü, tatlı sözlü olma, hayırhah ve yardımsever tavrı takınma vs. hepsi birer sıla-i rahim’dir. Gerek âyetlerde, gerek hadislerde, Sıla-i Rahim’in; namaz, zekât gibi farz ibadetlerden hemen sonra zikredilmesi, İslâmdaki önemini göstermektedir. Nitekim Cenab-ı Hakk (c.c) mealen şöyle buyuruyor: “Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının.” (en-Nisâ, 4/1) “Onlar ki Allah’ın gözetilmesini emrettiği hakları gözetirler(akrabalık bağlarını devam ettirirler ve iyilikte bulunurlar); Rablerine saygı beslerler ve kötü hesaptan korkarlar...” “Fakat Allah’ın tevhid akidesini kabullendikten sonra onu bozanlar ve Allah’ın bağlanmasını emrettiği bağları koparanlar(akrabalık bağlarını kesenler) ve yeryüzünü fesada verenler var ya; işte bunlar, lânet onlara ve yurdun kötüsü Cehennem de onlara.” (er-Ra’d,13/21,25) Ebu Eyyüb el-Ensarî(r.a) hazretlerinden rivayet edildiğine göre bir adâm Hz.Peygamber’e(s.a.v) gelerek: “Yâ Rasûlallah; beni Cennete sokacak bir ibadet söyler misiniz?” dedi. Resûlullah(s.a.v) şu cevabı verdi: “Allah’a ibadet eder ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılar, zekât verir ve sıla-i rahm edersin.” (Buhari, Zekât 1) Ebu Hüreyre(r.a.) Peygamber Efendimizin(a.s.m.) şöyle buyurduklarını rivayet ediyor: “Şefaatçiler beştir: Kur’ân, akrabalarla iyi ilişkiler içinde bulunmak, güvenilir olmak, Peygamberiniz ve onun Ehl-i Beyti.” (Camiüssağir 4:176, Hadîs No: 4942) “Sıla–i rahim, arşa asılıdır, der ki: Kim beni sıla ederse, Allah da ona sıla etsin. Kim benden koparsa, Allah da ondan kopsun.” Yani: “Sıla-i rahmi yerine getirerek insanlara karşı olan vazifelerini yapan kimseye Allah rahmetiyle muamele etsin, bu vazifeyi yapma- yanlar da Allah’ın rahmetinden mahrum kalsın.” (Buhari, Edeb 13) “Her Cuma gecesi insanoğlunun amelleri Allah’a arz olunur: Yalnız sıla-i rahimde bulunmayanların amelleri kabul olunmaz.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned)    
Ekleme Tarihi: 09 Mayıs 2018 - Çarşamba

AKRABALARLA MÜNASEBET VE SILA-İ RAHİM

Sıla-i Rahim; Akraba ve yakınları ziyaret etme, hallerini ve hatırlarını sorma, gönüllerini alma anlamında kullanılan bir ahlâki terim ifadesidir. Daha değişik ifade ile yakınlarımıza karşı dinimizin tahmil ettiği bir kısım vazifelerimiz vardır ki, bunların yerine getirilip ifa edilmesine sıla-i rahm denmiştir. Sözgelimi iş ve ikâmet yerimiz akrabalardan uzaklarda ise zaman zaman ziyaretlerine gitmek, mektup yazıp telefon etmek; yakında ise arada sırada görüşmek, yardımımıza muhtaçsa yardım etmek, hastaysa ziyaret etmek, bir meselesi varsa ilgilenmek; sürurunda tebrik, üzüntüsünde teselli ve tâziyede bulunmak, hal hatır sormak, selam vermek vs. hepsi sıla-i rahm’e dâhildir.

İslam’da insanlar arası ilişkilere önem verildiği gibi özellikle yakınlardan başlayarak anne ve babanın ve sırayla diğer akrabaların ziyaret edilip gözetilmesi prensibi son derece önemlidir.

Sıla-i rahim öncelikle akrabalara karşı talep edilmiş ise de, komşulara, arkadaşlara, meslektaşlara, iş arkadaşlarına, din kardeşlerine ve her çeşit tanıdıklara karşı da vazife ve borç kılınmıştır.

Karşılaştığımız bir mü’mine, tanımasak bile verilen bir selâm, yaşlı bir kimseye yer gösterme, otobüste yer verme, düşen bir çocuğu kaldırma, soran kimseye adres tarif etme, içtimâî münasebetlerde güler yüzlü, tatlı sözlü olma, hayırhah ve yardımsever tavrı takınma vs. hepsi birer sıla-i rahim’dir. Gerek âyetlerde, gerek hadislerde, Sıla-i Rahim’in; namaz, zekât gibi farz ibadetlerden hemen sonra zikredilmesi, İslâmdaki önemini göstermektedir.

Nitekim Cenab-ı Hakk (c.c) mealen şöyle buyuruyor:

“Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının.”

(en-Nisâ, 4/1)

“Onlar ki Allah’ın gözetilmesini emrettiği hakları gözetirler(akrabalık bağlarını devam ettirirler ve iyilikte bulunurlar); Rablerine saygı beslerler ve kötü hesaptan korkarlar...”

“Fakat Allah’ın tevhid akidesini kabullendikten sonra onu bozanlar ve Allah’ın bağlanmasını emrettiği bağları koparanlar(akrabalık bağlarını kesenler) ve yeryüzünü fesada verenler var ya; işte bunlar, lânet onlara ve yurdun kötüsü Cehennem de onlara.”

(er-Ra’d,13/21,25)

Ebu Eyyüb el-Ensarî(r.a) hazretlerinden rivayet edildiğine göre bir adâm Hz.Peygamber’e(s.a.v) gelerek: “Yâ Rasûlallah; beni Cennete sokacak bir ibadet söyler misiniz?” dedi. Resûlullah(s.a.v) şu cevabı verdi: “Allah’a ibadet eder ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılar, zekât verir ve sıla-i rahm edersin.” (Buhari, Zekât 1)

Ebu Hüreyre(r.a.) Peygamber Efendimizin(a.s.m.) şöyle buyurduklarını rivayet ediyor: “Şefaatçiler beştir: Kur’ân, akrabalarla iyi ilişkiler içinde bulunmak, güvenilir olmak, Peygamberiniz ve onun Ehl-i Beyti.”

(Camiüssağir 4:176, Hadîs No: 4942)

“Sıla–i rahim, arşa asılıdır, der ki: Kim beni sıla ederse, Allah da ona sıla etsin. Kim benden koparsa, Allah da ondan kopsun.” Yani: “Sıla-i rahmi yerine getirerek insanlara karşı olan vazifelerini yapan kimseye Allah rahmetiyle muamele etsin, bu vazifeyi yapma- yanlar da Allah’ın rahmetinden mahrum kalsın.”

(Buhari, Edeb 13)

“Her Cuma gecesi insanoğlunun amelleri Allah’a arz olunur: Yalnız sıla-i rahimde bulunmayanların amelleri kabul olunmaz.”

(Ahmed b. Hanbel, Müsned)

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.