Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

OHAL KALKTI MI?

24 Haziran da yapılan seçimden önce tüm partiler halktan oy almak için vaatlerini sıraladılar iktidar partisinin en belirgin vaatlerinden birincisi Emeklilere her yıl iki Dini bayramlarda biner lira ikramiye verilmesi vaadi idi. Gerçekten geçte olsa bu ikramiye verildi verilmeye de devam edilecek. İktidara talip olanların sözünde durması kadar doğal ve güzel bir şey yoktur. Verilen ikramiye oy alma kokusu gütse bile kitleleri sevindiren, karşılığı hayır dua olan bir eylem ve bir ameldir diyebiliriz. Sosyal devlet anlayışı bu olsa gerek. Bazı kalemşorlar bütçe açığını buna bağlasalar bile beyhude söylemlerdir. Bu ikramiyenin verilmesinde emeği olan herkesten Allah razı olsun. Asgari ücretliye verilen zam gibi (Geçen seneki Zam)Yandaş medya bunları yazmaz ve görmez. İktidarın ikinci sözü ise OHAL in kaldırılmasıydı. İki yıla yakindir 15 Temmuz 2016 Yılından beridir ülkede OHAL ilan edilmiş 18 Temmuz 2018 de OHAL kaldırılmıştır. Vicdanen yazacak olursak, bazı istisnalar hariç, geçmişteki OHAL’E benzemiyordu halka zararı yoktu, hain mihraklara karşı bir tedbirdi. Her yönetim, devlet kendisini korumak için tedbirlerini alır kabilindeydi. Geçmişteki OHAL’LERİ yaşayan biri olarak OHAL tedbirleri genel olarak halka karşı değil, halkın refahı için alınmıştı, Ohalleri savunanlardan değilim gerçekleri yazmakta görevimiz. Ohalin kaldırılması ne kadar sevindirici ise, Ohal, sanki kalkmamış yer değiştirilmiş algısı var toplumda. Ucu açık çok maddeler okudum… Maddelerden bazıları şöyle: madde 1.) Valiye şüpheli gördüğü kişiyi 15 gün şehirden atma yetkisi, kriterler belli değil ucu açık. Madde 2.) Valiye toplantı ve gösterileri engelleme yetkisi, madde 3.) Kamuya açık alanlarda saat 24.00 ten sonra toplantıların yasaklanması. Madde 4.) Hava karardıktan sonra valiye toplantı yasaklama yetkisi. Madde 5.) Kamudan atılanlar eski görevlerine dönemeyecek Madde 6.) Savcının izninin alınmadığı acil durumlarda kolluk güçlerine, askeri karargâhlarda arama yetkisi gibi çok maddeler. Valiler süper valiler yapılmış, yetkiler verilmiş görünüyor Valilerimiz kendilerine verilen yetkileri kanunlar çerçevesinde icra edebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, bürokrasinin hantal yapısı olduğu gibi tüm kurumlarda durmaktadır Ülkemizde insanlar hele idareciler ideoloji ile yoğrulmuş, bu ideoloji, parti, lider sevdalılığı, tarikat müntesipliği, meşrep taassubu, ırkçılık hastalığı diyebiliriz. Toplumdaki algi, MHP devletin tüm kurumlarında söz sahibidir. Oluşacak bürokrasi çarkında hakeza MHP etkili ve yetkilidir izlenimi var. Yetki verilenleri tarafsız telakki etmek saf deliliktir diyorum. İnşallah yanılıyorum. Geçmişte halka dışkı yedirenleri, haksiz yere işkenceye tabi tutulanları, devletle halkın arasını açanları, çokça düşman üretenleri çok gördük. Başkana kararname çıkarma yetkisinin verilmesi ise ayrı bir tartışma konusudur. Meclis sanki devre dışı bırakılmış, o zaman neden altoyuz milletvekili seçmişiz? Sorusu akla gelir. Bazen taraflı yayından bahsediyoruz olmaması gereken bir husus. Bu ortamı doğuranlar ilkel kafa yapılarıdır. Dun şikâyet ettiklerini bugün kendileri yapıyorlarsa, yazıklar olsun. Topluma doğruları yansıtmak bilge insanların meziyetidir. İktidarları övenleri, yerenleri bir kenara bırakarak Din siyasetin, yöneten, yönetilenlerin neresindedir. Din garip gelmiş garip gidecektir. Bugün siyaset, politika, yöneten, yönetilenler dini hep kalkan olarak kullanmışlar. Dini; soygun dünyevi düzenlerine uydurmaya çalışılıyor ki Din ve dindarlar için en büyük yıkımdır. Şehit Ahmet Yasin yakarışı gibi " Allah’ım susan âlimleri sana şikâyet ediyorum." Diyesi geliyor insanın gerçek âlimler beşeri siyaset, yönetimi eleştirecek ki, doğrular meydana çiskin, helal haram karışmışsa âlimlerin suskunluğundandır. Debdebeli yönetenlerde eleştirilmeye alışmalı, ta ki yanlışlardan vazgeçilsin. Hiç bir insan dokunulmaz değildir olmamalıdır. Kula kul olmak büyük günahlardandır. Batı denilen ucube tüm kurumları ile çürümüştür. İnsanlığa verecekleri hiç şeyleri yoktur. İnsanlık için bunlardan medet ummak talihsizliktir. Demokrasi dedikleri, yalan, soygun üzerine kurulmuş düzenlerini koruma aracıdır. Asırlardır insanlığın arayıp ta bulamadığı ve üstü örtüldüğü medeniyet İslam medeniyetidir. Kurtuluş, huzur, refah, saadet bünyemize uygun kadim medeniyetimizdedir. Eğitimsizlik, hukuksuzluk, kayırmacılık, hırsızlık, densiz donsuzluk, ırkçı emperyalizmi koruma, kollama olduktan sonra Ohal kalkmış kalkmamış biye ne. Vesselam…
Ekleme Tarihi: 24 Temmuz 2018 - Salı

OHAL KALKTI MI?

24 Haziran da yapılan seçimden önce tüm partiler halktan oy almak için vaatlerini sıraladılar iktidar partisinin en belirgin vaatlerinden birincisi Emeklilere her yıl iki Dini bayramlarda biner lira ikramiye verilmesi vaadi idi. Gerçekten geçte olsa bu ikramiye verildi verilmeye de devam edilecek. İktidara talip olanların sözünde durması kadar doğal ve güzel bir şey yoktur. Verilen ikramiye oy alma kokusu gütse bile kitleleri sevindiren, karşılığı hayır dua olan bir eylem ve bir ameldir diyebiliriz. Sosyal devlet anlayışı bu olsa gerek. Bazı kalemşorlar bütçe açığını buna bağlasalar bile beyhude söylemlerdir. Bu ikramiyenin verilmesinde emeği olan herkesten Allah razı olsun. Asgari ücretliye verilen zam gibi (Geçen seneki Zam)Yandaş medya bunları yazmaz ve görmez. İktidarın ikinci sözü ise OHAL in kaldırılmasıydı. İki yıla yakindir 15 Temmuz 2016 Yılından beridir ülkede OHAL ilan edilmiş 18 Temmuz 2018 de OHAL kaldırılmıştır. Vicdanen yazacak olursak, bazı istisnalar hariç, geçmişteki OHAL’E benzemiyordu halka zararı yoktu, hain mihraklara karşı bir tedbirdi.

Her yönetim, devlet kendisini korumak için tedbirlerini alır kabilindeydi. Geçmişteki OHAL’LERİ yaşayan biri olarak OHAL tedbirleri genel olarak halka karşı değil, halkın refahı için alınmıştı, Ohalleri savunanlardan değilim gerçekleri yazmakta görevimiz. Ohalin kaldırılması ne kadar sevindirici ise, Ohal, sanki kalkmamış yer değiştirilmiş algısı var toplumda. Ucu açık çok maddeler okudum… Maddelerden bazıları şöyle: madde 1.) Valiye şüpheli gördüğü kişiyi 15 gün şehirden atma yetkisi, kriterler belli değil ucu açık. Madde 2.) Valiye toplantı ve gösterileri engelleme yetkisi, madde 3.) Kamuya açık alanlarda saat 24.00 ten sonra toplantıların yasaklanması. Madde 4.) Hava karardıktan sonra valiye toplantı yasaklama yetkisi. Madde 5.) Kamudan atılanlar eski görevlerine dönemeyecek Madde 6.) Savcının izninin alınmadığı acil durumlarda kolluk güçlerine, askeri karargâhlarda arama yetkisi gibi çok maddeler. Valiler süper valiler yapılmış, yetkiler verilmiş görünüyor Valilerimiz kendilerine verilen yetkileri kanunlar çerçevesinde icra edebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, bürokrasinin hantal yapısı olduğu gibi tüm kurumlarda durmaktadır Ülkemizde insanlar hele idareciler ideoloji ile yoğrulmuş, bu ideoloji, parti, lider sevdalılığı, tarikat müntesipliği, meşrep taassubu, ırkçılık hastalığı diyebiliriz.

Toplumdaki algi, MHP devletin tüm kurumlarında söz sahibidir. Oluşacak bürokrasi çarkında hakeza MHP etkili ve yetkilidir izlenimi var. Yetki verilenleri tarafsız telakki etmek saf deliliktir diyorum. İnşallah yanılıyorum. Geçmişte halka dışkı yedirenleri, haksiz yere işkenceye tabi tutulanları, devletle halkın arasını açanları, çokça düşman üretenleri çok gördük. Başkana kararname çıkarma yetkisinin verilmesi ise ayrı bir tartışma konusudur. Meclis sanki devre dışı bırakılmış, o zaman neden altoyuz milletvekili seçmişiz? Sorusu akla gelir. Bazen taraflı yayından bahsediyoruz olmaması gereken bir husus. Bu ortamı doğuranlar ilkel kafa yapılarıdır. Dun şikâyet ettiklerini bugün kendileri yapıyorlarsa, yazıklar olsun. Topluma doğruları yansıtmak bilge insanların meziyetidir. İktidarları övenleri, yerenleri bir kenara bırakarak Din siyasetin, yöneten, yönetilenlerin neresindedir. Din garip gelmiş garip gidecektir. Bugün siyaset, politika, yöneten, yönetilenler dini hep kalkan olarak kullanmışlar. Dini; soygun dünyevi düzenlerine uydurmaya çalışılıyor ki Din ve dindarlar için en büyük yıkımdır.

Şehit Ahmet Yasin yakarışı gibi " Allah’ım susan âlimleri sana şikâyet ediyorum." Diyesi geliyor insanın gerçek âlimler beşeri siyaset, yönetimi eleştirecek ki, doğrular meydana çiskin, helal haram karışmışsa âlimlerin suskunluğundandır. Debdebeli yönetenlerde eleştirilmeye alışmalı, ta ki yanlışlardan vazgeçilsin. Hiç bir insan dokunulmaz değildir olmamalıdır. Kula kul olmak büyük günahlardandır. Batı denilen ucube tüm kurumları ile çürümüştür. İnsanlığa verecekleri hiç şeyleri yoktur. İnsanlık için bunlardan medet ummak talihsizliktir. Demokrasi dedikleri, yalan, soygun üzerine kurulmuş düzenlerini koruma aracıdır. Asırlardır insanlığın arayıp ta bulamadığı ve üstü örtüldüğü medeniyet İslam medeniyetidir. Kurtuluş, huzur, refah, saadet bünyemize uygun kadim medeniyetimizdedir. Eğitimsizlik, hukuksuzluk, kayırmacılık, hırsızlık, densiz donsuzluk, ırkçı emperyalizmi koruma, kollama olduktan sonra Ohal kalkmış kalkmamış biye ne. Vesselam…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.