Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

Bedel Ödemek

Bedeller çok değişik anlamlıdır. Bedeller yanlışın da, doğrunun da karşılığı olabilir. İnsanoğlunun hayati bedeller ödemekle doludur. İlahi bedeller baş üstüne, deprem olmuş bedeller ödenmiş, sel felaketi olmuş bedeller ödenmiş, öldürücü hastalığa müptela olmuş bedeller ödenmiş, yangın olmuş bedeller ödenmiş, bu ilahi afetlerin bedeli ödenirken, ihmal ve tedbirlere bir nebze havale edilebilir. Binayı yapan Müteahhit demir çalmış, çimento çalmış, işçilik çalmış, Binanın içinde oturanlar ilahi depremle bu karton binanın altında kalmış, bedel ödemişlerse suçlunun kim olduğu bellidir. Binayı yapan ve göz yumanlardır denmez mi? Bir baba düşünün humardan, daha dayanıksız yollardan batırmış bu batırma işini tekraren yapmış, bedeli ise çocukları, akrabaları ödemiş. Bedel ödemenin de bir sınırı vardır. Osmanlının yıkılışından sonra yerine kurulan Cumhuriyet döneminde mazlum halk çok bedeller ödemiş, ödemeye de devam ediyor. Dini alanlarda; İslami’n şiarı Ezan Türkçeye çevrilmiş, büyük bedeller ödenmiştir. Devlet kadrolarında çalışanlar Namaz kılmışsa, gümüş yüzük takmışsa, eşi başörtülü ise irticacı denmiş, çok bedeller ödenmiştir. İbadethaneler bazen kapatılmış, bazen satılmış, bazen eğlence yerleri yapılmış çok bedeller ödenmiştir. Devletin üst kademesi toplanır toplantıya YAŞ kararları denirdi. Şu kadar asker irticadan ordudan ihraç edilmiştir hem de Türk milleti adına. Bu ülkenin genç dinamikleri, ihraç edilenlerin en yakınları çok ağır bedeller ödemiştir. Ben yetiştim köye tahsildar gelir ev başı kaç tane küçük, büyük hayvan varsa her biri için vergi alınır devlete verilirdi. Halk büyük bedeller öderdi. Maddi yönden karneyle ekmek alınır ağır bedeller ödenirdi. Karaborsacılık şimdiki dövizin yükselişinden beterdi halk büyük bedeller öderdi. Cumhuriyet döneminde dört yıl Askerlik yapan ecdadımız var. Şimdi bedelli askerlik nevzuhur zengin çocuklarına bir lütuf kapısı, hazineye de gelir hortumu. Ver gülüm al gülüm bu nasıl vatanseverlik? Ecdat vatan savunmasında da çok bedeller ödemiş. Yanlışları eleştirmek büyük suçtu. İdam edilenler, sürgün edilenlerin, zindanlarda çürüyenlerin haddi hesabi yoktur. Ceza evlerinde işkenceye tabi tutulanları, dışkı yedirilenleri hiç saymıyorum. Bediüzzaman’ın mezarı bile meçhul, ister Nazım Hikmet olsun mezarı niçin Rusya da olsun, Ahmet kaya niçin başka ülkede defin edilsin. Atıf hoca idamla bedel ödemiştir. Eğitim hakkı elinden alınan kızlarımız bir parça bez parçası için bedel ödemişlerdir. Şeyh Saidi kürdi kıyam karşılığı otuza yakin dava arkadaşları ile beraber idam edilmiş, mezarları meçhul, bunlar ağır bedeller değil mi? Cumhuriyet döneminde Adnan Menderes ve iki bakanın idamı büyük bir bedelin kanıtıdır. Meşru partileri kapatılan siyaset yapmasına yasak konan Rahmetli Erbakan ve ekibi anlatılmaz bedeller ödemişlerdir. On altı yıldır iktidar olan Şu an Başkan seçilen, dindarlığından çocuklarını ülke dışında okutan, bir şiir okudu diye ceza evine giren, muhtar bile olamaz denilen Sayın Erdoğan’da bedeller ödemiştir. Bedel denirken gerçek bedeller bunlar olsa gerek. Bedeller ödenerek bu günlere gelinmiş. İğneyle kuyu kazar gibi, bize düşen geçmişten ibret almaktır. Dun yapılanlar lanetlenirken, verilen nimetlere nankörlük etmek hamakattır. Şimdi önümüzde ekonomik kriz var. Her kes ayrı telden çalıyor. Hemen görüşümü belirteyim olanlar birden olmadı. Yanlış siyasetin, yanlışlara kulak asmamanın bedelidir diyorum. Ben kirada oturan, yedi çocuk büyüten, 2000 TL.Emekli memur maaşını alan bir vatandaşım.bir hafta içinde kit kanaat geçindiğim aldığım 2000 TL.Maaşımdan 600 Lira’yı çalan kim? Bu hırsızı aramak, bulmak insani görevimdir.Dövizin yükselmesi ile dolar severler yine köşeyi döndüler.Yanlış yapan babanın bedelini hep çocuklar mı ödeyecek? Ey insaf sahipleri, yanlışa yanlış demeyenler, taraflı yayın yapanlar, dini dünyaya değiştirenler, dini beşeri sisteme uyduranlar doğruluktan ayrılmayın, Şanlıurfa Şartlarında sabah kahvaltım üç biber, iki patlıcan, bir baş soğan, ekşi ayran iki tırnaklı ekmektir. Dolar sevdalısı olmadığım için dolar yükselişi, alçalışı hiç umurumda değildir. Gerçek dava ilkeleri için bedel ödenmek isteniyorsa ben ön saftayım. Tapınak haline getirilmiş, masumlaştırılmış fanilere alkışım, övgüm olmamış olamaz. Meral Akşener’in kongre konuşması, ırkçılık koksa da iktidarı eleştirmesi yazılı basından okunmasını tavsiye ederim. Çoban akşam ağlayarak eve gelir. Baba ne oldu oğlum diye sorar? Çoban baba valla yatıyordum bir uyandım ki, kurtlar koyunları hep parçalamış. Buda gaflet bedeli, Mevlam inananlara gerçek dine dönmeyi nasip etsin. Din düşmanlarına fırsat vermesin… Vesselam.
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2018 - Perşembe

Bedel Ödemek

Bedeller çok değişik anlamlıdır. Bedeller yanlışın da, doğrunun da karşılığı olabilir. İnsanoğlunun hayati bedeller ödemekle doludur. İlahi bedeller baş üstüne, deprem olmuş bedeller ödenmiş, sel felaketi olmuş bedeller ödenmiş, öldürücü hastalığa müptela olmuş bedeller ödenmiş, yangın olmuş bedeller ödenmiş, bu ilahi afetlerin bedeli ödenirken, ihmal ve tedbirlere bir nebze havale edilebilir. Binayı yapan Müteahhit demir çalmış, çimento çalmış, işçilik çalmış, Binanın içinde oturanlar ilahi depremle bu karton binanın altında kalmış, bedel ödemişlerse suçlunun kim olduğu bellidir. Binayı yapan ve göz yumanlardır denmez mi? Bir baba düşünün humardan, daha dayanıksız yollardan batırmış bu batırma işini tekraren yapmış, bedeli ise çocukları, akrabaları ödemiş. Bedel ödemenin de bir sınırı vardır. Osmanlının yıkılışından sonra yerine kurulan Cumhuriyet döneminde mazlum halk çok bedeller ödemiş, ödemeye de devam ediyor.

Dini alanlarda; İslami’n şiarı Ezan Türkçeye çevrilmiş, büyük bedeller ödenmiştir. Devlet kadrolarında çalışanlar Namaz kılmışsa, gümüş yüzük takmışsa, eşi başörtülü ise irticacı denmiş, çok bedeller ödenmiştir. İbadethaneler bazen kapatılmış, bazen satılmış, bazen eğlence yerleri yapılmış çok bedeller ödenmiştir. Devletin üst kademesi toplanır toplantıya YAŞ kararları denirdi. Şu kadar asker irticadan ordudan ihraç edilmiştir hem de Türk milleti adına. Bu ülkenin genç dinamikleri, ihraç edilenlerin en yakınları çok ağır bedeller ödemiştir. Ben yetiştim köye tahsildar gelir ev başı kaç tane küçük, büyük hayvan varsa her biri için vergi alınır devlete verilirdi. Halk büyük bedeller öderdi. Maddi yönden karneyle ekmek alınır ağır bedeller ödenirdi. Karaborsacılık şimdiki dövizin yükselişinden beterdi halk büyük bedeller öderdi. Cumhuriyet döneminde dört yıl Askerlik yapan ecdadımız var. Şimdi bedelli askerlik nevzuhur zengin çocuklarına bir lütuf kapısı, hazineye de gelir hortumu. Ver gülüm al gülüm bu nasıl vatanseverlik? Ecdat vatan savunmasında da çok bedeller ödemiş. Yanlışları eleştirmek büyük suçtu. İdam edilenler, sürgün edilenlerin, zindanlarda çürüyenlerin haddi hesabi yoktur. Ceza evlerinde işkenceye tabi tutulanları, dışkı yedirilenleri hiç saymıyorum.

Bediüzzaman’ın mezarı bile meçhul, ister Nazım Hikmet olsun mezarı niçin Rusya da olsun, Ahmet kaya niçin başka ülkede defin edilsin. Atıf hoca idamla bedel ödemiştir. Eğitim hakkı elinden alınan kızlarımız bir parça bez parçası için bedel ödemişlerdir. Şeyh Saidi kürdi kıyam karşılığı otuza yakin dava arkadaşları ile beraber idam edilmiş, mezarları meçhul, bunlar ağır bedeller değil mi? Cumhuriyet döneminde Adnan Menderes ve iki bakanın idamı büyük bir bedelin kanıtıdır. Meşru partileri kapatılan siyaset yapmasına yasak konan Rahmetli Erbakan ve ekibi anlatılmaz bedeller ödemişlerdir. On altı yıldır iktidar olan Şu an Başkan seçilen, dindarlığından çocuklarını ülke dışında okutan, bir şiir okudu diye ceza evine giren, muhtar bile olamaz denilen Sayın Erdoğan’da bedeller ödemiştir. Bedel denirken gerçek bedeller bunlar olsa gerek. Bedeller ödenerek bu günlere gelinmiş. İğneyle kuyu kazar gibi, bize düşen geçmişten ibret almaktır. Dun yapılanlar lanetlenirken, verilen nimetlere nankörlük etmek hamakattır.

Şimdi önümüzde ekonomik kriz var. Her kes ayrı telden çalıyor. Hemen görüşümü belirteyim olanlar birden olmadı. Yanlış siyasetin, yanlışlara kulak asmamanın bedelidir diyorum. Ben kirada oturan, yedi çocuk büyüten, 2000 TL.Emekli memur maaşını alan bir vatandaşım.bir hafta içinde kit kanaat geçindiğim aldığım 2000 TL.Maaşımdan 600 Lira’yı çalan kim? Bu hırsızı aramak, bulmak insani görevimdir.Dövizin yükselmesi ile dolar severler yine köşeyi döndüler.Yanlış yapan babanın bedelini hep çocuklar mı ödeyecek? Ey insaf sahipleri, yanlışa yanlış demeyenler, taraflı yayın yapanlar, dini dünyaya değiştirenler, dini beşeri sisteme uyduranlar doğruluktan ayrılmayın, Şanlıurfa Şartlarında

sabah kahvaltım üç biber, iki patlıcan, bir baş soğan, ekşi ayran iki tırnaklı ekmektir. Dolar sevdalısı olmadığım için dolar yükselişi, alçalışı hiç umurumda değildir. Gerçek dava ilkeleri için bedel ödenmek isteniyorsa ben ön saftayım. Tapınak haline getirilmiş, masumlaştırılmış fanilere alkışım, övgüm olmamış olamaz. Meral Akşener’in kongre konuşması, ırkçılık koksa da iktidarı eleştirmesi yazılı basından okunmasını tavsiye ederim. Çoban akşam ağlayarak eve gelir. Baba ne oldu oğlum diye sorar? Çoban baba valla yatıyordum bir uyandım ki, kurtlar koyunları hep parçalamış. Buda gaflet bedeli, Mevlam inananlara gerçek dine dönmeyi nasip etsin. Din düşmanlarına fırsat vermesin… Vesselam.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.